Şimdi azizim;
Bu tablo pragmatist bir manifestonun edimsel imgelenmelerine öykünen yaptırımları karakterize eden kuramların tümünü gerçekleyebilme yetisine haiz bir öngörümsel önerme varyantı olarak kabul edilse de, içsel çatışıklıkları pasivize etmenin bilişsel algılanması söz konusu olduğunda, pitoresk bir tümevarım sağlayabilecek bir betimlemeyi, en marjinal kulvarlarda, ayrımlanabilir ve determinist bir tarzda angaje edebilme kapasitesine sahip değil.
sanat denen olgudaki dadaist ve sürreal akımları bilmeden sik sik ötenlerin kapıldığı yargı. gerçi bana göre hiç bir sanat eserinin değeri parayla ölçülemez fakat bu sanat eserlerinin onları algılamaktan aciz insanların ağzına sakız olması da eşit derecede sinirimi bozuyor. gidin uzun eşek oynayın yahu, aptallar.
- bu saçmalığa 30000 avro ödemeyeceksin! inanılmaz
+ inansan iyi olur
- bu ahbabın beyaz zeminde burnu kanamış ve bunun için 30000 avro istiyor.
+ söyle bana driss, insanların neden sanatla ilgilendiğini düşünüyorsun?
- bilmem iş için.
+ hayır. birinin ayrılırken arkasında bıraktığı tek şeydir.
- saçmalık... bir hırdavat dükkanına uğrayıp 50 dolar karşılığında bende
arkamda bir şeyler bırakabilirim. hatta bedavadan mavi boya bile atarım istersen.
sırf fiyaka için sanattan anlıyormuş gibi yapıp, ünlü tabloları satın alan çakma sosyetenin dışında, gerçekten sanat ile ilgilenen ve bunları alan insanlar için ise bu tablolar bir anlam ifade eder. belki eserde verilmek istenen asıl mesajı anlamaz fakat kendisine bir şey çağrıştırmış olabilir. eğer ciddi ciddi mesajı alıyor ise zor bulunan değerli zenginlerdendir.
dünyanın en iyi getirisi olan yatırım aracı. metin akpınar yıllardan beri tabloya yatırım yapıyor. arsa alsam bu kadar değer kazanmazdı dedi. bir ressam öldüğünde çizdiği resim değer kazanır. dikkat edilirse çok eski ressamların çizdiği resimler değerli. şimdi kaliteli ressam pek çıkmıyor. bir ibrahim çallı osman hamdi bey şeker ahmet paşa zamanında gerçekten başyapıt resimlere imza atmış kişiler. bunlar bok gibi olsa zenginler bu kadar para verir mi.
sırf o kızı etkilemek için en iyi tablo bende olsun diye alınan şeyler. yani anlayacağınız bu dünyayı erkekler yönetiyor ve en iyi kadına istediği kadına sahip olabilmek için yapıyorlar bunu.
şekli şemalinden çok, topluma ve dönemine mâl olmuş eserlerin sırf paranın dibine vuracağız diye milyon dolarlara satılıp, eseri maddi değerinden çok manevi açıdan boka çevirme sorunudur. aynı zamanda, eserin anlatımının değil eserin sahibinin imzasını satın alma durumudur. böyle gösteriş meraklısı görgüsüzler, camiasıyla oturup "azizim sanatçı burada şunu ifade etmiş" derken aslında bir halttan anladığından değil, içten içe " picasso'nun tablosunu aldım lan, boru mu, gör diye dikiyorum seni, geber kıskançlıktan" mesajını verir.
benim söylediklerim genellemedir elbet. eserlerin hem maddi hem manevi hakkını veren insanlar da vardır. mesela eserin kalabalık mekanlarda korunamayacağına kanaat getiren bir sanat severin eseri satın alıp kendi bünyesinde barındırmasına birşey diyemem. aynı zaman da eseri alıp da sanat müzelerine hediye ederek olması gereken yere, halkın gözleri önüne koyan insanları da alkışlayarak takdir ediyorum. ama gerisi benim için kapitalist görgüsüzlerden ibarettir.
öznel bir yorum olmakla birlikte, çağdaş sanat kulvarına olan soğukluğumca katıldığım önermedir. çünkü sanat 21. yüzyılda bir yatırım aracıdır. bu yüzden çağdaş sanatın örgütlenmesi kitabı okunmalıdır.
param çok harcayacak yer bulamıyorum durumudur. ayrıca çok iyi kara para aklanır bu yöntemle.
yoksa kimse bu tablolara gerçekten milyon dolarlar dökmez. dökebilir de aslında insanoğlu büyük maldır.