Dün itibariyle tarihteki iktisatçılar kervanına katılmıştır. Kendisi paracı(monetarist) iktisatçıların önde gelen isimlerindendi. Keynesian ekonomi politikalarına tepki olarak gelişen monetarizm liderini yitirmiştir. Kendisinin iktisat alanında nobel ödülü de bulunmaktadır. Her iktisat öğrencisi en azından bir kere yalnız gecelerini bu adamla paylaşmıştır.
ekonomide "friedmancı monetarizm" gibi bir ibaredir ki beyinlere kazınmış,neo-liberalizm'in önde gelen savunucularından,keynesyen ekonomi karşıtı iktisatçı.
1992 de dogmus, piyasa ekonomisinin devlet müdahelesi olmaksızın islemesini savunan monetarist teorilerin en onemli isimlerinden nobel odüllü ekonomist
chicago okulu ekolunden yetişmiş dolaysıyla devlet müdahelesine tamamen karşı çıkan,moneterizmin kurucusu ekonomist.kapitalizm üzerine görüşleri çok tartışılsada pozitif ekonomiye katkıları yadsınamıycak kadar çoktur.
1912 yılında doğan, yahudi bir ailenin çocuğu olan, john maynard keynesin teorilerini çürüten, kendi teorilerinin gerçek olduğunu gören büyük iktisatçı. Ders verdiği Chicago üniversitesi'nde öğrencileri tarafından mr. macro lakabı takılmıştır. kapitalizmin ve piyasa ekonomisinin en etkili savunucularındandır.
en cok taninan iktisatcilardan biridir. Doktorasini Columbia universitesi nden almis biri olan friedman yakin bir gecmiste * 94 yasinda iken hayatini kaybetmistir, ekonomi dalinda nobel odulu sahibidir.
1932 yılında rutgers üniversitesinde matematik bölümü okuyan milton friedman daha sonra ilgisini iktisada çevirerek, bu alanda yüksek lisans ve doktora yapmıştır.
1956 yılında paranın miktar teorisi üzerine çalışmalar ve Amerika'nın parasal tarihi isimli kitapları yayınladı. bu kitaplar friedman'ın monetarizm olarak bilinen kuramının temelini oluşturur.
1976 yılında tüketim analizi, parasal tarih ve para teorisi ve istikrar politikalarının karmaşıklığını gösteren çalışmaları nedeniyle kendisine Nobel ödülü verilmiştir.
"Özgürlüğün korunması, devletin gücünü sınırlamak ve yaygınlaştırmak(yaymak) için öne sürülen bir savunma nedenidir. Bunun yapıcı bir yönü de vardır. Mimaride ya da resim sanatında, bilimde ya da edebiyatta, sanayide ya da tarımda, uygarlığın büyük ilerleyişleri hiçbir zaman merkezi hükümetle olmamıştır. Christoph Colombe, gerçi mutlak hükümdar tarafından bir ölçüde mali açıdan desteklenmiştir, ama Çin’e giden yem yolu aramaya bir parlamento çoğunluğunun direktifiyle çıkmamıştır. Newton ve Leibnitz; Einstein ve Bohr; Shakespeare, Milton ve Pasternak; Whitney, McCormick. Edison ve Ford; Jane Addams, Florence Nightingale ve Albert Schweitzer, edebiyatta, teknik imkânlarda ya da hastalıkların tedavisinde, beşeri bilgi ve anlayışında yeni ufuklar açarken hükümetin emriyle hareket etmemişlerdir. Başarıları bireysel dehanın ve azınlığın desteklediği, çeşitliliğe, değişikliğe izin veren bir toplumsal ortamın ürünüdür.
Devlet hiçbir zaman bireysel eylemin değişiklik ve çeşitliliğini taklit edemez. Herhangi bir zaman diliminde konut yapımında, beslenmede ya da giyimde tek tip standartlar koyarak birçok bireyin yaşam düzeyini iyileştirebilir hiç kuşkusuz; okullaşmada, yol yapımında, sağlık ve temizlik hizmetlerinde yine tek tip standartlar koyan merkezi hükümet, birçok yerel alanın, hattâ ortalama olarak tüm toplulukların etkinlik düzeyini yükseltebilir. Ne var ki, uygulamada ilerlemenin yerini durgunluk almış, yarını bugünün üstüne çıkaracak deneyler için gerekli olan çeşitliliğin yerini ise tek tip sıradanlık almış olur."
"If you put the federal government in charge of the Sahara Desert, in 5 years there'd be a shortage of sand."
“Büyük sahra çölü’nün başına federal hükûmeti geçirin, 5 yıl sonra kum kıtlığı başlar.”
Sözünün sahibi.
Devlet memurlarının/bakanların/milletvekillerinin/başkanın/cumhurbaşkanının ve benzerlerinin niteliğinin amerika gibi bir ülkede bile düşük olmasından yakınan zat.
Edit: tdk dersi vermeye çalışan kardeşim, malesef değil. doğrusu “maalesef”
Maalesef verimlilik ilkesi devletlerde düşük seviyelerde.
"Serbest piyasa sisteminin en büyük erdemi, insanların ne renk olduğuyla ilgilenmemesidir; dinlerinin ne olduğu umurunda değil; sadece satın almak istediğiniz bir şeyi üretip üretemeyeceklerini umursar."
iğrenç adam. Latin amerika’daki kanlı darbelere ve diktatörlere akıl hocalığı yapmış halk düşmanı. Bu herife nobel ödülü verildiğine inanabiliyor musunuz?
arbutus unedo hocamız bu adamı çok
güzel anlatmış . bu adamın fiikirlerinin
siyasi sonuçları nelerdir ?
* toplumu fakirleştir .
* bütün kaynaklar bir kaç zenginin
elinde olsun .
* bu zenginler de amerikaya bağlı olsun .
* her ülke amerikan kolonisi olsun .