son zamanlarda milliyetçiliğe karşı artan saldırıların tek sebebi olarak nitelendirilebilecek eylem.
üstelik bu saldırıların atatürk'ü milliyetçilikten başka her konuda kendine çanak tutan sahte solcular, yandan yemiş devrimciler ve levis giyen komunistler tarafından yapılması ayrıca manidardır.
milletini öven hatta daha da kötüsü yermeyen her açıklamaya gülünmektedir, alay edilmektedir ve anında gerici veya faşist damgası vurulmaktadır.
ermeni soykırımı yapılmamıştır diyenler ülkemizde bile inkarcı olarak nitelendirilmektedir.
milletini savunmak artık ayıp olmuş bu diyarda.
fransa susuz bırakıp katlettiği yüzbinlere rağmen fransızlığından, her başarısını hileyle kazanmış ingiltere ingilizliğinden hatta millet olma yolunda ilerleyen amerika, amerikanlığından dolayı övünürken kimilerinin 'türküm' derken dudakları uçuklamaktadır.
atatürk hayattaki en büyük hazinesinin 'türk olarak doğmak' olduğunu belirtmiştir, aklımızda iyi kalsın.
milliyetçiliğe gericilik olarak bakanlar var; atatürk gerici bir insansa ben de gericiyim...
milliyetçiliği faşizmle eşdeğer tutanlar var; atatürk faşistse ben alasıyım...
bu yazıyı okumadan, makattan uydurulmuş bir kavram olan 'kafatasçı milliyetçilik' hakkında atıp tutacak olan andavallar için peşin edit: kafatasçı olan bir oluşum milliyetçi olarak nitelendirilemez. insanları ellerinde olmayan değerler açısından kategorize etmek faşistliktir zaten. ve atatürk bunun önlemini türklüğün tanımını 'bu ülkede doğan, yaşayan ve ortak değerleri paylaşan insanlar' olarak tanımlayarak almıştır.
sizin milliyetçi anlayışınız kafatasçı diyen/diyecek olan anlayış kıtlığı çeken canlara duyurulur..
siyasi, hukuki , felsefi anlamdaki gelişim ya da gerileme olsun, her tarihsel olguyu ve içinde barındırdığı süreci sınıfsal çatışma temeli dahilinde kurmak ve ekonomik yönü gereğinden fazla vurgulamak olayı basite indirmektir. milliyetçilik de dahil olmak üzere her tür olguyu bu şekilde tahlil etmeye çalışmak birçok marksistin de yaptığı gibi harika zırvalar yumurtlamaktan başka bir şey ifade etmez. (zırva kelimesi durumla ilgili olarak engels'in genç marksitleri eleştirmek için kullandığı bana ait olmayan bir terimdir)
kısa ve öz olarak her genel ilke her özel şarta kalıp olarak oturabilir diye bir kanun bulunmuyor. özellikle sosyal bilimlerde asla. sosyolojik olarak farklı altyapılara sahip toplumların değişim sürecinin de birbirinden farklı olarak ele alınması gerekir. bu noktada genel geçer ilkeler alaşağı edilebilir. ideolojiler kabul edilmek istediği toplumun şartlarına ayak uydurmak ve evrilmek zorundadır. ekonomik determiminizmi bu kadar baskın olarak kullanmak ise gerçeklikten tümden kopmaktır. batı ve doğu halklarının birbirinden bağımsız ve farklı yönmelerde gelişen tarihsel ve toplumsal özellikleri göz önüne alınırsa ansiklopedik tarzdaki bir salt marksist anlayış bu kalıba uymayacak ve tarihsel süreci değerlendirmede de yetersiz kalacaktır. bu her anahtarın her kiliti açamayacağının tespiti kadar kesin bir gerçekliktir.
batının marksist anlayışını, özellikle batı ve doğu arasındaki toplumsal katmanların oluşumunun , gelişen tarihsel sürecin niteliğinin birbirinden farklılıkları bu kadar aşikarken doğuya sentez etmeye çalışmak hastayı kan uyuşmazlığı nedeniyle kaybetmek demektir.
türkiye'de marksist anlayışının milliyetçiliğe de halkın inançlarına da bakışı bulanıktır. bu yüzden toplumdan bu kadar uzak, işte bu yüzden değişmezse asla kabul görmeyecek..
sokakta serserilik yapıp milliyetçiyim diye geçinen götlembiklerle, faşitleri saymazsak milliyetçilik, laiklik gibi atatürkün ilkesidir.
milliyetçiliğe belki saldırıda bulunulabilir ama yok olmaz. fakat laikliği tamamen yok etmeye çalışıldığı unutulmamalıdır.
ayrıca milliyetçiliğe saldıran herkes, atatürkün ilkesine karşı geliyor diye suçlanamaz çünkü saldırılar milliyetçiliğe değil, milliyetçiyim diye geçinen dangalozlaradır.
--spoiler--
Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.
--spoiler--
türk milliyetçiliği sadece atatürk ilkesi değildir, onun değer yargılarının özüdür. hem üç beş ezberle stalinist-troçkist ayrımını yapabileceğini zanneden, kendi öz halkının içinden çıkan galiyev gibi marksist bir ideoloğu ise tanımayan lumpen komunist tayfasının , hem de biat kültürünü, şeyhe kul olmayı marifet sayan dinci yobaz takımının ortak hedef tahtasındadır milliyetçilik.
eğilip, bükülmeye gerek yok. türk milliyetçiliğine karşı olmak atatürk'e de, onun devrimlerine de, türkiye cumhuriyeti'ne de karşı olmak demektir.
george washington'un konuşmasından bir alıntının idrak yollarını açması dileğiyle..
(bkz: olmayacak dua'ya amin demek)
Belirli bir millete sevdayla bağlanmaktan kaçının. Başka bir ülkeye nefret ya da sevgi duyguları beslemeyi adet edinen milletler köleleşirler, kendi görev ve çıkarlarını unuturlar.
Büyük ve güçlü bir ülkeyle öyle bir ilişki kuran küçük ya da zayıf bir millet, ötekinin uydusu olmaktan kurtulamaz. Yabancı entrikaların aleti durumundaki kişiler, güvenini ve alkışını aldıkları halkı aldatarak onun çıkarlarını başkalarına teslim etmesini sağlarken, bütün bunlara karşı çıkan gerçek yurtseverlerşüpheliduruma düşürülüp lanetlenebilirler.
George WASHINGTON
ABD Kurucu Başkanı
17 Eylül 1796 Siyasetten çekilirken yaptığı veda konuşmasından alıntıdır.