milliyetçilik milletlerin varolma mücadelesidir

entry8 galeri0
    ?.
  1. ?.
  2. ?.
  3. milletlerin doğuş aşamasında ve saldırıya uğradıklarında dönemsel olarak geçerli olabilecek, ama tüm zamana yaygın kabul edilemeyecek slogan tipi bir önerme.

    "doğuştan gelen milliyetçilik" için ise yorumu biz bırakalım, misal, aborjinler, eskimolar yapsın. ırklarını her ortamda nasıl savunduklarını, böylece nasıl bir ihtiyaç giderdiklerini bir de onlardan dinleyelim.
    1 ...
  4. ?.
  5. ?.
  6. bunun için öncelikle ulus devletin sınırlarının hangi amaçlara yönelik çizildiğine bakılmaldır.krallık dönemnde istediği gibi ticaret yapamayan burjuvazi krallıkları yıkarak (bkz: 1789 fransız ihtilali) ulus devlete geçiş yapmıştır.krallık döneminde devletin tek hakimi kral olduğu için istediği gibi vergi toplayabiliyordu ve buda burjuvazinin gelirlerini büyük ölçüde sekteye uğratıyordu.nitekim ardından ulus devlet modeliyle yeni burjuva demokrasisini yaratıp,egemenlikte kendinin hakim olduğu cumhuriyetler kurmuştur.bu cumhuriyetide meşru temellere dayandrmak için ortaya hukuk devleti ve tarih birliği palavralarını atmıştır.hukuk devleti marx'ında eleştrdiği gibi sadece kağıt üstünde kalmakta ve fiilen gerçekleşmemektedir.yaşama hakkı sözleşme hakkı gibi temel haklar hayata geçirilemiyordu.buna takriben zekice düşünen burjuvazi ortak geçmiş birliğini ortaya attı ki egemenliğinin kendinde olduğu ülkenin harçlarını daha sağlam örebilmek için.

    kısa bir araştırma sonucu,ulus devletlerin burjuvazi çıkarlarına kurulduğunu görebilirsiniz.insanları millet miilet ayırmak yerine bir ayrım çok daha doğru olacaktır;ezenler ve ezilenler.proleterya sınıfının milliyetçi ayrımları yoktur.çünkü aslında milliyetçiliğin sermayeye hizmet ettiğini bilir.ırk,din,dil....bunlar yanlış ayrımlardır a dostlar.
    1 ...
  7. ?.
  8. (bkz: milliyetçilik ve millilik arasında ki fark)
    önce hangisine dahil olduğunu bilmesi lazım kişinin.
    0 ...
  9. ?.
  10. milletlerin varolma mücadelesi falan değildir milliyetçilik. yemek içmek ve diğer insani faaliyetler gibi bir his ise hiç değildir. Ortada insani değil ırksal bir durum mevcut çünkü. şöyle ki, Milliyetçilik tarihin bir bölümünde ortaya çıkan, o dönemin içinde toplumların ve devletin kullandığı ve fakat zamanı gelince de tarihe karışacak bir harekettir. aynı din gibi, aynı feodal ekonomi gibi, aynı kölelik gibi. bunların bazıları herkese şu anda çok itici geliyor olabilir, kölelik mesela. fakat kölelik de zamanında toplumlarda var olan bir olguydu ve zamanını doldurdu, geçti bitti ve şu anda bize çok ilkel geliyor. işte anahtar kelime de burada, ilkel. milliyetçilik de artık bazı kesimlere ilkel gelmeye başlamış bir düşüncedir ki öyledir ve hızla daha da ilkelleşmeye doğru gitmektedir. aslında ilkelleşmiyor milliyetçilik de, insan gelişiyor ve artık bu düşünce ona ilkel gelmeye başlıyor. ilkeli burada hakaret anlamında kullanmadığımı da belirtmek isterim. ilk mesajı yazan arkadaş da aslında güzel bir örnek vermiş benim yazımla aynı doğrultuda. "insan doğumundan belirli bir süre sonra aidiyet hissi duymaya başlar. bunu önce anne babasına ait olarak bastırır. daha sonra bu yeterli olmayıncada mensubu olduğu ırka mensubiyet duyarak..." diye başlamış lafa. aile ve ırk arasına kabileyi, köyü, kasabayı, şehir devletini, beyliği, yöreyi vs.vs. koyun. bunların bazıları resmi kurumlar bazıları sadece demografik topluluklar bazıları ise milliyetçilik gibi doğuştan mensubu olduğunu düşündüğü gruptur. ve insanlık umarım ki daha da gelişerek mensubu olduğu grubu sadece insan da değil, diğer canlılar, doğa, bütün dünya olarak görme yolunda daha da hızlanır ve en azından ilk adımlarını yaşadığım hayat içerisinde görebilirim. böyle insanlar tabii ki var fakat henüz maalesef azınlıktalar.
    1 ...
  11. ?.
  12. ümmetçi tayfanın keyfini kaçıran gerçektir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük