dünya düzeni gerçeklerinden bir haber yaşayan sevgi kelebekleridir.
romantikdir, ince ruhludur, vaktini kırlarda yuvarlanıp kelebek kovalayarak geçiren güzel insanlardır.
milliyetçilik öcüdür onun için. orduları sevmez, bayrak nedir bilmez.
'milliyetçilik gereksizdir hastalıktır' deyip dolanır taksimde, solcuların ağırlıklı olduğu kafelerde.
romantik işte...
halbuki biraz romantizmden uzaklaşıp, dünya gerçeklerini göz önünde bulundursa, anlayacaktır milliyetçiliğin gerekliliğini. aptal değildir sonuçta.
şimdi hepimiz insanız en nihayetinde. haklısın burada.
ama dünyanın herhangi bir yerinde adamlar ölülerini yerken, bizim ölülerimizi toprak altına gömüp yılanlara çıyanlara yedirmemizi anlayamıyor bir türlü. biz de, anasının babasının ölüsünü yiyen bu adamları anlayamıyoruz bir türlü.
hepimiz bir farklıyız. dünya üzerinde bir köşeyi kapmış, üzerlerinde devletlerimizi kurmuşuz. ordularımız olmuş, ulusal çıkarlarımız... dostluklarımız olmuş düşmanlıklarımız...
hepimizin kendine ait kültürü, dili olmuş. bölünmüşüz, ayrışmışız.
bu ezelden beri böyle. şaçma bir düzen kurmuşuz insanlık olarak. dünya da, bu düzen üzerine dönüp durmuş yıllarca.
şimdi ne yapak kanka? ben bir milletin parçası olmuşum. milletim bu düzenin bir parçası olmuş. bütün insanlık bir milletin parçası olmuş. ne yapalım şimdi ?
parçası olduğum milleti çok seviyorum. iyiliğini güzelliğini istiyorum. bayrağını, dilini seviyorum. güzelleşmesini gelişmesini istiyorum. bunun neresi hastalık?
bence sen ya milliyetçikten, şovenizmden ırkçılıktan bir habersin ya da milliyetçiliğe değil de, şovenizme ve ırkçılığa karşısın haberin yok.