milliyetçilerin olmadığı dünyayı bilmemde milliyetçilerin olmadığı bir türkiyede meydan çakallara hainlere
şerefsizlere kalır.milliyetçiliğe düşman olanların çoğunun kürtçü ve pkk lı olması şaşırtmamalıdır.
yapmacık olmayan dünyadır. herkes gerçekten birbiriyle kardeş olacaktır. kardeş olmaya zorlanmayacaktır böyle bir dünyada. ya da kardeşmişiz gibi yapmaya zorlanmayacaktır. asıl o zaman birlik bütünlük sağlanacaktır. çünkü saygı ortaya çıkacaktır.
okuyacağımız gazetenin hesabını vermeyeceğimiz, gittiğimiz okul yüzünden damga yemeyeceğimiz, sokakta yürürken kılık kıyafetimizden dolayı yargılanmayacağımız ya da kafamıza kurşun yemeyeceğimiz, sırf yer edinmek çıkar sağlamak uğruna arkadaşımızı satmak zorunda kalmayacağımız daha doğru bir dünyadır. bu yazdıklarımın hiç biri kafamdan sıktığım ya da herhangi bir ideolojiye karşı olduğum için hayal dünyamdan üretiğim zımpırtık cümleler değildir bunlar ve fazlasını yaşamışım görmüşüm okumuşumdur.
rant uğruna onca insanın sağlığının tehlikeye atılmadığı dünyadır.
insanların o kadar güzel olacağı ve hatta solunum yerine fotosentez yapacağı dünyadır.
insanların hepsinin de kafalarında halelerle dolaştığı dünyadır.
...
...
tamam da gene de aynı, elips dünyadır hepsi hepsi.
üniversite zamanlarında tkp'li bir arkadaşım, konu her ne olursa olsun aynı şeyi söyleyerek bağlardı:
"sinek öldürmek çözüm değil, bataklığı kurutmak lazım"
çok sevdim bu sözünü oğuz'un. evet adı oğuz'du ve babası sıkı milliyetçiydi. ama hiçbir zaman "babamın olmadığı dünya" dediği olmazdı. zira sinek öldürmek değil amacı adamın, sağlıklı düşünüyor işte sen anla.
"şah var" diyerek satranç oynamamazlık etmezdi. ve hiç bir zaman duymadım ben oğuz'un ağzından "faşizmi kendi götüne sokacağız", "faşizmi kendi kanında boğacağız" kelamlarını.
şimdi, ne diyeceğim. hani herkes kardeş ve tüm renkler bir zenginlik ya nedendir "yoketmek" türünden bir ümitle yaşamak?
he şimdi pekala milliyetçilik ve bu tebadaki "şiddet eğilimi" üzerine uzun uzadıya makaleler düzülebilir, kabul. ama öte yandan çok düzgün bir şekilde düşüncelerini savunabilen ve dilin, dimağın kuvvetine can-ı gönülden inanan milliyetçiler de yok değil.
mes'ele sinek öldürmek olmamalı demem o ki. bataklığı kurutacaksın amacın çözüm üretmekse. yoksa "onu yokedelim", "bunu ortadan kaldıralım" derken faşizmin dikalası salyalanır dudak aralarında.