şöyle gazeteyle alakası yok. site saat 4-4.5 gibi gazetedeki haberlerle güncelleniyor. sabah saat 8 gibi internet sitesinin kendi editörleri tarafından tekrar yapılıyor. yazı işleri ile alakası yok. farklı haber değerlendirme sistemleri var. saat sabah 8'den sonra giren haberlerin yüzde 90'ını ertesi günkü gazetede göremezsiniz. bu da ne kadar 'kaliteli' bir haber değerlendirme sistemleri olduğunu gösteriyor zaten.
beni benden alan, rastladığım, rastlayabileceğim en siktiriboktan haber sitesi. cleveland magic maçının devre arasına öylesine bir gireyim dedim ve amerikalı askerlerin tecavüz fotoğrafları haberine baktım pezevenk evlatlarına iyi bir küfretmek için ama bütün küfürlerimi kolpa haber üstadı milliyete ettim.
(bkz: neye niyet neye kısmet)
yıllardır kaybettiği imajı ve güvenilirliği yanında basın onuru ve ahlakı denilen kavramı da ayaklar altına alan, asılsız yere hedef göstermekten gocunmayan, artık sahneden silinmesi şart olan gazetemsi kağıt.
internet sayfasında nur cemaatine büyük şok adlı bir haber bulunan site. bende sazan gibi atladım habere, ne olmuş lan bu nurculara diye, iki satır daha okudum, cemaatte hırsızlık olmuş üstelik hırsızlardan biri cemaatten. amanım bomba gibi di mi kendi cemaatini soyan hırsız. sonra haberin tamamını okuyorsunuz, zannlıların ifadesine göre hırsızın cemaatle alakası yok diyor. bu nasıl bir habercilik, kendi verdiğin haberi üç beş satır sonra kendin yalanlıyorsun. bok atmayı bile beceremiyorsun.
çalıntı haberler yapan site. yazıktır, günahtır kardeşim. adamın sitesini olduğu gibi kopyalamışlar kaynak bile göstermeden. ben bunların alayına şerefsiz diyeceğim ama sözlüğün başı derde girer diye söyleyemiyorum.
internet sitesi iyice cıvıklaşmış gazete. roberto carlos'un ümit karan'a el ense cekerek yere indirdigi net penaltı pozisyonunu derbide taraftarları güldüren an diye pervasızca utanmadan haber yapmışlar. "ümit de iyi domalmış haa" deselerdi tam olurdu bence...
hürriyet ile birlikte ağız dolusu küfürleri 24 saat yiyen, ne söyleyeceğimi şey yapamadığım gazete. öyle ki sözlüğü hukuksal açıdan zor durumda bırakırım, o derece.
haber şu,
gökten inek yağdı! gökten sadece yağmur ve kar mı yağar sanıyorsunuz? inanılmaz ama gerçek bir olay yaşandı ve gökten inek yağdı!
harfi harfine böyle değil tabi ama genel olarak böyle, harfi harfine doğru olmasa da en, en ufak bir abartma yok.
şaşırdınız di mi? ne inek yağması lan, tozu çamuru anladık da inek nerden çıktı diye düşündünüz..
olay ne biliyor musunuz?
çin'de bir adam arabasıyla gidiyormuş..
öndeki kamyonun kasasında inekler varmış..
ineklerden biri düşmüş arabanın üzerine..
türkiye'nin en iyi gazetesi dedikleri buysa, medyanıza sokayım sizin.
uludağ sözlüğün moderasyon makamına sayılan sevilen ve ilgi çeken isimleri getirmesi gibi bir politika izleyip her telden çalabilen gazete. aydın doğan a yeri gelen heryerde sektirebilme yeteneğime rağmen beni çeken ve al beni al diye göz kırpan gazete. aileden biri olabilen gazete. bu giri ile anladığım kadarı ile bilinç altımı ele geçirmiş gazete amnıskim.
neredeyse hergün tekzip metni yayınlamak zorunda kalmasının,olağan günlük işlerinin aksattığını düşündüğüm gazete.
12 eylül 1980'den 26 gün sonra aydın doğan'a satılmıştır,gazetenin eski sahibi olan ercüment karacan'ın oğl ömer karacan'ın "babam(ercüment karacan)bizi öldürmesinler diye gazeteyi sattı"dediğini okumuştum.abdi ipekçi'nin,ölümünden bir süre önce milliyet'in satılmaması konusunda ercüment karacan ile ciddi tartışmalara girdiği de ifade edilir.
internet sayfasının devamlı sorunlu ulusal gazete. an itibariyle siteye girilemiyor. cok sık yasanmaya basladıgından acaba birsey mi oluyor diye düşündürmektedir.
okuyucusuna balık hafizalı muamelesi yapan gazete. bu kadar olur diyoruz ve sinirle kırmızı çarpıyı tıklıyoruz. daha bir hafta önce internet sitesinden verdiği manşet haberi bir hafta sonra hiçbirşey olmamaış gibi tekrar verdi. güya türkiyenin en çok tıklanan haber sitesi.
internet sayfasını değiştirmiş gazete. eski hali daha güzeldi bence. eskisine alı$tığımızdan değil, gerçekten öyle olduğu için söylüyorum.
göze çok kötü geliyor.
