sayfalar dolusu sebepler yazılabilir. hislerimizi yazalım.
heyecan yok. kalite yok. çekişme yok. sistem yok. organizasyon yok. en önemlisi ise adalet duygusu yok.
ideolojik yaklaşım var. kavga var. nefret söylemi var. para var.
80lerdeki futbolu özledim. belki küçüktük ondan zevkli geliyordu diyebiliriz ama sadece sebep o değil.
o zamanlarda tesisler yoktu. canlı yayınlar yoktu. radyodan takip ederdik. mikrofonlarımız şimdi ankarada dendiğinde yüreğimiz yerinden oynardı. pazar günleri bütün mahallede radyo1 yada radyo 2 den maçlar dinlenirdi. fenerlisi beşiktaşlısı aynı anda son ses maçı dinlerdi. o pazar günlerinin mahalle çoşkusunu anlatamam sözlük.
milli takım yine fark yerdi. kulüplerimiz yine avrupada fark yer gelirdi ama derdimiz zaten yenmek değildi. güzel futbol bize çoğu zaman yeterdi.
şimdi ne oldu da futbol bu hale geldi peki? ne mi oldu? adalet gitti. yerine nefret geldi. inanç gitti. para aşkı geldi. yenilenme olamadı. heyecan gitti. alt yapı, sistemli yaklaşım, organizasyon br kenara atıldı ve yerine futbolcu transferine dayalı sistem geldi. sonra da işte bu yapı karşımıza çıktı.
yapılması gerekenler;
dernekler kanunu ile yönetim ortadan kaldırılmalı. kulüplerin sahipleri olmalı. örnek; demirören geldi, kulübü sikti bıraktı, kaçtı. ünal aysal geldi, güya profesyonelim ayaklarına yattı ama sonra kaçtı, gitti. yakın gelecekte de trabzonsporda aynı senaryoyla karşılaşacağız.
altyapıdan futbolcu oynatma zorunluluğu gibi sistemler geliştirilmeli. genç yerli oyuncu oynatandan vergi indirimi gibi kolaylıklar getirilebilir.
spor kültürü geliştirilmeli. bunu organizasyon başlığı altında toplayalım. medyası ile bir bakış oluşturulmalı. gs den kaçan bir hocanın tekrar gs başına gelmesi ve sonrasında milli takıma hoca olmasını kanunla değil ama medya ile etik açıdan engellemek gerekiyor. yani fatih terim 20 yıldır hocalık yapıyor. galatasaray ve milli takım arasında git geller ile türk sporuna katkıda bulunamaz. sadece terim için değil sporcular açısından da bu durum böyledir. yurtdışına gidiyor ve geriye kendi takımına geliyor. taraftara biraz yalakalık ve forma garanti. bu sisteme çanak tutulmamalı.
volkan iyice kovaya döndü. mal mal hareketler yapar oldu. alsana onur'u, tolga'yı.
sonra semih kaya. adam çok kötü. eskisi gibi değil. formu bayağı düşük. onu niye aldın?
hamit... artık hamit sadece rakip takıma asist yapar oldu.
umut bulut. tamam tekniği güzel ama adam koşamıyor işte baboli anlasana.
zaten galatasaray'dan çağrılan futbolcuların özgüven eksikliği ve moral bozuklukları var. sen birde bu adamları brezilya gibi bir takımın karşısına çıkartarak iyice sikertiyorsun özgüvenlerini.
temel nedeni koşudur. yukarıda da yazdığım gibi bizim takımlarımız 20dk jog atar (ter atma koşusu) sonra istasyon antremanı yapar. bu antremanda 10 oyuncu durur 1 oyuncu istasyonu tamamlar. o bitirince diğeri başlar. sonuçta herkes yerinde durur.
ama avrupada en az 1 saat hızlı tempo koşu vardır.
bizim oyuncularımız topsuz iken rakipte top var iken bile onlara yetişemezler. fb gs bjk nın avrupa daki durumları da bunu gösteriyor.
milli takımın durumu fb gs bjk nin durumunun göstergesidir. bir an önce antremanlarda sadece koşu yapılmalı.