milli mücadele fetvası

entry1 galeri0
    1.
  1. istanbul'da, m. kemal'in aleyhine yayınlanan fetvaya karşılık olarak m.kemal ve taraftarları tarafından mehmet rıfat'a hazırlatılarak onlarca din adamına imzalatılan ve yayınlanan, milli mücadele yanlısı fetvadır.
    burada asıl önemli nokta ise, durmaksızın tekrar ettiğimiz ve kemalistlerin gözden ırak tuttuğu, anadolu milli mücadelesinin, kurtuluş savaşının tamamen islami, müslüman motivasyonlarla ve maksatlarla yürütülüp, nihai gaye olarak hilafet makamının kurtarılması amaçlanarak savaşa girişildiği; akabinde ise belli bir netice ile savaş son bulunca bu milli mücadele ruhunu taşımaya devam eden kadroların hızla tasfiye edilerek, suikastler ve sahte yargılamalar dahil, türlü politik ve askeri yöntemlerle yok edildikleridir.
    kısaca söylemek gerekirse, islamiyet, ümmet davası ve hilafet sancağı yolunda vatanı kurtaranlar, sonraki dönemde derdest edilip sepetlenmişler, bambaşka bir devlet ideolojisi yerleştirilmiştir.
    cumhuriyet gazetesinin 90'lı yılların sonlarında verdiği kitaplardan birinde, şu an adını hatırlamadığım kemalist bir bayan öğretim görevlisi-yazar, 28 şubat'ın da verdiği bir cesaretle bu durumu açıkça yazmış, m. kemal'in siyasi bir deha(!) olarak insanları dini değerlerle politika yaparak kullandıktan sonra gerçek düşüncelerini güz kazanınca açıkladığını beyan etmiştir.
    bitiriken, başlığa konu fetvanın mühim bir bölümünü buraya alıntı yapıyorum ki, üşengeç arkadaşlar kaynak tarama derdinden kurtulsun. buyrunuz:
    "Dünyanın düzeninin sebebi olan Müslümanların Halifesi (Allah onun azametini ve hilafetini kıyamet gününe kadar uzatsın) hazretlerinin hilafet makamı ve saltanat merkezi olan istanbul, Halife’nin rızası hilafına olarak, müslümanların düşmanları olan devletler tarafından fiilen işgal edilerek islam askerleri silahlarından soyulup bazıları haksız yere öldürülerek, Hilafet merkezinin korunmasını üstlenen, bütün istihkamlar, kaleler diğer harp vasıtalarını zapt ve resmi muameleleri yürütme ve müslüman askerleri techize memur olan Bab-ı Ali ve Harbiye Nezaretine el konularak, halifeyi, milletin hakiki faydalarını temin edecek tedbirler almasından fiilen yasaklama, sıkı yönetim ilanı, Divan-ı Harpler teşkil ederek ingiliz kanunlarına uygun olarak muhakeme ve cezalandırma suretiyle Halife’nin hükmetme hakkına müdahale ve yine Halife’nin arzusu hilafına olarak Osmanlı memleketinin bir parçası olan izmir, Adana, Maraş, Antep ve Urfa havalisine düşmanlar tarafından tecavüz edilerek, gayrimüslim vatandaşlar ile işbirliği halinde müslümanları öldürüp, mallarını soygun ve yağma edip , namuslarına tecavüz ederek mukaddesatlarını tahkir ettikleri taktirde yukarıda açıklandığı gibi harekete maruz kalan ve esir olan gayretlerini sarfetmek bütün müslümanlara farz olur mu?


    Cevabı budur : Allah en iyisini bilir , OLUR (Düşman saldırdığı zaman onunla savaşmak herkese farzdır.Bu durumda kadının kocasının izniyle , kölenin de efendisinin izniyle savaşması gerekir. “ Kenz ve Bezzaziye adlı eserlerde “ . Eğer bir müslüman kadın doğuda baskına uğrarsa batıdakilerin onu esaretten kurtarmaları gerekir.”Bahru’r Raik adlı eserde.)


    Bu şekilde hilafetin meşru haklarını , gasbedilen gücünü geri almak ve tecavüze maruz kalan memleketleri düşmandan temizlemek için cihad edip savaşan müslümanlar dinen baği (devlete isyan etmiş) olurlar mı?


    Cevabı budur : Alah en iyisini bilir. OLMAZLAR ( isyancı diye gerçek imama itaati haksız olarak tanımayan müslüman gruba denir. “Mecmeu’l-Enhur adlı eserde”).
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük