samsun'da başlayıp tüm yurdu saran bir ateştir. türk halkının özgürlük mücadelesidir. toprakları düşman askeri tarafından işgal edimiş ülkemizin kurtuluşu için yakılan bir meşaledir. bu meşalenin sahibi atatürk, emanetçileride bizleriz.
'' Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. o esaret ve aşağılığı kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine, ' Ey millet! sen esaret ve aşağılığı kabul eder misin? ' diye sormak lazımdır. Ben, milletin vereceği cevabı biliyorum. Ben, milletin büyüklüğünü biliyor ve bu sual karşısında, onun, o suali soran çocuklarını canı gibi seveceğini ve alınlarından öpeceğini biliyorum. Ben biliyorum ki bu millet, kendisine bu suali soran çocuklarının, hep o esasa dayanan çare ve hazırlıklarını canla, başla kabul edecektir. Onun için işte ben şimdi bu yoldayım, onun çok sağlam bir yol olduğuna kani olarak... '' 1920 (Yunus Nadi Abalıoğlu, Ankara' nın ilk Günleri, s. 99).
Milletine sonuna kadar güvenen ve ondan kuvvet alan Mustafa Kemal Atatürk' ün 19 Mayıs 1919 tarihinde samsun' da başlattığı ulusal şeref mücadelemizdir. Mücadelemiz tamamlanmamıştır, muasır medeniyetler seviyesine çıkıncaya kadar hatta o medeniyetleri geçene kadar devam edecektir.
nice zorlukla yapılan savaştan zaferle ayrılan milletimiz için anlamı yüksek olan söz. kurtuluş savaşı dönemi'nde nasıl bu mücadeleyi verdiysek bugün de bazılarına karşı bu mücadeleyi vermemiz gerek.
silah mı? cesaret mi? sorusuna derslik bir cevap olarak belleklerde yerini almış, insanlık ile barbarlığın savaştığı ve sonunda insanlığın kazandığı müdafadır.