milli geminin milli olmamasi

entry11 galeri0
    1.
  1. haftalardır hakkında büyük kampanya ve reklamların düzenlendiği milli gemi heybeliada'nın dış yapı ve radarları dışında kalan tüm savaş gücü ve motorunun yabancı olmasıdır. ilk milli gemi olarak tanıtılan ve "preveze deniz savaşındaki muzaffer türk donanmasının" izinden gidilmesine salık verilen donanmanın geminin ana vurucu gücü olan harpoon füzesi'nin abd'li boeing'e yaptırılması, bunun dışında geminin yardımcı bileşeni olan helikopterlerin gene abd'den alınması kafalarda soru işareretleri yaratmıyor değil. aynı zamanda geminin motorlarının da türkiye'de yapılamayacak olması ve bunun ihalesinin de yabancı şirketlere verilecek olması şu soruyu insana sorduruyor: "gemi tamam da bunun neresi milli?"

    http://haber.sol.org.tr/m...etler/mansetalt/4317.html

    (bkz: türkiye nin ulusal silah sanayii politikası)
    5 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. kendini tatmin etme halinin türkiye cumhuriyeti için örneklerinden sadece biri.

    Elvan Abeylegesse'yi paraya boğarak türk yapan olimpiyatlardan sonra dünya birincisi atletimiz var diyerek gururlanan da biz değil miydik ?
    2 ...
  5. 4.
  6. Emperyalist hiyerarşi içinde bulunduğumuz konum itibariyle, daha yerlisini yapabilmek kimsenin aklından geçmesin zaten. israil bile Merkava tanklarının motorunu Almanya'dan alıyor. Gemide de diğer silahlarda da gerçek milliliğin kıstası, platformunuzun kimsede bulunmayan küçük ayrıntıları içeriyor olması. Örnek olarak ikinci Dünya Savaşı'nda zayıf tanklarına taktıkları müthiş haberleşme cihazları ve kusursuz mermi isabeti sağlayan rakipsiz optik sistemleriyle müttefiklere kök söktüren Almanlar hatırlanabilir. Eğer resmi bilgilendirmeler doğruysa TSK da işin inceliğine yoğunlaşmış durumda.(aselsan**** ve roketsan)

    ilkelerimiz başlığı altında anti-emperyalist olduğu maddesi yazan "Haber.sol.org" sitesi, bu kıstastan hareketle zaten motorunu da biz yapsak geminin Amerikan çıkarlarına hizmet edeceği düşüncesinde olmak gerekirken sanki böyle düşünmüyor gibi.
    2 ...
  7. 5.
  8. 6.
  9. son nesil gemi yapmayla, sandal yapmayı ayırt edemeyen bünyenin karalama cümlesi.

    amerika dahil hiç bir ülke vidasından füzesine kendisi yapmamaktadır son nesil silahların. kaldı ki türkiye; kendi teknolojisi ile araba dahi üretememekteyken, gemi beklentisi saçmadır.

    burada önemli olan başkasının elektronik dizaynlarını kabul etmeden, türkiye'de üretilebilen her parçayı kullanarak bir gemiyi türkiye'de inşaa etmek, son nesil bir gemiyi en ucuz hale getirmektir.

    zamanında pardus konusunda da böyle yapılar; kimse kullanmıyor, bir sürü açığı var dediler, ama çatır çatır kullanıldığı gibi ordu birimleri de pardusu kullanıyor şuan.
    4 ...
  10. 7.
  11. Maksat bok atayım da nereye atayım cümlesidir. Şimdi anlamayanlar için tekrar anlatmak gerekiyor sanırsam. Bir fabrika düşünün gıda fabrikası. Bu fabrika şişesini,ambalajı,kapağı kendi mi üretir?Tabii ki hayır.Dünya'nın hiçbir projesi , hiçbir savunma sanayii ürünü yüzde yüz bir ülkeye ait değildir.
    Kimse bilmediği konuda konuşmamalı. Sözünü ettiğimiz gemi stealth yani radarda görünmezlik ,düşük izlilik özelliğine sahip bir korvet ve yalnızca 3 ülkede var Türkiye hariç.Özellikle Ege'de gücümüze güç katacak bir birim bu. JSF projesine bakalım ki en büyük tedarik projesidir ve F-35 üretilecektir,en yeni nesil savaş uçağı. Bu uçak Amerikan uçağıdır ancak kompozit gövde üretimini TAI yapacaktır. Yani birşeyden bahsederken 3 gramlık gazete bilgisiyle konuşmamak lazım. O gemi bir .eşit füze kullanmıyor . Denizden havaya denizden denize olsun farklı silah sistemleri kullanıyor ve bu farklı silah sistemlerini de farklı firmalar yapıyorlar. Gelişmiş bir gemi yapıyorsunuz ve bunun vurucu özelliğinin yüksek olması gerekirken maksat milli sermaye kazansın diye milli sermayeye veremezsiniz, bu işler böyle işlemez.Bu işler böyle olsa ABD Türkiye'den bot satın almaz.ABD bot yapamaz mı? israil Türkiyeden zırhlı personel taşıyıcı alıyor, kendi yapamaz mı? Milli sanayi kuruluşları tabii ki yapar ama Boeing firması kadar başarılı olabilir mi?Olur ama gelecekte.Tıpkı aselsan gibi olur.Elektronik aksam başta olmak üzere çok büyük bir çoğunluğu Türk firmaları yapıyor.Anlamak isteyen anlar, başarıyı görmek isteyen görür, ne meraklısınız karalamaya.
    2 ...
  12. 8.
  13. üretim ilkeleri içerisinde, seri üretim için en önemli kriterlerden bir tanesi de üretilen ürünün rakiplerine göre ekonomik olup olmadığıdır.

    bu bağlamda, yerli özel sektör üretim kuruluşlarının, devletle aralarında bazı stratejik ürünler için dönüşüm projelerinin hazırlanmış ve hayata geçmiş olduğu bilinmektedir. örneğin; bir traktör fabrikamızın, savaş gibi olağanüstü bir halin gerçekleştiği durumda, çok kısa sürede zırhlı araç üretebilecek teknolojiye ya da bir başka fabrikanın yüzde yüz yerli dizel motorlar üretebilecek teknolojiye sahip oldukları bilinen gerçeklerdir.

    sonuç itibarı ile,

    bir teknolojiye sahip olmak ayrı şeydir, onu anti-ekonomik olduğu için seri olarak üretmemek ayrı şeydir. gün gelir, bir savaş anında ekonomiyi düşünmek geri planda kalır ve o ürün üretilmeye başlanır. dolayısı ile kendimizi de fazla hakir görmemek gerektiği düşüncesindeyim.
    2 ...
  14. 9.
  15. konuyu açmakta fayda var, zira milli olandan bahsedip sonrada çağımızın gerçeklerinden bahsetmek biraz kendini kandırmak oluyor. bunu bu şekilde kodlamakta fayda var. dünya kapitalist sisteminde merkez olan devletlerin yani emperyalist ağababaların pek çok alanda olduğu gibi silah sanayiinde de kendilerine ait bir ar-ge'lerinin olduğu ve istedikleri zaman kendi üretimleri olan silahları kullanabilecekleri bugün bir gerçektir. bugün kendilerine ait silahlarda teknik aksamda kimi diğer merkez kapitalist ülkelerle işbirliğine gitmemelerinin sebebi bellidir: maliyeti bölerek kar maksimisazyonunu sağlamak. bunu bu şekilde okuyacaksak okuyalım aksi taktirde bu kandırmanın kendisini göremeyeceğiz.

    bir savunma aracının en önemli yapılarının ve vurucu silah gücünün, yardımcı bileşenlerinin merkez kapitalist ülkelerden temin edilerek yapılması o geminin yerli üretimine dair insanlarda soru işareti bırakılması gerekirken, natocu yapıların bağımsızlık hakkında yaptıkları tahrifatlara benzer şeyler işitmek insanın ağırına gitmiyor değil? işte yapılar ortada, hangi parçayı kim yapmış belli. bugün fiat'ın çeşitli pazarlara girerken yaptığı isim değişikliği olan ve yerel pazarlardaki sermaye ile işbirliği yaparak o pazardan daha fazla pay kapmasını sağlayan anlayışın bir başkasıyla karşı karşıyayız. yıllarca türkiye'deki sanayii üretimini montaj sanayii haline çevirip hafif sanayii teşvik edenlerin ülkenin üretimini nasıl baltadılarsa ve ondan sonra milli sanayiden bahsetmeleri nasıl bir dezenformasyonsa bunun anlamı da budur.

    emperyalist hiyerarşi de gerilerde bulunan ve merkez kapitalist ülkelere bağımlı olan ülkemizde düşük bir teknolojik üretimin gerçekleşmesi ya da emperyalizmin ona verdiği nimetlerle yetinmesinin hesabı sorulacağı yerde bir gerçeğin altının çizilmesine karşı çıkılması gerçekten değişik bir duruma yol açıyor. yıllarca kalkınma, ulusal bağımsızlık konusunda işbirlikçi tavır içerisinde bulunanların yolundan gitmek türkiye için bir gelişme sayılmasının utancını duyuyorum. birbirimizi kandırmayalım füze sistemlerinin işletim programlarının emperyalistlerden geldiği ve bu füzeleri çalıştıran işletim sistemlerinin düşmanlarının ve dostlarının bu merkezlerce belirlenmesi bağımsızlık adına düşürülmüş kara bir lekedir fakat ideolojik belirlenimin esir alındığı ve emperyalist hukuksuzluğun onur sayıldığı bir yerde bunları beklemek ve duymak zaten güç.

    olay basit aslında. emperyalist ülkeler bir yandan türkiye'nin kimi alanlarda gelişmesini desteklerken bunları işbirliği içinde ve asıl aslan payının kendi payına düşmesi biçiminde yapmasını istiyor. "komşuda pişer, bizi de düşer." mantığıyla ilerlemenin bir mantığı var mıdır? bence yok.
    1 ...
  16. 10.
  17. girecek bir liman bulamamasından olabilir.*
    2 ...
  18. 11.
  19. Kıçımı yıkamak için kullandığım taharet musluğunun kafası dahi yabancı üretim olunca insana çok da tuhaf gelmeyen bir durumdur. * Ülkemizin tersaneleri ucuz işgücü ve denizlere olan konumu itibariyle yabancı şirketler tarafından tercih edilen üretim alanlarıdır.Yaptığımız tek şey pahalı hammaddeleri yabancılardan temin edip yine adamların arge odaklı işletim sistemleri ve iç donanımını kullanarak adamlara hazır bitmiş metalar sunmaktır. Yani bu işten ne senin emekçin , işçin kazanç sağlar ne de ulusal ekonomin. Zira herşey patronlar arasında döner ve gereği piyasanın kuralına göre yerine getirilir. Kaldı ki yabancıların bizim ar-gemiz için hibe ettikleri paralar ne yazık ki üniverite ve tübitak'a gitmeden önce başımızdaki iktidarlarca önce süzgeçten geçirilmektedir. Kalan üç be kuruşla da artık devlete fason proje üreten piyasanın kukla bilimadamları yerel kapitalist oligarklara sözüm ona milli anlamda hizmet etmektedir. Yersen! Bu işin tek çözüm yolu vardır : " Kendimiz için üretmek! "
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük