yine böyle bir gün ingilizce dersindeyiz. kursta yani. hocamız 50 li yaşlarda. ders geçmiş zaman. soru sorarken did geliyor. didleyerek sorusunu sormaya başladı hoca. tek tek soruyor. sınıftaki bi arkadaş - hocam arabayla gzdim diycemde nasıl denilir bilmiyorum - dedi. hoca - hımmm. dedi.
arkadaş - yani hocam yürüyerek olsa go derim walk derim ama arabayla gezdiğim için ne demem gerekiyor dedi.
inanırmısınız hoca yarım saat düşündü. ve bu hoca süper lisede filan eğitim vermiş 50 li yaşlarda birisi. bi müddet sonra cevvap verdi amma kendiside beğenmedi cevabını. kuşkuda kaldı.
aah benim güzel halkım ah!..
bende yine böyle salak bi ingilizce hocasına ki buda 30 yaşlarında , - hiç yurt dışına çıktınız mı hocam dedim. - yok dedi.
allah bilir hayatında hiçbir ingilizle veya anadili ingilizce olan biriyle sohbet etmemiştir. ama gel görki ingilizce öğretiyor.
her zaman demişimdir. hocalar bize ingilizce öğretiyor ingilizce konuşmayı değil.
son 5 senedir kaliteli ingilizce öğretmenleri yetişiyor. şimdi "are you sex" şeklinde kendilerini ifade eden kişilerin çocukları "do you wanna have sex with me" demeyi öğrenebilecekler, garanti veriyorum, hiç merak etmesinler.
devletin; dil ogrencilerine ve sayisal ogrencilerine ayni ingilizce kitabi cikarmasini da goz onunde alirsak, iki dirhem konuya hapsedilmis ogretmenlerimizdir. bir zamanlar deli fisek gibi nativelere kok sokturen ogretmenlerimizi yolmuslar, verimsiz birer devlet memuru haline getirmislerdir. siz adamlara teknolojiyi verin, alan rahatligi verin bakin neler oluyor sonra.
yardımcı doçent bir hocamızın eşinin ingilizce öğretmeni olduğunu öğrendiğimde aramızda şöyle bir konuşma geçmiştir:
-ooo hocam şanslısınız sizin bildiri, makale çevirilerine yardım ediyordur eşiniz.
-yahu yok nerde, ben ona ingilizce dersi vereceğim. yıllardır çocuklara aynı şeyleri öğretmekten kendi de unutmuş ingilizceyi.