günümüzde anlamını yitiren.
oradaki kaç kişi bizim için orada?
kaç kişi bizi temsil ediyor?
kaç kişi insanını kendinden önce görüyor?
kaçı milyoner değil?
kaçının suç dosyası yok?
kaçının tanıdıkları torpil görmüyor?
kaçı...?
kaçı...?
bizim insanımız da koyun gibi bir siyasi partiyi seçip onu savunmak için abuk subuk çabalar sarf ediyor. açın gözünüzü birader. hiçbiri birbirinden farklı değil. hiçbiri bizim için orada değil. herkes kapmış bir köşeyi.
bunun adı demokrasi öyle mi?
tanım: halkın oyları ile halkı temsil etmesi için seçilen kişi, mebus.
yorum: iyi niyetli arkadaşları görüyorum, yazılarını okuyorum falan da halen daha ülkenin siyasetle ya da mevcut parlementer sistemle kurtulabileceğini iddia ediyorlar. çok güzel düşünceler tabi ama nereye kadar.
hatta son seçimlerde x ya da y'nin z partsini çok güzel yaladığını ve mükafat olarak da milletvekili yapılacağını da bir çok arkadaşımız dile getirmiş.
bu iş yalama işi değil arkadaşlar. şu an z partisinden aday gösterilen her aday yaladığı için değil, zaten z partisinin adamı olup verilen işi yaptığı için aday gösteriliyor. dışardan gönüllü yalayan herkesin liste dışı olması bu durumun en güzel göstergesi değil mi?
sozluk anlami, yasama organinda bolge halkini temsil eden kisidir.
hicbirine en ufak saygim yok ve beni temsil etmiyorlar.
hele bi dinle, neden kizginim ve ne istiyorum?
oncelikle parlementer sisteme ve temsil hakkina karsi degilim. eger gercekten seni temsil ediyorsa!
atiyorum; kastamonulu bir vatandasim.turkiyede dar bolge secim sistemi uygulaniyor.kastamonu 3 milletvekili hakkina sahip ise;
secime giren her parti,bu adayi kendi bolgesindeki parti organlarinda, on secimle secmelidir.her aday kendi adaylik surecini kendi finanse etmeli( yasal bagis ve gonullu calisanlar vasitasiyla) ve bolgesindeki her yerlesim biriminde o yorenin sorunlarina dair cozumlerini taahutler seklinde siralamalidir.
secmen partinin direkt kendisine degil, secilecek adaya yonlenmeli ona oy vermelidir. butun adaylarin listesi, secim pusulasinda yer almalidir.
boylece hem abzurd aday bolgeyi temsil etmez.( istanbulda yasayan adam niye kastamonu vekili olsun)hemde secilecek vekil,gucunu dogrudan halktan alir.halkla surekli iletisim halinde olur.aldigi karar ve verdigi onergelerde bu guc temsile direkt yansir.gerektiginde bolgesinin menfaati icin partisine de liderine de kafa tutabilir.
ozetle, tayyibin ,gandinin veya bahcelinin adami degil kastamonunun adami olur.
bizde her secimde bana kufur gibi gelen " secilirsem basbakanimin ya da liderimin neferi gibi calisacam " zirvaligindan kurtuluruz.
hayvana bak, millete vekil degil sanki lidere emir eri seciliyor.
sozlerime son verirken hurmetle gozlerinden oper ,yengeye selam ederim.
özel türlerdendir. genelde şişman olurlar, kelleri daha forslu olduklarını düşünürler.
8 bin lira maaşlı olan bu vekillere doğada 3 bin liralık yanlışlıklar yapılabilir.
he ayrıca sürekli bundan şikayetçi olmaları da tamamen ırsidir.
son olarakta telefon, uçak bileti ve benzinleri de bedavadandır bunlarını.
bir gün vatandaşın biri trene biner ve boş bulduğu kompartımana geçip oturur. birkaç dakika geçer ve adamı burda gören görevli azarlamaya başlar:
-sen burda ne arıyosun, çabuk bu kompartımanı boşalt! kapıda yazanı görmedin mi? burada milletvekilimiz oturacak
vatandaş hiç istifini bozmaz cevap verir:
+milletin aslı burdayken vekile hacet yoktur sıfatlarından arınırsa buyursun misafirim olsun
erken emekli olabilmek için bazı ibnelerin milletvekili olmak için çabaladığı gerçeğiyle, bu soğukta çöp toplayan 10 yaşlarındaki çocukların minicik elleriyle hepiciğini selamlıyorum.
Eski adıyla mebus olan ülkemizde 4 yıllık seçimlerle partilerle ya da bağımsız olarak meclise giren halk temsilcisi. Sözde halkın istekleri doğrultusunda, onları temsilen oraya giderler. Ama gel gelelim halkı ya dört yılda bir ziyaret ederler ya da böyle bir şey hiçbir zaman söz konusu olmaz. Tamamen bozuk sistemin parçalarıdırlar yani.
Milletvekili olmak için bir partiden adamın, akraban veya paranın olması yeterli. Siyasi bilimler üzerine eğitim filan aranmaz. Zaten çoğu milletvekili bireysel olarak koyun, sürü hareketine meyilli kişilerdir. Maaş yoğunluğundan ve bazı kişisel menfaatlerden dolayıdır orda oturmalarının (yatmalarının) nedeni. Bugün siyaseti bırak, düşünmeyle bile alakası olmayan kişilerde orda bulunmaktadır.
Örneğin futbolcunun biri Milletvekili olduktan sonra meclise pek uğramaz olmuş. 25 açık oturumdan 15ine katılmamış. Sadece vekil maaşını alıyor yani. Sen sporcusun beyim, yetmedi mi futboldan kazandığın para!
Böyle garip bir şeydir parlamenter demokrasi. Halkı temsil edenler sanırsın ki hep halka danışır, hep halkın isteği üzerine hareket eder.
He birde o kadar atışırlar o güzelim meclis binasında ama maaş söz konusu oldu mu kenetlenirler.
şu gencecik halimle olmayı planladığım meslek,görev.ancak yöntemi nedir,ondan da onemlisi millete hizmet için neler yapilabilir sorularinin cevabi ,alsef ortada bulunmuyor benim açımdan.
ileri seviye el kaldırıp indiren cihazlara dönüşmüş insanlar.
Bir oylamada partisinden farklı bir oy veren milletvekillerinin manşet olduğu zamanlara geldik. Bu sanki çok garip bir şeymiş gibi. Ulan hükümet bir şey sunuyor, tüm akp evet, tüm chp hayır oyu veriyor. Lan öküzler aranızda bir adet bile farklı fikri olan çıkmaz. Hadi biz koyun sürüsüyüz, bari siz koyun olmayın. Ne biçim bir düzen ulan.