dıştan yıkılması zor olan memleketi içten rahatlıkla yıkacak bir hadisedir. ve yıkılma işlemi gerçekleştiğinde bu memleket ne birine ne de diğerine yar olacaktır. milyonlara varan kıyımlarla birlikte dört bir yanımızı çevirmiş düşman türklüğü de müslümanlığı da bu coğrafyadan silecektir. tarih bunun örnekleriyle doludur.
bizim akılsızlar yesin birbirini
haydi biriniz "kafir kamalist" desin
biri abdülhamite giydirsin...
halbuki bilmezler ki atatürkü öldürenlerle, osmanlıyı parçalayanlar aynı kişiler. bilmezler ki kurtuluş mücadelesi olmasa hapsedildiğimiz anadoluda 2. dünya savaşında belki de daha az zamanda, çok büyük bir kıyıma uğrayacaktık.
ermenilerin katlettiği 2 milyon türk ortada, balkanlarda yok olan milyonlarımız ortada. gavurun kör satırla kafasını kopardığı çocuklar, camilerin avlusunda 1.5 metre yüksekliğinde öldürülen insan cesedinin olduğu ortada....
yiyin birbirinizi çocuklar! son kalemiz türkiye kaldı, onu da hep beraber yıkalım! sövün birbirinizin anasına, sövün geçmişinize, sövün birbirinizin atasına!
iyidir, iyidir!
olması gerekendir.
resmi tarih yalanları eritilmelidir.
kızıl sultan lakab ve iftirasının kimler tarafından ,niçin söylendiği bilinse dahi yeterdir.
laicus, kemalicus'lar istemiyorlarsa, kumda oynayabilirler...
yaşanılan zamanın sorunlarını unutturmak amacıyla iktidarın paraya tapan kalemlerinin başlattığı ve demokrasiyi yok edip tek adam diktası kurmayı hedefleyen toplum mühendisliği sonucunda ortaya çıkan toplumsal gerginliktir.
tarihi bizim kadar yalan yanlış neredeyse kavga düzeyinde tartışan ve kendini kaybedip tarihin karanlık dehlizlerinde bugünü göremeyecek kadar körleşen bir ulus var mıdır acaba ?
hep birlikte ahmakça didişmeleri bir yana bırakalım da, yaşanan dönemin 12 eylül'den bile daha kötü olduğunu ve askeri darbeler gibi gelip geçici olmadığını ve iç ve dış sorunların bizi kuşattığını görüp ayaklarımızı yere basalım artık.
osmanlı'nın son kut sahibi hükümdarı abdülhamid'dir ve türkiye cumhuriyeti'nin ilk ve tek kut sahibi önderi de mustafa kemal atatürk'tür.
ikinci abdülhamid hal edileceğini anladığında mustafa kemal'e el vermiş, mustafa kemal'de abdülhamid han'ın başlattığı ıslahat, özgürlük, türkçülük ve modernleşme hareketlerini tamamlamıştır.
