geçen sene bunu demiş olsa doğru derdim ama sırf bir ekmek 10 tl, asgari ücret 17 bin 2 tl. gerçi ev geçindirmediğim için çok bilmiyorum ama hele ki çocuklar varsa geçinmek daha zor. geçen sene değil ocak'ta hatay soslu döner 55 tl'ydi ve kent lokantasına alternatif oluyordu benim için ama şimdi 70 tl. belki zammı geç yapmıştır. mart'ta da yemiş olmam lazım çünkü kanarya'ya gitmiştim ama kaç tl'ye yediğimi tam hatırlamıyorum. 55 tl olabilir. bizim oradaki bodrum dönere zam gelmemişti.
aslında adam doğru söylüyor. en azından benim açımdan öyle, şimdilik bir geçim derdimiz, bir ihtiyacı alamama, bir mal hizmet eksikliği çekecek, ödeme zorluğu çekilecek, gelirim yetersiz diye ağlama durumumuz yok.
aslında pahalılık var-yok umurumda da değil.
millet aç ve geçinemiyormuş, yine umurumda değil. bu sistemi bu millet yarattı destekledi ve sürdürüyor.
bugün ağlayanlara bakın...
fetö yalakalığı yapanlar, türkçe olimpiyatlarından gurur duyanlar, dinimizi dilimizi dünya tanıyor diye sevinenler, namaz kılan allah diyenler ordudan atılmıyor polis oluyor memur oluyor diye övünenler bugün biz fetöcü değiliz diye ağlıyor mağduruz diyor.
dün açılım demokrasi halkların kardeşliği barış diye meydanlarda megri megri diyenler, kürtçe ikinci dil olsun diyenler, barzaniye "türkiye seninle gurur duyuyor" diye slogan atanlar, türkiye demokrasiye koşuyor diyenler bugün ağlıyor ve kayyum atanmasına, sandıkta kazanıp kararname ile kaybedenler demokrasi yok diyor.
1 dolar 1 tl diye sayıklayanlar, devletin iştirakleri ortaklıkları hisseleri bedavaya satılırken, ülkenin şirketleri yabancılara geçerken, tüm kar getiren özel ve kamu şirket yatırımları elden çıkarken, özelleştirmeleri savunanlar, 3-5 kuruş avanta parayı alıp üretmeden tüketime alışırken havadan gelen para bitince şimdi ucuz ekmek ucuz kıyma kuyruğunda bekleyip semt pazarından çöp kalitesinde mevye sebze alırken bile zorlanıp açlık sınırı altında maaş alıp ağlıyorlar.
tüm yetkin eğitimli kamu personelini devlet idaresinden tasviye edilmesini sivilleşme sananlar, bu yetkin personeller yerine siyasi iktidarın kendi adamlarını koymasının önünü açan anayasa değişikliğine evet demelerinin cezasını hukuk, eğitim, sağlık, güvenlik, ekonomik çöküş olarak yaşamaları normal.
boşuna ajitasyon yapmayın ve insanların mağdurluğunu, yokluğunu, sefaletini, eğitimsizliğini ve cehaletini konu yapmayın. bu insanlar bunu istedi ve istediklerini yaşıyorlar.
iyi veya kötü neden onlar umurumda olacak ki?
yok yani, üzülmek zorunda mıyım?
insanlar tercihlerinde hürdür ve tercihlerinin sonucunu yaşar.
buna ilahi adalet mi karma mı ne dersiniz bilmem.
ha pahalılık bize de dokunuyor. 3 liralık mal ve hizmete 10 lira verdiğimiz zaman kendimizi enayi gibi hissediyoruz ama ne yapalım?
katlanıyoruz...
bu ülkede yaşamanın bedeli.
Koca kurt haklı. Kimsenin ağlamaya hakkı yok.
Bence vergiler iki katına çıkarılmalı, okullar ve hastaneler kapatılmalı. daha çok itibara ihtiyacımız var.
adam işçi bulamıyorum diyor, bak şu işe ki işçiler yanında mantar gibi bitiveriyorlar, adam hemen naş, topuklayıp kaçıyor. demekki işçiye doğru düzgün para vermiyor ki işçiler de durmuyor. kendi yalanı anında meydana çıkıyor. yabancı işçileri ucuza çalıştırdığını da yine kendisi söylüyor..
sıcak para gelirken iyiydi. kimse bu değirmenin suyu nerden geliyor diye sormuyordu. o yabancı sermaye Türkiye'ye neyin karşılığında geliyordu, kimse umursamıyordu. bankalardan peynir ekmek gibi krediler çekilirken yav bu faiz parasıdır bunu almayalım demiyordu. herkes çatır çatır alıyor ve harcıyordu. bir güzel afiyetle yiyordu. şimdi musluklar kapandı. tatlı para devri, lale devri, bolluk devri bitti. tıpkı Mısır'da hüküm süren yuzarsif / akhenaton krallığında meydana gelen 7 yıl bolluk ve ardından gelen 7 yıl kıtlık döneminde olduğu gibi. şimdi darlık dönemi hüküm sürüyor. ee bol bol yiyen bel bel bakar. yapacak bir şey yok. hayat böyle acımasız. imtihanı bol..
