ne var bunda arkadaş sultan "show must go on" tadında hayatına devam etmek istemiş olay bu neden bu kadar büyütülüyor. 1. dünya savaşını kendi çıkarmamış üstüne üstlük istanbul'a ingiliz donanması demir atarken "hamit ağabeyim olsaydı, bunların hiçbiri olmazdı" demiş ve siyeseten hiç bir işe yaramadığını kabul etmiştir. yani kapasite olarak kısaca özetlemek gerekirse;
istiklal mücadelesini verenlere karşı idam fermanları yayınlaması; yokluk içindeki halkın her şeye rağmen düşmana karşı oluşturduğu kuvayı milliyeyi imha etmesi için kuvayı inzibatiyeyi kurdurması ve milli mücadeleyi karalayan ve onun önderlerini düşman ilan eden fermanlarını yunan ve ingiliz uçakları ile anadolu semalarından halka dağıttırması eylemleri karşısında çok hafif kalan bir davranıştır.
atatürkle arasındaki danışıklı dövüşü anlayamıcak kapasitedeki insanları bize göstermiştir.kapitalistlere ve sosyalistlere karşı iki düşmanı oynamak zorundaydılar.ama bir kısım gerizekalılar bunu gerçek sanmış.
günümüz iktidarı ile güya mustafa kemal'e destek verdiği iddaa edilip temize çıkarılmaya çalışılan halifedir ha dünya tarafından istanbuldan nasıl kaçtığı hangi ülkeye sığındığı mustafa kemal'in idam emrini nasıl verdiği bilindiği için temize çıkarma işlemi ancak bir kesim türk insanı üzerinde işe yarayabilir.
padişahım sen çok yaşa moduna girmiş yeni osmanlıcıların hazmedemiyeceği hakikat. osmanlı son dönemlerinde halka büyük cefalar çektirmiştir ama lise kitapları yazmıyor işte.
halkı açlıktan, hastalıktan kırılırken, bir lokma ekmek bulmazken, götünü kapatacak donu bile yokken, cumhuriyet baloları düzenleyen, Yurt dışından şapka ithal edip çağdaşlaşan (!) zihniyetle kardeştir.
sadece şunu düşünüp de yargılamamanız gereken adamdır.
hayatının son günlerine gelmiş ve yapabileceği tek iş olan padişahlık koltuğunda. mesela kendi adıma söyliyim, türkiye'de tek fabrika var ve ben o fabrikanın genel müdürüyüm. fabrikayı biri alıyor, fakat hala içerde sendika direniyor. yavaştan kıyımlarla o fabrikayı bu yeni sermaye sahibi ele geçiriyor. en sonunda öyle bir noktaya geliniyor ki, giden gidiyor ama bana gene genel müdürlük veriliyor. kısacası yeni sermaye sahibinin kuklası halindeyim. sikimde olur mu olmaz.
ama sanırım bir halife, bir padişah da benim kadar kalitesiz, basit bir insan olamaz. biraz soylu daha önceden görmüş geçirmiş olmalıdır. bu sebeple de gerekirse koltuğunu bırakıp sendikanın yanında yerini almasını bilip, işsiz veya hayatını kaybetmeyi göze almak durumundadır. haa beni siktir edin. para ve sermaye için adamın götü sikerim...
halk açken düğün gibi bir defa değil onlarca kez padişah ihtişamından bile daha muhteşem balolar veren, çiftliklerinde, havuzlu villalarında, savarona'larda keyif çatanların yanında hiç bir şeydir.
17 yaşındaki kıza çocuk derken bile batı kriterlerine göre düşündüğünü gösterenlerin zırvasıdır. Senin beynin yok mu kardeş? Neden onların beyniyle düşünüyorsun?
aynı zamanda atatürk'ü kurtuluş savaşını başlatması için görevlendirmesini de bilmiştir.
sizin gibi yürürken sakız çiğneyemeyenlerden değilmiş demek ki.
kurtuluş savaşı'ndan sonra, halk açlıktan inim inim inlerken, büyük çiftiklerde, havuzlarda, balolarda israfın dibine vuranların yanında masum kalmaktadır.
emine Nazik-Edâ Baş Kadın Efendi, Seniye Inşirah Hanımefendi, Şadiye Müveddet Kadınefendi, ve Nevvare Başhanımefendi'den sonra 5.eşi Nimet Nevzad Hanımefendi ile nikahlanan sözde halifedir.
kuvayi milliye vatanın kurtuluşu için kanını dökerken, o vatanseverlerin idam fermanlarını imzalamaktan fırsat buldukça zevkü sefa içinde yaşadığı saraylarında beş karısıyla, herhalde, ayrı ayrı ilgilenmiş. sonra, o idam fermanları yazdırdığı kuvayi milliye zafer kazanınca, ihanetinin cezasını göreceği korkusu, onu ingiliz zırhlısına binerek kapağı yurtdışına atmaya sevketmiş.
aradan uzun yıllar geçmiş, kinden gözü dönmüş vicdanı kara dahili bedhahlar zatı şahanelerini birden " mustafa kemal'i samsuna'a gönderen, mazlum, yoksul ölen padişah" ilan edivermişler. bir ahmaklar takımı da bu acındırma ve saptırmaca masallarına inanmış. haine hain demeyi öğrenmek gerekir.