Siz neyin davasındasınız, anlamıyorum. 16 milyonluk koca istanbul'da yaşıyorsun. Bu insan selinde elbette herkesin geliri aynı değil. Değil ayda yılda bir kere bile ev efradınızdan birisi o kafelerden birine gitse; tabiki tıklım tıklım olur. Ben asıl Mersin'e gittiğimde çok şaşırmıştım. 2017'de gitmiştim ve işini yaptığımız adam yemeğe götürmüştü. Akşam vakti her yer tıklım tıklımdı. Sorduğumuzda "burada kadınlar pek yemek yapmaz, ailecek dışarda yerler" demişti. Hafta içi olmasına rağmen böyleydi. Ülkede Anadolu insanı kebap yaşıyor, gariban maaşlı şehir insanları da sabit gelirleriyle sürünüp duruyor. Çiftçi, esnaf ve emekli gayet rahat. Hallerine asla üzülmem. Asıl sorun memur ve işçilerde. Sabit bir hayatı borçlarla çevirmeye çalışıyorlar. Gerisi yatıp "ölüyorum" dese, bi' tekme de ben atarım. Net!
cevabı içinde saklı olabilecek soru. ' açsa ' denmiş, yani açma eylemine vurgu yapılmış. demek ki millet kafeleri açıyor ve bu yüzden kafeler doluyor. öyle düşündüm.
Milletin alım gücü ev, araba almaya zaten yetmediği için, "kazandığımız maaşlarla nasıl olsa bir ev parası biriktiremeyeceğiz, bari bugün keyfimize bakalım, ileride belki bunu bile yapamayız" mantığıyla, cafe de restorantta hayattan tat almaya çabalıyor insanlar. Birikim yapma gayeleri ortadan kalktı çünkü.