8 dalda Oscar adayı, 2008 yapımı gus van sant filmi. Amerika'da gay hareketin öncüsü Harvey Milk'in hayat hikayesinin son çeyreğini işliyor. Oyunculuğuyla Sean Penn hiç ama hiç şaşırtmıyor, sırf onun oyunu için izlenmeli dese biri oturup mok yemek düşer herkese vs vs...
Ancak
Herkesin tahmin edeceği üzere 8 dalda Oscar adayı olmasının tek sebebi Oscar şifrelerinden son yıllarda en önemlisi olan "gay" klişesinin işleniyor olması. Ha bir de işlenen kahraman hem gey hem yahudi hem de amerikan halk kahramanı olaydı mesela pearl harbourda japonlara karşı savaşıp ve hatta hatta yahudi olduğu için soykırıma kurban gideydi o zaman 8 değil 18 dalda aday olurdu.
yoksa ne gus van sant yönetmenlik dehasını döktürmüş, ne kurgusunda takdire şayan bir kıvraklık bir şov yapılmış ne de konu alıp insanı sarsıyor. Aslına bakılırsa konu insan hakları vs açısından bakıldığında gerçekten de bir baş yapıta ev sahipliği yapabilecek denli müsait ama fikrimce ne gus van sant bunu kullanabilmiş ne de senarist amca Dustin Lance Black yazabilmiş. *
unutmadan aday olduğu heykelciklerin başlıkları da aşağıdaki gibi..
- Best Motion Picture of the year
- Best Performance by an ACtor in a Leading role (Sean Penn)
- Best Performance by an Actor in a Supporting Role (Josh Brolin)
- Best Achievement in Directing (Gus Van Sant)
- Best Writing, Screenplay Written Directly for the screen (Dustin Lance Black)
- Best Achievement in editing (Elliot Graham)
- Best Achievement in costume design ( Danny Glicker)
- Best Achievement in Music Written for Motion Pictures, Original Score (Danny Elfman)
bir kere daha Sean Penn'nin neden hastası olduğumuz ispatlandı, özellikle seçimi kazandıkları sekanstaki oyunculuk başa alınıp alınıp izlenmeli..
oscar 2009'da en iyi yönetmen ve kurgu dallarında oscar'a aday gösterilmek ve bu film.
elinde harvey milk ve onun muhteşem isyanı, başkaldırışı, boyun eğmeyişi gibi bir konu var ama ortaya bu film çıkıyor. ve en iyi yönetmen ve kurgu dallarında aday oluyorsun. tür olarak docu drama denilebilir bu film için. kurgusal olarak aynı karede fotoğraftan videoya geçişler ve eski görüntülere zaman zaman yer vermek dışında bir numara yok ama en iyi kurgu adayı.
sanırım özgürlük kavramının eşcinsel duyarlılığı anlamına geldiği bir dönemdeyiz. bence yaşamış en önemli eşcinsellerden biri olan harvey milk'in filmini çekmiş olmak en iyi yönetmen adayı olmak için yeterli görünüyor, bence öyle değil.
milk hakkında yazıp da sean penn için muhteşem, inanılmaz gibi sıfatları kullanmamış olmak imkansız sanırım. o nasıl bir oyunculuktur, her mimik evet abartısız her mimik belli ki uzun uzun çalışılmış ve hayran bırakıyor. ikinci oscar'ı hayırlı olsun şimdiden.
oscar'da en iyi film için yarışacak 5 filmden dördünü izledim ve bence milk dördüncü sırada. çok mu kötü?hayır. ama sean penn'i çıkardığında ortaya neredeyse bir hiç kalıyor. hiçten de öte böyle güzel bir adamın hikayesinin filme çekildiği düşünüldüğünde kocaman bir yazık kalıyor geriye.
bu kadar çok ibneyi bir arada nadiren görebileceğiniz filmlerdendir. heteroseksüel erkek izleyicilerin midesini kaldıracak veya en azından rahatsız edecek bolca sahne bulunmaktadır. sean penn mükemmel bir oyunculuk çıkarmıştır. oscar'ı da kapmıştır haliyle.
iyi oyunculuk izlemek istiyor ve "ben korkmam ibneden falan" diyorsanız izlemenizde sakınca yoktur. *
Gus Van Sant çekiyor Sean Penn oynuyor bir de gerçek bir hikaye anlatılıyor, sanırım izlemek için yeterli nedenler. Sean Penn, Harvey Milk karakteri ile filmi alıyor ve çok yükseklere taşıyor. Ayrıca filme, gelecek vaat eden genç aktörlerden Emile Hirsch' ün canlandırdığı Cleve Jones karakteri de inanılmaz bir sevimlilik ve eğlence katıyor. Seann Penn'in yönettiği ve Emile Hirsch'ün başrol oynadığı (bkz: Into the Wild)da izlenerek bu ikilinin ilerde daha da güzel işlere imza atacağını düşünerek heyecanlanmaktayız.
tüm homofobik-insan düşmanlarının izlemesi gereken müthiş film. sean penn göz dolduruyor.
amerika'nın 70'li yıllarının yaşandığı türkiye'de de, eşcinsel haklarının en kısa zamanda verilmesi için artık birilerinin bir şeyler yapması gerekiyor. film bittiğinde sadece bunu düşündüm.
slumdog millionaire' den cok daha kaliteli ve iyi bir film olmasina ragmen onun kadar ilgi cekememistir maalesef.
minnesota' dan arayan genc cocuk nasil aglatti kardesim, bir daha telefon edene kadar ondan gelecek haberi bekledim. tam anlamiyla efsanedir bu film benim icin, cok guzeldi cok.
bunu sevenlerin sevecegini umdugum harika baska bir gus van sant filmi icin:
2009 oscar adayı film. San Fransisco'ya taşındıktan sonra, New York'lu Harvey Milk Gay haklarını savunan bir eylemci ve politikacı olmaya karar verir. Uzun çabalarından sonra üçüncü girişiminde 1977'de idare meclisine seçilmiş ve Amerika'da devlet ofisindeki ilk gay olarak tarihe geçmiştir. Ertesi yıl ise hem şehrin valisi George Moscone hem de Harvey Milk, bir önceki supervizör tarafından öldürülmüştür. Harvey Milk birçok kitaba konu olmuş ve birçok belgesele akademi ödülü kazandırmıştır ama ilk defa bu filmle Harvey Milk'in hayatı roman şekline sokulmuştur. Film San Fransisco'da çekilmiş ve Harvey Milk'in gerçek hayatta yaşayan arkadaşları filmde rol almıştır.Birçok klasik filme imza atmış olan Gus Van Sant'ın yeni filmi Milk'i ve Sean Penn'in yine seyirciyi dehşete düşürecek oyunculuğu gözler önüne serilmiştir.