herşey allah'ın ol demesiyle oluverir. melekler sadece arada perdedir. şöyleki: azrail (as) Allah'a "Ya Rab bana insanların canını alma görevi verdin ama insanlar bana düşman olacak" yakarışına Rabbimiz "merak etme sen, senin ile insanların arasına da perdeler koyacağım kimse seni kötülemeyecek" ve böylece ölümler hastalıklarla, kazalarla, belalarla v.s türlü şekillerde olur. sonuç: nasılki ölümi hastalıklardan, kazalardan, belalardan biliyorsak ve azraili kötüleyemiyorsak aynen öylede melekler dahi Allah ile insanlar arasında bir perdedir. Ta ki insanın haksız ve yersiz isyanları Allah'ın izzetine dokunmasın. ona laf gitmesin. örneğin yağmur yağdığında sel olur biz bunu yağmura bağlarız mikail (as) 'ma isyanımız dokunmaz. Allah, yağmuru, seli, HZ Mikail (as)'mı kendisi ile bizim aramıza perde yapmıştır. binlerce sayfa anlatılabilir, araştırmanız daha doğru olur.
hava olaylarını kendi başına kontrol edemediğini düşündürten tanrıdır önyargılarımızı ve at gözlüklerimizi bir kenara bırakırsak.
madem bir şeylerin gerçekleşmesi için "ol" demen yetiyor, e o zaman mikail gibi dengesiz bir bakana ne ihtiyacın var? yazın ortasında kar yağdırıp, kışın ortasında güneş açtıran bu mikail değil mi?
hadi azrail'in bir karizması var. cebrail desen bir nevi tanrının ulağı. fakat israfil de mesela çok gereksiz. tekrar ediyorum; ol diyorsun oluyor. daha ne gerek var sur üflemeli çalgılara...
işini yapmayan bir bakan bir türkiye'de, bir de öteki tarafta iş görebiliyor zaten.
