son 2 senedir baş etmeye çalıştığım illet.
ama hep bardağı dolu gördüm. migren iyi bir hastalıktır başınızı ağrıtanları hayatınızdan çıkartmanızı sağlar.
geçirdiğiniz günü berbat kılan kronik bir bağ ağrısı.ayrıca bütün günü uyuyarak geçirmek isteticek kadar da illet bir bağ ağrısı..hatta uyuyup bir daha uyanmak istemicek kadar fena yani..
geberesi bir de mide bulantısına yol açar ki işte o zaman dillere destan bi hal alırsınız.
'anlatılmaz yaşanır'sözü bu hastalıktan sonra söylenmiş olmalı ki çünkü migrenlinin halinden sadece migrenli anlar..kafanızı kesip koparıp atanız geliyo yeminlen...
her ne hikmetse canınız bişiye sıkıldığında ya da kafanız bişiye attığında kendini hissettirir bu lanet şey...hem de ne hissettirmek..
ulan dostunu bile böle günlerde zor bulursun yanında ama bu hiç aksatmıyo sağ olsun..
aynı zamanda majezik-apranax-minoset-april dörtlüsüne,vücudumun bağışıklık kazanmasına yardımcı da olmuştur kör olası..
işte bu bakımdandır ki hayalim üç kelime oda şöyle;
artık başım ağrımasın...
insanın resmen beyninin ırzına geçen bir rahatsızlıktır. aynı zamanda mide bulantısı ve akabinde kusma olabilir. ilaçlarla bastırılamadığı takdirde iğne alternatifini değerlendirmekte fayda vardır.
muzdariplerinin, çikolata hususunda ikiye bölündüğü, sebebi muallak baş ağrısı.
bir kısmı tetiklediğini iddia ediyor, diğer kısmı iyi geldiğini.
tartışırken migrenleri tutuyor.
her annenin migreni varmış gibi çocukların ufacık gürültüsüne tahammül edemedikleri, sürekli "başım ağrıyo çocum gürültü etmeyin" dedikleri hastalık durumudur.
öldürmeyen süründürdükçe süründüren hastalıktır. doğru söze yorum gerekmeyecek cinsinden bir yazı şöyledir: kiel üniversitesi' nde nörolog olan wolf-dieter gerber, migreni şöyle tarif eder: "beynin cehennemi olan migren, mütemadi bir akım halinde biyolojik bir makine olarak doğar ve sanki saatte 5000 kilometre hızında hareket eden bir araç gibidir." *
allahım bu derdi ondan al da bana ver diye dua ettiğim, yıllar sonra duamın kabul olduğunu anladığımda gözlerimin deli gibi dolmasına engel olamadığım, 'dert gibi dermanımız var çok şükür' dedirten baş ağrısı krizleri.
gençliğimi alıp götüren ağrıların nedeni olduğunu öğrendiğim hastalık. verilen ağrı kesicileri kutusuyla yutsanız da geçmiyor. sessiz ve karanlık bir oda tavsiye edilir her zaman. ama bu ağrıyı hiç geçirmez aksine ağrıyla baş başa kalınca daha da çok hissedersiniz. bu yüzden ben migren çayımı içip bilgisayarın başına geçmeyi tercih ediyorum.
çekmeyenin asla anlamayacağı illet bir hastalıktır. intihar sebebidir, bir takım yiyecekler, ağır koku, ses, ışık bu hastalığı tetikler. zaten saymadığım ne kaldı ki, e öleyim ben.
hayatınızı belli bir düzene sokmanızı gerekirecek hastalıktır.(uyku, yemek düzeni) hele auralı migreniniz varsa yani migren gelmeden önce geliyorum savunun üleeyn gibisinden bir uyarı veriyorsa(ki bu uyar kişiden kişiye farklılık gösterir ör: görme bozukluğu, koku algılamada problemler, el ayak uğuşması)o zaman insan neden seçilmiş kişi benim diye düşünür.ama unutulmamalıdır ki bu dertten muzdarip binlerce insan bulunmaktadır ve olayı kişiselleştirmeye gerek yoktur.
ey migrenli sözlük yazarları ve migrenli insanlık hepinize selam olsun hepinizi seviyorum üleeyn!(az önce migrenim tuttu da duygusal bi çöküntü içerisindeyim.)
insanda yaşama isteği bırakmayan diş ağrısını bile tercih ettiren ağrı tipidir benim için.
üzüntü, sıkıntı, mutsuzluk hallerinden sonra kapınızı çalacaktır. eğer migreniniz varsa doya doya acı bile çekemezsiniz.
nöbet sırasında ölüm bile güzel görünürken nöbeti uyku ile atlatıp uyandıktan sonraki an müthiştir, başka neler, kimler insana o duyguları yaşayabilir bilmiyorum.
ayrıca migren sahipleri için uyku ve yemek düzeni çok önemlidir.
bir kaç sene önce tedavisinde Avmigran isimli zehirden hallice bir ilaç öneriliyordu. uyuklamaktan karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına kadar pek çok yan tesiri olan bu ilaç ardından tavsıye edilmemeye başlandı. artık basit migren ataklarını kesen hafif ilaçlar migren hastalarına veriliyordu. fakat avmigran zıkkımına alışmış kişiye bu ilaçlar tesir etmiyor, migren 12 gün boyunca devam edebiliyordu. garanti tedavi bulunamayan bu sitres hastalığı ilaçsız da geçebiliyor. evet yanlış okumadınız. ilaçsız geçiyor fakat azami 3 ay. peki nasıl mı? migren ağrısında kaplıca tedavisi tecrubeyle sabitlenmiştir. tabi migren ağrısı tuttuğunda ivedi bir çözüm arayanlar için pek pratik sayılmasada bu ağrıyı müzmin çekenler için bir çözüm yoludur. kütahya/simav,acun kaplıcalarındaki kükürtlü su benim tecrube ettiğim ve sonuç aldığım yerlerdir. tabi kaplıcaya gitmeden bir doktora danışmak şart.
çeşitli sebeplerden dolayı başlayan,genelde uzun süren yoğun baş ağrısı.
Genellikle başşlama sebepleri tam olarak bilinmiyor. Devam süresi de belli başlı şeyler dışında fikir sahibi olacak kadar açık bir konu değil. ama kişisel olarak, geçirmek için denenebilecek yolları olarak şu şekilde sıralayabilirim. belki ağrı duyan biri okuyup faydalanabilir.
orta derecede başlatma ihtimaline sahip sebepler :
-aşırı tuzlu yemek. mısır cipsi, bol tuzlu yemekler.
-aşırı yağlı yemek.
-baharatı fazla kaçırmak ve çok çeşit kullanmak.
-lodosta veya kuvvetli esen rüzgarda uzun süre kalmak.
-alın, sırt, boyun ve ense kısmının terlemesi, akabinde üşümesi ve tutulması (direkt olarak ağrıyı garantilersiniz)
-havasız, gürültülü ortamlarda uzun süre kalmak.
-hazır, kurutulmuş ve koruyucu madde içeren besinler tüketmek.
-Kahve içmek.
-Uyku düzeninin bozulması. Ayrıca çok uyumak.
geçirmek için denenebilecek şeyler ve dikkat edilmesi gereken noktalar:
-Genelde söylenmiş ama doğruluğunu kesin olarak garantileyebilirim. Karanlık ve çok az serin ve olabildiğine sessiz bir ortamda gözleri kapatıp uzanmak, oturmak. (her zaman az veya çok işe yarıyor)
-Açık havada (rüzgara dikkat ederek) yavaş tempoda uzun süre yürümek. (terlemeden).
-Kapalı bir ortamda kalınıyorsa içeriyi sık sık temiz havayla doldurmak.
-Erik, limon, greyfurt gibi ekşi ve şekerli olmayan meyve-sebzeleri yemek veya bir limonun direkt olarak suyunu az suyla karıştırıp içmek. (Bu çoğu zaman işe yarıyor)
-Sinüzit problemi yoksa kafayı serin tutmak. (Bu hafif bir şekilde ıslatıp uzanmak olabilir.). Ama sinüzit problemi varsa kesinlikle denenmemelidir.
-Ferah, çok yoğun olmayan kokular. Bazı sabunlar olabilir, oda parfümlerinden özellikle spreysiz, sıkılmayan sadece buharlaşma yoluyla koku verenler ve ferah olanlar tercih edilmelidir.
-Çay tiryakisiyseniz çok demli olmayan açık çay içmeniz genellikle işe yarayacaktır.
-el ve ayak bileklerini, elleri, ayakları soğukl su ile yıkamak ve serin bir yere uzanıp kurumalarını beklemek.
Küçük ayrıntılar:
-Ağrı kesicilerden apranax,zomig türü olanları çok sık almamaya gayret edin. Bu hem ilacların yan etkilerinden dolayı, hem de vücudun bağışıklık kazanıp ilacın etkisini azaltmaması için. ilaç içme hakkınızı zor durumlar için saklayın. -Ağrınız bir işinize engel olmayacaksa, doğal yöntemlerle yavaş yavaş geçirmeye çalışın.
-Alkol almayın. eğer alacaksanız da bira veya kırmızı şarabı tercih etmeyin.
-peyniri fazla kaçırmayın. Mayonez, sosis, ketçap, hazır ton balığı gibi besinleri ne kadar az alırsanız o kadar iyi.
-