Filmde baş karakterimiz olan cesar' ın mutsuzluğunu ve bunu etrafındaki insanlara yayma arzusuyla gelişen olayları izliyoruz. Cesar öyle mutsuz ki, etrafında tek bir mutluluk kırıntısı dahi görmeye dayanamıyor; Clara'ysa daima neşeli bir kadın, Cesar herkesi mutsuz etmeyi başardığı halde ne yaparsa yapsın Clara' nın mutluluğunu yok edemiyor ve olaylar burada başlıyor.
içerisinde luis tosar' ın olduğu her filme varım, adam karizmanın vücut bulmuş Hali resmen. Bu filmi de korku/gerilim türü olduğunu göz ardı ederek izlemiştim ki haklı çıktım; korkma yahut gerim gerim gerilme beklentisiyle izlenmemeli, ki bir psikolojik gerilim filmi olarak oldukça dingin ilerliyor. Filmin sonlarına doğru tansiyon artıp gerilseniz de filmin başarılı olduğu asıl nokta karakterlerin psikolojilerinin yansıtılışındaki ustalık bana kalırsa.
ispanyol sinemasını bu yüzden seviyorum, adamlar en cacık filmlerin çıktığı korku-gerilim türüne bile yeni ve farklı bir bakış getirip çıtayı yükseltmeyi başarıyor; Tam anlamıyla özgün ve klişe yumaklarından uzak bir film.
" Benim sorunum işte bu. Mutlu olamıyorum. Hiç olmadım. Galiba ben o kapasiteyle doğmamışım. Kör veya sağır doğmak gibi bir şey. Ama daha beteri. "
Edit: Clara' nın başucundaki kitapla Bergman' a da selam çakmış balaguero, aklım hemen persona' ya gitti tabii Cesar karakterini de düşününce. Oradan da abre Los ojos' un cesar' ına.. bir bağ var mıdır bilemedim fakat şimdiden kafamda bütünleşti hepsi, belki de apartman görevlisi Cesar, yakışıklı ve zengin cesar' ımızın personasıdır kim bilir?
Mutlu olamayan bir adamın mutlu insanlara dayanamamasını ve onları mutsuzlaştırmasını, bundan aldığı hazzı anlatan manyakça gerilim filmi.
ne psikopatlar var.
--spoiler--
etrafa neşe saçan ağlattın kızı en sonunda, mutlu musun mal herif?!
yuvalar yıktın, aileleri dağıttın, kırmadık kalp bırakmadın... osmanlı gibi bölündü, parçalandı insanlar!!!
--spoiler--
Dun gece izledigim ispanyol yapim gerilim filmi. Film hakkinda okuduklarim cogunlukla "cok iyi, cok geriyor"vb tarzindaydi. Fakat ben öyle dusunmuyorum. Simdiye kadar sayamadigim kadar cok korku filmi izledim. Hatta gunde iki kere korku filmi izledigim günler de oldu. Hicbiri beni bu film kadar rahatsiz etmemişti. Hayatinda cogunlukla olumlu şeyleri gören ve bu yuzden kolay kolay depresyona girmeyen biriyim. Yani hep mutlu olmaya calisirim. Ayrica bir süredir tek basima eve cikma fikirlerim var. Filmdeki olay ise insanlarin mutsuzluguyla mutlu olan bir psikopat ve etrafindakiler mutsuz olsun diye ugrasmasi. Gercekten cok rahatsiz edici bir film. Izledigime pisman degilim, hayatin gercekleri maalesef. Var boyle psikopatlar. Ama tekrar izleyecegimi hic sanmiyorum.
--spoiler--
Filmin sonunda cezalandirma olmaliydi.
--spoiler--
ımdb: 7,2
rottentomatoes: %93
özgün, yaratıcı ve dozunda bir gerilim filmi. dozunda derken ses efektleri gerekli yerlerde ve az. filmin ilerleyişinde sırf süreyi uzatmak için çekilmiş gereksiz sahneler yok. hatta filmde mantık hataları bile göze batmayacak kadar az. ispanyol sinemasından başarılı bir film. önceden tahmin edemediğiniz bazı olaylar sizi filme daha çok bağlıyor zaman ilerledikçe. pek gerilim izleyen biri değilim ama kesinlikle izlediğime memnun kaldım ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
yüksek binalarda birbirine dokunmayan ruhların bir araya geldiği, saygınlığın cüzdan şişkinliğiyle orantılandığı, ilişkilerin mekanik bir hal aldığı, mutluluğu smileyden ibaret insanların yaşadığı bir ortamda, toplumsal kabul görmüş bir statüye sahip olmamanın doğurduğu saydamlıktan bezmiş, hiçbir işte tutunamamış ve hayattaki tek amacı çevresine küçük mutsuzluklar dağıtmak olan bir adamın taktik dehasına şahit olduğumuz muazzam bir filmdir.
her ne kadar film gerilim türünde olsa da son zamanlarda izlediğim en eğlenceli filmlerden biriydi...
eğlenceli derken tabii ki manyak yada sapık değilim! ama filmin kompozisyonu öyle parçaları bir araya getirmiş ki kendimi vay amk! demekten kendimi alamadım. hem hepimiz, o yada bu yüzden hayatımızın bir döneminde cesar olmuşuzdur. mutlu olmaya hakkı olmayan insanlara hakkı olan mutsuzlukları doğal yollarla vermek fikri benim ağzımı açık bıraktı. aslında film boyunca cesar benim için sağ elinde kılıcı sol elinde terazisiyle hassas hesaplarla dokunduğu herkese kararınca küçük mutsuzluklar dağıtan fırça kaşlı bir süper kahramandı...
hep küçük mutlulukları anlatan carpe diem temalı filmleri ağzımızın suları akarak izledik ya... işte size taş gibi bir anti carpe diem filmi.
Korkuyla uzaktan yakından alakası olmayan film. Gerilim desen o da yok. Ama sürükleyici bir film. Son ana kadar izletiyor Ve tabii izlerken bol bol küfür edeceğinizi şimdiden söyleyeyim. Bir insanın ne denli çirkinleşebileceğini görmek istiyorsanız ve boş zamanınız varsa korku havasına girmeden izlemenizi tavsiye ederim..
celda 211'in unutulmaz malamadre'si daha manyak bir karakterle karşımıza çıkıyor bu filmde. güneşli pazartesiler'deki hali ne güzeldi oysaki. neyse efendim, izleyin bu filmi. luis tosar oynar da kötü mü olur.
yeni mahsül ispanyol korku/gerilim filmi.
öyle zıplamalı/böööölü korku filmi değil bu.
gerçekten korkuyu iliklerinize işletecek cinsten.
rec, rec2 filmlerinin yönetmeninden.
celda 211 filminin başrol oyuncusu rol alıyor.