söylemine, şaşırmasına, eleştirmesine bakarak tahminen ülke büyüyor gelişiyor diye son 20 yıldır akp'ye oy atan kesimden olmalı.
tıpkı içimizdeki bazı süper zekalıların gibi...
dolar'ın 1.5 euro'nun 2 lira olduğu, ülkenin varlıkları (özel ve kamu şirketleri yatırımlarının) yok pahasına satıldığı, dünya'da dolar-likitide bolluğu olduğu, düşük finansman maliyetleriyle borçlanmalar, havadan dolar yağdığı, ülke varlıklarını gereksiz harcamalar-kullanmalarla har vurup harman savurarak babasından kalan malı satıp yiyen çalışmayan hayırsız evlat gibi ülke ekonomisini yönetirken o dönemde 1 litre benzin-mazota dolar bazında 2.5 dolar (3-4 lira) ödüyorduk.
en büyük paramız 200 liralık banknotla 132 dolar alabiliyorduk. benzin-mazot karşılığı dolar bazında 53 litre benzin ediyordu.
binek aracın ortalama deposu 45-60 litre aralığında olduğu göz önüne alınırsa bazı süper zekalılar çıkıp "ben hep 50 liralık alıyorum" demesinin kaynağı buydu.
size garip gelecek ama ülke o zamanlar ekonomi açısından şimdikinden daha beter daha kötü yönetiliyordu.
emin olun şimdiki konjonktür o zaman olsaydı, o zaman ki idare şimdi olsa daha beter olurduk.
o zaman da eleştirdik, bu insanlar istihdam açısından çağın gerekliliği alanlarda yatırım projelere yönelmeyi ülke idare etmeyi bırakın; bir gelecek hazırlamayı, üretim ile ar-ge planı-yatırım yapmayı bunlar bir şirket bir market bile idare edemez iflas ettirir dedik.
kalkıp "ülke bu dolar bolluğundayken, havadan dolar yağarken, bir Avrupalı, bir amerikalı dolar bazında benzin mazota litre bazında 0.80 dolar öderken sen 2.5 dolar ödüyorsun. bu havadan dolar yağması bitince, sıcak para bitince ne yapacaksın?" dediğimizde vatan haini, ülkenin büyümesini istemeyen, darbeci, statükocu, devletçi, eski kafalı olduk.
bu sırada amerikanın benzin mazottan aldığı fedaral verginin 29 yıldır değişmediğini (18 cent civarı) avrupa'da benzin mazottan alınan vergi tartışmalarına girmiyorum.
mühim olan alım gücü.
aynı işi yapan insanların emeğinin karşılığı baz alınmalı.
sonuç olarak duvara toslamayı bırakın duvarı yıkıp yokuş aşağı gidiyoruz ve nerede duracağımızı bilmiyoruz. bir dursak nefes alsak ne halde olduğumuzu göreceğiz ve bir zarar analizi yapabileceğiz.
tabi ki ticari sır, devlet sırrı diye çarçur edilen, gereksiz harcamalarla yok edilen-ödeme yükümlülüğüne sokulan, fahiş fiyat ve hesap hataları olan projeler sözleşmelere erişim izni verilir kamuoyu ile paylaşılırsa şu zaman düzlüğe çıkarız diye hesaplama yapılabilir.
hayret, alamanya çok kötü yiğenim, türkiye cennet cennet dememiş mi? bu haberde eksik var. alamancı çomarlara alıştık biz. sadece şaşırıp kalmamalıydı.