BiR "HAKKATEN ULAN!" DA BENDEN. izmir'de de gözlemlediğimiz bir gerçektir.
bu arada midye işi inanılmaz zor arkadaşlar. toplaması ayrı dert, ayıklaması ayrı dert, her bi şeyi ayrı dert. Yapanların elleri hep kesik kesik, yara bere içinde. herkesin yapmak isteyeceği bir iş değil bu yani.
şimdi üstteki paragrafı bi düşününce... biz de o kesikli yaralı ellerin yaptığı midyeleri yiyoruz şimdi di mi? birden şey oldum. zaten çok yemiyordum şimdi biraz daha uzaklaştım bak.
izmirde ikamet eden bi öğrenci olarak 2 gecede bir midye alırken"abi sende mi mardinlisin" sorusuyla teğit ettiğim gerçek. hurdacıların hepsinin niğdeli olması gerçeği gibi.
deniz olmayan şehirlerdeki insanlar hep o maviliğin hayalini kurar. istanbullu bir şair ise deniz kenarında oturup şiir yazar ama tek kelime deniz ve mavi geçmez. işte bu yüzden olabilir. ama bir şirketleşme de var.
Lan biz de yapmıştk bu tespiti. ama hakikaten de öyle ya. Mudanya da da böyle. bursa da da. izmir de de. dikili de de. ankara da da. nereye gittiysem denk gelir mi be arkadaş. e bizim de kökümüz midyat olunca, canlar da çekiyor tabi.