regl dönemlerinde haramdır. yanlış aktarmayın insanlara.
bu dönemlerde onu şaşırtın.
küçük şakalar yapın.
küçük sürprizler yapın.
onunla vakit geçirin.
Taze et yemeniz için denizi sizin hizmetinize veren Allahtır mealindeki âyet-i kerime ile Denizde avlanmak ve onları yemek size helâl kılındı ki; hem size hem de yolcu olanlarınıza faydalı olsun mealindeki âyet, denizlerin birer ilâhî nimet deposu olduğunu ve onlardan insanların faydalanabileceğini ifade etmektedir.
Âyet-i kerimelerde, Cenab-ı Hak belirli bir kısmını haramlaştırmadan ve başka hayvanlar gibi boğazlanma şartını koşmadan, bütün deniz hayvanlarının helâl olduğunu bildirmekte, kullarına kolaylığı ve genişliği temin etmektedir. Hattâ mümkün mertebe hayvana eziyet vermekten kaçınılması kaydıyla, onları yakalamak için insana herşeyi kullanabilme müsaadesini vermektedir.
Bilindiği gibi, yaşadıkları yerler bakımından hayvanlar kara ve deniz hayvanları olmak üzere ikiye ayrılır. Karada yaşayan hayvanların hangilerinin yenip yenmeyeceği fıkıh kitaplarında belirtilmiş, ayrılmıştır. Denizde yaşayan hayvanların hangilerinin yenilmesinin helâl, hangilerinin haram olduğu hususunda ise mezhepler arasında farklı görüşler mevcuttur.
Yukarıda meallerini verdiğimiz âyet-i kerimeden hareket eden Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezhebi âlemlerine göre, deniz hayvanlarının, yani suyun içinden başka bir yerde yaşayamayan hayvanların hepsi, nerede bulunursa bulunsun, ister balık şeklinde olsun, isterse başka cins ve şekide bulunsun, helâldir, yenebilir. Yine aynı mezheplere göre, bu hayvanların isimlerinin farklı olması, diri veya ölü olması; yakalayanların Müslüman veya gayrimüslim olması hükmü değiştirmez.
Mâlikî mezhebi hiçbir deniz hayvanını istisna kılmazken, Hanbelî mezhebi yılan balığını habis saydığı için; Şâfiî mezhebi de kurbağa, yengeç ve timsah gibi hem denizde, hem de karada yaşayabilen hayvanların etinin yenilmesini haram olarak vasıflandırmaktadır.
Hanefî mezhebine göre ise, balık sûretinde olmayan deniz hayvanlarının etlerini yemek haramdır. Buna göre, daima suda yaşayan, suda barınan hayvanlardan her çeşit balık eti yenebilir. Kalkan balığı, sazan balığı, yunus balığı, yılan balığı bu kabildendir. Fakat, diğer su hayvanları caiz değildir. Midye, istiridye, istakoz ve yengeç gibi hayvanların yenilmesi helâl olarak kabul edilmemektedir, haram sayılmaktadır.
Bu esaslara göre, midye, istiridye gibi deniz hayvanları Şâfiî, Mâlikî ve Hanbeli mezheplerine göre yenebilirken, Hanefî mezhebine göre yenilmemektedir. Hanefî mezhebinin haram saymasının sebebi, bu çeşit hayvanları gerek görünüş, gerekse yenen kısımları itibariyle hoş olmaması, çirkin ve pis sayılmasıdır."
bir şeyin haram veya helal olmasını mezheplere bölmenin ne kadar komik olduğunu tekrardan önümüze getirmiş önermedir.
islam dininin "insan sağlığı, ahlakı, toplum huzuru" için düzenlenmiş güzelim kurallarını şu mezhebe bu tarikata bölüp amacından uzaklaştırma örneğidir bu konu. işte bu yüzden biri çıkıp "midye acayip zararlıdır arsenik biriktirir bedeninizde yemeyin" derse işte o vakit zaten "midye haram"dır. ama şu mezhebe göre suda bıngıl bıngıl bir şeyler var öbür mezheplere göre yok demek sadece kendini kandırmaktır.
cennetin kapılarında şöyle bir konuşma düşünebiliyor musunuz:
-ad?
+mahmut
-baba adı?
+hüseyin
-midye yedin mi?
+evet
mezhep?
.
.------> maliki----> GEÇ
.
.------> hanefi ----> SOLDAN DEVAM ET
hanefi mezhebine göre midye,ahtapot, istakoz, yengeç vs haramdır. balık şeklinde olmayan deniz canlıları haramdır. gagası sivri olan avcı kuşlar haramdır.
haram değildir ama caiz bulunmamıştır. ehli sünnet diye tabir edilen 4 büyük mezhep yani hanefilik, şafilik, malikilik ve hanbeli birbirine çok yakın görüşlerdir. birinin ak dediğine diğerinin kara dediği bir uygulama yoktur. ufak tefek farklar var arada. bu olay da onlardan biri. biri caiz değil der ama kesinlikle haram demez(ikisi arasında çok fark var) diğeri hiçbir mahsur yoktur der.
şimdi halkımızda bir kompleks var kardeşim. mehmet öz midye sağlığa zararlı dese hemen kabul ederiz ama bir kardeşimiz midyenin islam'da haram olduğunu hatırlatmak istediğinde alaylı cevaplar geliverir. kardeşim hanefi mezhebinde midye haramdır. sen ister ye ister yeme. *
devamlı suda yaşayan balıklar helaldir. balık cinsinden olmayan deniz mahlukları temiz olmadıkları için yenmezler. midye, ıstakoz, yengeç gibi. kaynak: nimet-ül islam
Alsancak civarında gezinirken sahilde oturur güzelce bira içersin, sohbet edersin. Canın midye çeker, arkadaşına ''hadi gidelim şu biraların yanına biraz midye alalım'' dersin. Verdiği cevap ''midye adet görüyor, ben yemem, haram.''dır. Deli olursun, çılgına dönersin. ''iki saattir içtiğin bira çok mu sevap ulan denyo'' dersin fakat boşunadır. Cahil adama dert anlatılmaz.
Tüm bunlar bir yana, haram da olsa helal de olsa midye dolma hayattır, onsuz bir yaşam düşünülemez. O sebeple bu konuyu araştırmayı düşünmüyorum. Zira çıkan sonuç beni midye dolmadan ayıramayacak.
Ayrıca, sağlık açısından zararlı olduğu yönündeki eleştirilerin doğru olduğuna inanıyorum. Madem yemeyeceksiniz, sağlıksız olduğu için yemeyin. O zaman eyvallah.
haram helal kavramına bakmadan sırf zararlı olduğu için yenmemelidir aslında.
denizlerin ve tatlı suların doğal filtresidir midyeler. akvaryumlarda filtre amacıyla kullanılırlar. her türlü zararlı maddeyi içlerine hapsederler. alvaryuma attığınız bir kaç midye su değerlerini öyle iyileştirir ki gözlerinize inanamazsınız.
her türlü ağır metali falan içlerine hapsederler. sırf şundan dolayı yenmemeli. çok zararlı aga ben değil bilim söylüyor.
dini açıdan bakmak gereksiz, yok adet görüyormuş yok israil baronları yönetiyormuş. bunlar komplo teorisi ustası türk gençlerinin safsatalarıdır.
kuran'da belirtilenler hariç her yiyecek bir müslüman tarafından lüpletilebilir diye biliyor ben, götümüzden mekruh, haram ilan etmesek. belirtilenler de helal(allah adına kesilmesi) olmayan et ve tavuk ve domuz eti.