Günlerdir canım midye dolma çekiyordu.
Ama öyle böyle değil.
Dün spora gittim, baktım benim hoca yemek yiyor. Oturdum yanına. Midye dolma yer misin dedi ve bana da uzattı.
Yine şu hayatta isteme hakkımı saçma bir yerde kullandım. Yanarım, ona yanarım.
türk "sokak yemeği" kültüründe sarsılmaz bir yere sahiptir.
genelde 5-10 tane rahat yenilse de, 2 kişi birleşip tepsi kapatan insanlar çok görülmüştür. (bkz: bir arkadaşım ekolü)
en güzel çakırkeyif haldeyken gider. "rakıdan sonra gidilen çorbacı" mantığında tüketilir.
Kendisinin pezevengi tabii ki biradır. hatta dikkat ederseniz, nerde "barlar sokağı" varsa orda midye tezgahı mevcuttur.
asıl olarak izmir'de yenileni makbuldür. içinde kuş üzümü olmayanı tercih sebebidir. bol baharatlı ve limonlu versiyonu candır.
bildiğim kadarıyla bunun tezgahı çok temiz para bırakır. bir günde yüzlerce lira kazandırıyormuş. Ankara'yı baz alarak konuşursak, piyasası mardin'li arkadaşların elindedir.
bu aralar pek yemek yiyemeyen, oksijenle yaşayan bir adam olmama rağmen şu anda canım çekti.
ancak burdan kalk, konur'a git. uzun hikaye malesef.
size tavsiyem kaliteli yerlerden alın.. ne idüğü belirsiz seyyar tiplerin kurduğu tezgahlardan alıp yemeyin.. midye zaten denizin en pis canlılarından ne varsa alır içine.. hijyenik hale getirmek için 16-24 saat suda bekletmek lazım.. illa yiyecekseniz pişirip yiyin. fesleğenli kremalı güzel bi midyeli spagetti yapabilirsiniz mesela...
ortalıkta virüs var zaten yemeyin mk hangi şartlarda kim tarafından nerde nasıl yapılıyor belli olmayan ürünleri.