şimdiki araba oyunları gibi estetiğe kaçmayan *, yarışlarda koca koca ok tabelalarını yolun her kenarına koyan ve çarpınca arabanın inlediği, yayaların hiçbir zaman ezilmediği, her oyuna girdiğinizde hemen garip tuş kombinasyonuyla açılan komut satırında 'nodamage' yazdığınız, önünden sizle aynı hızda olan 10 araba geçse de, polisin hep size garezi olduğu unutulmayan enfes oyun.
chicagoda havaalanında ucak insin diye beklerdim lakin ucak ayagını koyar gibi yapıp kalkardı hic inmiyormus meger pislik o kadar da beklerdim, cocuklugumun guzel oyunlarından.
oyun içinde enter'a basıp, postal yazıldığında kornaya basınca posta kutusu atılıyordu. onlarca polisi peşine takmak, açılan köprüler açık vaziyetteyken hızla gelip köprülerden uçmak, ana yolda trafiğin anasını ağlatmak büyük zevklerimdendi.
(bkz: özgürlük)
tüm şehir senindir. istediğin yoldan git, istediğini ez*, istediğin kadar polisi tak peşine... chicagoydu sanırım şehir. 2000 li yıllarda az yardırmadım caddelerinde.
midtown madness serisinin ve çocukluğumun ilk araba oyunu. bir araba seçersin, bir şehrin içinde istediğin gibi gezersin. direksiyon çevirsen peşine polis takılır, çocukça adrenalin yaşarsın kaçarsın falan...