midnight express

entry82 galeri3 video1
    26.
  1. 'işkence mi o da ne ola' diyen memleket kamuoyu tarafından lanetlenen filmdir. evet cezaevlerimizde işkence yoktur ve asla olmamıştır! türkiye bir diyarbakır cezaevi bir hayata dönüş operasyonu yaşamamıştır en basitinden. mamak, sivas, çorum, maraş bunları saymıyorum bile. şimdi kim imkar edebilir işkenceyi? kol kırılınca yen içinde kalmıyor demek her zaman. derdimiz türkiye adi mahkumlara işkence yapmıyor, siyasilere yapıyor mudur da bu kadar asalım, keselim, protesto edelim demişizdir bu filmi. köylüye bok yerdirmedik tabi biz. sütten çıkmış ak kaşık.
    1 ...
  2. 27.
  3. iskence edilen vatandasin poposu sahane olan turkiye de ki iskence yontemini abartılı olarak ekrana sunan film.
    0 ...
  4. 28.
  5. hayatımda izlediğim en etkileyici filmlerden biridir. hiç boşuna milliyetçilik çığırtkanlıkları yapmasın kimse, bu film bir dönemin(ki çok değiştiğine inanmıyorum) aynasıdır.

    edit: gözaltında işkenceden ölen insanlar ne çabuk unutuldu, yazıklar olsun. ülkemi yanlışlarıyla değil, yanlışlarına rağmen seviyorum ve o yanlışları başkası değil ben yüzüne çarpmalıyım, istanbul aşığından sevgiler.
    3 ...
  6. 29.
  7. billy hayes hapiste yattığı yıllardan sonra ilk kez türkiye'ye geldiğinde türk halkından özür dilemiştir. fakat aradan o kadar uzun zaman geçmiştir ki kimseyi tatmin etmez bu özür, yalnızca basında geniş yer bulması münasebetiyle kirlenen imaj temizlenmiştir.
    0 ...
  8. 30.
  9. 31.
  10. milliyetçi söylemlerde bulunmayacağım. bizim hapisanelerimiz hiç de öyle rahat ve demokratik değil. hapisanelerimizde yapılan taciz ve işkencenin haddi hesabı yok. ama bu filmde bir çok saçmalık var.

    öncelikle filmde sadece bir türk oyuncu gördüm ben. bu adamların konuştukları türkçe de türkçe'ye filan benzemiyordu, türkçe konuşulan sahnelerin ingilizce tercümesinde anladım ne demek istediklerini. yapabilecekleri en aptalca şey, anlattıkları ülkenin dilini bilmiyor olmalarıydı bence, hiç profosyonelce değil.

    başka bir nokta da, bizim hapisanelerimizde esrarı satanlar genelde gardiyanlardır, mahkumlar değil. mahkumlara bir tanesi dışında hiç değinilmemiş. hapisane edebiyatı yapan, bağlama çalan, kumar oynayan, tacizde bulunan, kahramanımızın hakkını savunan hiç mahkum yok. bu da hiç profosyonel olmamış, sen beş yıl hapiste yat ama hiç bir türkle doğru düzgün muhabbetin olmasın, mümkün mü? adama zorla türkçe öğretip geyik yapar bizim insanımız.

    13. kriminal koğuş zaten apayrı bir olay. sanırsın ki insanları ortaçağ zindanlarına atmışlar, susuz yemeksiz bırakıp bitlendirmişler. kıyafetler eski ve yırtık, saçlar uzamış...

    türkiye'nin o dönem dış ülkelere uyuşturucuyla savaştığını göstermek için bir kişiyi hapse atması da hiç de abartılacak bir şey değil. bu hep olur, sadece türkiye'de değil, tüm dünyada günah keçileri vardır böyle durumlar için.

    açıkçası adamlar türkiye'yi karalamak için bir film çekmiş, birileri de alkışlamış. azıcık aklı olan bir adam da bunu izleyip türkiye'den korkmaz zaten bence. çok zorlama bir karalama üstelik bu. bir yabancı olsam ve bu filmi izlesem korkmazdım, ama yılmaz güney'in duvar adlı filmini izlesem türkiye'nin adını anmazdım. duvar filmi de yasaklandı zamanında bu ülkede, evet, ama kimse o filmi karalama politikasında bulunmakla suçlamadı. o filmde çocuk tacizi vardı, esrar vardı, ispiyoncular, solcular, sloganlar... bir koğuşu taradılar, pek çok mahkumu öldürdüler. mahkumlar birbirlerini öldürdü. gerçek olan o filmdi, onu izleyip gelmiyorsa turistler, bu durumu anlayabilirim. ama midnight express gibi salak bir filmi izleyip de "türkiye'de işkence var, demokrasi ve insan hakları yok" diyen adam da salaktır zaten. kendi hapisanelerinde olanlardan haberdar değil daha gerizekalılar. amerikanın ırakta sergilediği vahşetin bilincinde değiller.

    filmde türklere küfredilen kısımsa zaten çok gereksiz ve etkisizdi bence, ben de yok yere hapse düşsem ben de o milletteki herkese söverdim herhalde, ama bunu mahkemede haykırma amacı gütmezdim. hani sırf "şu türklere küfredelim filmde güzelce" diye kurgulanmış gibi geldi bana. ama yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım, kahramanımızın rıfkı'yı öldürdüğü sahne yaratıcı ve başarılıydı. hatta filmde beni en çok heyecanlandıran sahne oydu.
    4 ...
  11. 32.
  12. taraflı bir filmdir..

    filmde bir esrar kaçakçısı var ve uçağa binmeden önce yakalanıyor.filmde rahatsız edici taraf böyle suç işlemiş birisinin "iyi" bir insan gibi gösterilmesi..

    adam esrar ticareti yapıyor, üstünde esrarlarla yakalanıyor, yargılanıyor (yargılanma şeklinin iyi olduğunu söylemiyorum. yargılanması gerekiyordu ve yargılandı), ve doğal olarak hapse konuluyor.. ama amerikalılar bunu filmde sanki adama yapılan bir zulüm gibi görüyorlar. hatta illegal yollardan onu çıkarmayı düşünerek ve planlayarak daha başka bir suç işliyorlar..

    şimdi şunu sormak gerek bu filmi yapanlara: eğer amerikada bir türk bu şekilde esrar kaçırırken yakalansa ne yapılacaktı? yargılanıp hapse atılmayacak mıydı? bunu filmde anormal ve kötü bir şekilde göstermenin amacı nedir? çelişki yok mu?

    herhalde amerikada bu şekilde yakalananlara "aferin" denilip, cebine esrarlar konuluyor..
    5 ...
  13. 33.
  14. Türkiye'yi kötülediği iddia edilen, karışık bir dönemde * birkaç yabancı mahkumun birlikte sarıp tüttürerek penisi testisine denk takıldıkları günlerin hikayesini anlatan filmdir. Oz dizisinin milyonda biri kadar işkence içermemektedir. Gevura yaranı gösterirsen o da sopayla dürter...
    1 ...
  15. 34.
  16. türkiye'yi ve türkleri itin götüne sokup sokup çıkartan aşşağılık filmdir. toplumsal gerçeklik namına bir adet tutarlılık yoktur. ülkenin, en gelişmiş ve özgür olduğu ve bu yüzden dışardan kavgalar dövüşler ithal edildiği o kıyak dönemde, adeta arabistan gibi gösterilmesine, insan haklarına aykırı kaç kusurlu hareket varsa, sanki hepsinin doğuş yeri bu topraklarmış gibi gösterilemesine, onca gerçek dışı tespitimsiye karşı, çıkıp da bir aklı selim yönetmenimiz cevap niteliğinde bir film- hadi filmi de geçtim, ordan sağa döndüm- bir belgesel yapmamıştır. aferin onlara...
    2 ...
  17. 35.
  18. güzel ülkemizin fiyakasını bozuyor diye ülkemizde atılmamış bok kalmamış filmdir. iyi çekilirken iyi de kötüyü çekerken adam marsa mı gitsin? illa ki dünya üzerinde bir yerde çekecek. ayrıca 21 yıllık gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki türkiye de öyle çok güzel bir yer değil.
    1 ...
  19. 36.
  20. filmi izlerken hep " insanlar sonra hakkımızda ne der? " diye düşündüm durdum. türkiyeyi tanıtacak iyi bir film yok diyip dururlar memlekette, varsın olmasın da, türkiyenin tanıtımını yapmak amacıyla yapılan bir film zaten evlenme çağı gelmiş yeni gelin havası yaratır.
    adamlar resmen rezilden de rezil bir türkiye yaratmış. sonuç olarak objektiflikten son derece uzak. acaba dedim, dönemin politik gerilimine paralel olarak yapılan bu amerikan filminden, fransız turist, tatil kararını değiştirirmi ? muhtemelen değiştirmiştir terettüde düşmüştür, dönemin turisti.
    80 li yıllarda ki turist profiline bakarsak hatta günümüzde de böyle, orta direk gelişmiş ülke vatandaşları, asgari ücretlerinden zor zahmet briktirdikleri 3-5 kurusun türkiye gibi gelişmemiş ülkelerde değerli olduğunu farketti ve gelişmemiş ülkelerin iç karışıklıklarına pek de aldırmadan babalar gibi tatilini yaptı.
    müslüman ülkelere hep bir tedirginlikle gidildi ve akıllarında hep bir midnight express vardı.
    bahsi geçen kur farkından yararlanıp, ucuz tatili ile yatinmeyip bireysel çabaları ile ucuz kur'u eve de getirmek isteyen aklı kıt bily hayes, bana bu saatte bu kadar yazdıracak dahi değerli bir öykün bile yok.

    ayrıca : başlık
    (bkz: aşağıdan mahalleden rıfkı abiye dalmışlar kosun!) olmalı
    0 ...
  21. 37.
  22. filmde iki dil konuşulmaktadır genel olarak: ingilizce ve türkçe. ama biz türklere ingilizce cümleler için altyazı ne kadar lazımsa, türkçe cümleler için daha fazla lazımdır. zira filmde oynayan bir türk yoktur ve türk rolündekiler türkçeyi g.tüm gibi konuşmaktadır. hele o hakim neydi öyle, aman tanrım.

    filmde sadece işkence sahneleri ön plana çıksaydı derdik ki kardeşim işkence yok mu bu ülkede bilmiyor muyuz? tabi ki çekilecek böyle filmler. zaten genelde filme toz kondurmayanlar da ondan bahsediyor. az bile anlatılmış falan deniyor. tamam doğru, ama 2 saat boyunca türklerle ilgili türkiye ile ilgili bir defa nötr bir yorum yapılsın, tamam olumludan da vazgeçtik. film başlıyor dakika 1, baklava kötülenir, sonra genel olarak türk yemekleri kötülenir(dikkat edin bunu kötüleyenler de abdliler, yuhh), tüm türkler öcü gibi gösterilir ve filmde aşırı ırkçı cümlelere rastlanır. hatta ve hatta bizlere bile küfredilir. vee sonunda da bu film en iyi senaryo ödülü alır.

    madem böyle film yapılacak, bu "sanat adamları" biraz sanatçı olup objektif olmayı deneyebilirlerdi. filmde esrarla yakalanan kişi iyidir melektir; polisler kötüdür, kakadır. adalet de sadece türkiye'de bozuktur, abd'de nefistir candır zaten...
    1 ...
  23. 38.
  24. türklere kıyasıya hakaret eden bir film olmuştur. bu yönüyle de ırkçıdır efenim.

    elbette ki bu ülkede işkenceler vardı, hala da var. engin çeber'in polis sorgusunda ölmesinin üzerinden daha sene geçmedi. evet biz böyle bir ülkede yaşıyoruz. demokrasi normlarını hala yakalayamadık, her an askeri darbe olabilir, işkence ise hiç bitmedi.

    peki abd bizden farklı mı? asla. guantanamo denen bir ayıba sahip bir devletin vatandaşları kendi açıklarını görmüyorlar mı? biz türklerde meşhur bir laf vardır, iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batıracaksın hocam.

    bu film yönetimi, ideolojiyi eleştirmekle yetinseydi eğer bakış açım daha farklı olabilirdi, ama filmde gördüğüm şey körü körüne yapılan türk düşmanlığıdır. bir halka bu denli kin kusan başka bir film izlemedim.

    ha bu filmi yapanların tarihine baktığımızda irkçılık kelimesine oldukça aşinalar ve bu tarz bir film yapmalarına da şaşırmak aslında çok iyi niyetli bir yaklaşım olur.
    0 ...
  25. 39.
  26. konusu abartılı boyutlara taşınmış, türklere karşı aşırı derecede ırkçı öğeler içeren oliver stone ve alan parker imzalı 1978 yapım filmdir. filmin tamamı malta 'da çekilmiştir. bütün türkler, hint ve arap karışımı, çok pis, güvenilmez, dolandırıcı, aşağılık olarak gösterilmiştir. (bir millette bitane mi iyi adam olmaz kardeşim?) filmin başında konunun gerçek olaydan alındığı iddia edilmektedir ancak filmin baş kahramanı olan william hayes, filmin tamamen abartılarak işlendiğini ve bu sayede oscar yolunun açıldığını söylemiştir.
    0 ...
  27. 40.
  28. turkleri kotulemeye calisirken, ermenilerin yarim yamalak turkce konusmaya ikinmalariyla kendine gulduren basarili bir komedi filmidir. bakin daha konusu, anlatmak istediginin de ne kadar yanli, abarti hatta irkci oldugundan bahsetmiyorum bile. dunyanin en yuzeysel adami olmayi goze alarak diyorum ki; " ya kardesim o malla yakalaniyorsun sonra agalar pasalar gibi muamele mi bekliyorsun be mina kodum."... hala merak ediyorum filmin yonetmeni ya da bu filmden herhangi bir sekilde oscar alanlar, fayda saglayanlar hala bunu gururla mi anmaktalar yoksa birilerinin masasi olduklarinin bilincine gec te olsa vardilar mi?

    sirf bu film yuzunden turkiye' nin imaji onarilmaz zarar gormustur... six feet under' in bir bolumunde asagi yukari soyle bir diyalog gecer ve deli gonul bu filmin yapiminda ve yayininda emegi gecenleri teker teker kucaklamak ister;

    - do you like here?
    + sometimes better than a turkish prison.

    edit> imla seysi, sikinti yok. *
    0 ...
  29. 41.
  30. Oliver Stone'un özenle yaptığı film. Hamdi ismindeki gardiyanı oynayan italyana bile gayet güzel türkçe konuşturmuş olması saygı duyulasıdır. ingilizce konuştursa da yine film aynı gişeyi yapar, yine aynı fikri insanlara verebilirdi. Nazi askerlerinin ingilizce konuştuğu milyon ödüllü Schindler's List bunun en önemli örneği olsa gerek. 70li yıllar gibi karışık bir dönemde üzerine paket paket uyuşturucu sarıp Türkiye'ye girmek gibi bir hata yapmış bir amerikalıya ne yapılması gerekirdi ki? Aşırı tepki verilmiş bir filmdir. amerikalı Oz gibi, Prison Break gibi dizilerle 2000li yıllarda kendi hapishanelerini ifşa ederken bu filme gösterdiğimiz aşırı tepki dikkatleri üzerimize çekmiştir daima.
    0 ...
  31. 42.
  32. ne kadar objektif izlerseniz izleyin o çürük ırkçılık kokusunu hissettiren film. alan parker dangalozu işin gerçek yüzünü bilmeden böyle bir filme imza attığı için özür dilemiştir.
    1 ...
  33. 43.
  34. adamlar the shawshank redemptionda hapishanede farklı bişey anlatmıyorlar var yani işkence var tecavüz var... olmaz mı bunlar hiç bizim hapishanelerimizde? neden bu kadar alınganlık gösterdik bu filme hayret ediyorum. yargılama sisteminde de saçmalıklar oluyor ki ergenekon gibi saçma değil adam en azından hüküm giydikten sonra yatıyor hapishanede.
    1 ...
  35. 44.
  36. filmin gerçek hayattaki kişisi,yıllar sonra hürriyete verdiği röportajda, filmdekilerin yaşadıklarıyla hiçbir alakasının olmadığını,bunu çekimler esnasında alan parker a söylediğini,onunda cevaben filmde böyle şeylerin normal olduğunu,gerçeğe sıkı sıkıya bağlı kalamayacağını,filmi çekici kılmak için böye sahnelere mecbur olduğunu,dilerse onun hikayesinden hiç bahsetmeksizin bağımsız bir film gibi çekebileceğini,ama bu takdirde,telif parası alamayacağını söylemesi üzerine,onun bu sahneleri kabul ettiğini,ama şimdi pişman olduğunu söylemiştir. (bkz: günah çıkartmak)
    1 ...
  37. 45.
  38. her şeye rağmen sinematografisi harikulade olan bir filmdir.
    1 ...
  39. 46.
  40. holywood' un nasıl silah gibi kullanılabileceğini gözler önüne seren filmdir.

    o yüzden kimse dizi bolluğundan dert yapmasın, gün gelir kıvanç' ın ağzından çıkacak 2 kelime; tüm anlatamadığımız şeylere derman olur, tüm yaptırmak istediklerimizi de yaptırabilir.
    0 ...
  41. 47.
  42. bir türkiye gerçeği... bazı sahnelerde mevzu sulandırılmış, abartılmış olunsa da, genel anlamda film gerçekleri çok güzel yansıtmış. brad davis'in oyunculuk performansına ayrıca değinmek gerek. sevgilisi susan'ın kendisini ziyaret ettiği sahnedeki tükenmişliğini, bitikliği ve cinsel açlığı unutulmazdır.
    0 ...
  43. 48.
  44. tamamen türkiye'yi karalamak için yapılmış, başka hiçbir amaca hizmet etmeyen çöp film. billy hayes'in türkiye'de tutuklanışını ve başına gelenleri iğrenç, yavşakça ve adi iftiralarla anlatıyor. filmde bir tane bile "insan" diyebileceğiniz türk yok. alayı orospu çocuğu gibi gösterilmiş. hayvandan beterler. filmin bir noktasında mahkemede ana karakter şu cümleyi kullanıyor:

    " - zaten domuz olan bir milletin domuz eti yememesi ne kadar ironik. "

    ya afedersiniz ama yok anasının amı yani. ben o kadar film izledim, körü körüne bir millete bu kadar açık hakaret ve aşağılayıcı ifadelerin kullanıldığı başka bir film görmedim. amacı bazı milletleri kötü göstermek olan filmler izledik, onlardan da rahatsız olduk ama onlar bile belli bi seviyeyi koruyordu, bu filmde başka bir amaç yok. ciddi söylüyorum yok. film baştan aşağı türkiye nefreti kusuyor.

    filmde ana karaktere yardım edecek türk bir avukat buluyolar, o bile orospu çocuğu. sözde ana karakterin yanında, ona bile giydirmişler.

    reklamcı alinur velidedeoğlu 1999 yılında bu olayları yaşayan billy hayes'le cannes'da karşılamış ve olayları bir de ona anlattırmış. bakın türkiye'de hapis yatan bu adam neler söylemiş gerçekler hakkında:

    0 ...
  45. 49.
  46. izlerken ingilizce kısımlardan çok türkçe kısımları anlamakta zorlandığım film. ingilizce altyazı ile izlemenin türkçe altyazı ile izlemekten daha faydalı olacağını düşündüğüm filmdir başka bir deyişle.
    1 ...
  47. 50.
  48. &feature=related

    şu videonun izlenme sayısını milyonlara çıkarırsak, belki biraz olsun gerçekten yaşandığı söylenilenlerin yalan olduğunu dünyaya duyururuz. tamam adamlar karalama bir şeyler yapıyor ama, bizde internette saatler geçirirken, bu videoya bir tıklama yapmıyoruz.

    yani problem "midnight express" filmi değil, filmde yaşananların gerçek olduğu iddiası...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük