harley davidson and the marlboro man filminden barda bilek güreşçisi ile dövüşmeden önce; 'genç ölüp cesedimin yakışıklı olmasındansa, ihtiyar ve çirkin olmayı tercih ederim' gibi bir cümle sarf etmiştir. sanırım son durumuna o yıllardan açıklık getirmiştir.
barfly filminde charles bukowski'yi müthiş canlandırmış, aktör ötesi. bir başkası böyle canlandıramazdı zaten bukowski'yi. sözgelimi Matt Dillon, factotum'da tam bir hayal kırıklığıdır.
karizması hala yerinde olan harika aktör şahsen the wrestler ve sin cityden sonra yeni conan olarak görmek isterdim.
iron man'i döverken aksanı, dövmeleri, uzun rastalı saçları, aykırı tarzı yeter bu adamın bambaşka bir oyuncudur ya bizim marvımız olup, wrestlerde kalbi sıkışırken bizimde kalbimizin sıkışmasını sağlayan yetenekli ve aykırı bir sinema dehasıdır.
KENDiSi SOKAK DÖVÜŞÇÜSÜ GEÇMiŞiNDEN KOPAMAMIŞ VE ZEVK ALDIĞI HAYAT TARZI NEDENiYLE MÜKEMMEL BiR KARiYERi ISKALAMIŞTIR. HOLYWOOD STARLARININ EN YETENEKLiLERiNDEN BiRi OLMASINA RAĞMEN, SEÇiMLERi NEDENiYLE YILDIZININ iHTiŞAMI FARKEDiLEMEMiŞTiR.
benim için mickey rourke sincity'deki marv'dır.. ayrıca karizmanın ayak parmaklarından başlayıp saçının en uzun telinin son noktasına kadar bulaştığı bi adamdır. her ne kadar yüzü çarşamba pazarı gibi olsada.
Tam da harcanmış yetenek olduğunu düşünürken Tarantino ve Roberto Rodriguez'in "Sincity" si sayesinde yeniden gerçek değerini bulduğuna inandığım aktör. ilk gençliğimde oynadığı "Rumble Fish - Siyam Balığı" filminde içimi feci şekilde acıtarak tanıdım kendisini. Bakışlarının ardında hep bir acı olduğunu hissederim. Çok gülmez zaten. Ama Siyam Balığı filminde oynadığı "Motorcycle Boy" karakteri ile benle birlikte pek çok kişiyi alıp götürmüştür. Francis Ford Coppola'nın yönetmenliği ve ona eşlik eden MAtt Dillon ve Nicolas Cage'in de oyunculukları iyidir. Ama filmin yıldızı bizzat odur.
Mickey Rourke 16 Eylül 1952 tarihinde New York'ta doğdu. 1979 yılında Steven Spielberg'in yönettiği 1941 filmindeki er reese rolü ile sinema kariyeri başladı. "Body Heat" filminde oynayarak dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Arada bir kaç filmde rol aldıktan sonra 1983 tarihinde "Rumble Fish - Siyam balığı" filminde oynadı. 1985'te Michael Cimino'nun yönettiği "Year of the Dragon" filminde oynadıysa da bu film bir "Deer Hunter - Avcı" etkisi yaratmadı. 1986'da tüm dünyada popüler olmasını sağlayan "Nine 1/2 weeks - 9,5 Hafta" filminde oynadı. Bu filmde partneri Kim Basinger 'dı. Film ülkemiz dahil bazi ülkelerde sansüre uğradı ve sansasyonlara neden olduysa da aslında erotik bir film değil, erotik sahneleri olan duygusal bir yapımdı. Burada tutkuyla sevdiği bir kadına olan aşkını, kendi fantazileriyle kanıtlamaya çalışan John karakterini oynarken pek çok kadının hayalini süsledi. Bundan sonra 1987'de "Angelheart" filminde Robert De Niro ile oynadı. Bu yıllar mickey Rourke'un fırtına gibi estiği yıllardı. Arkasından "Barfly - Bar Kelebeği" filmi ile o zamana kadar ki en müthiş performansını sergiledi.
Bu filmden sonra da biraz da kendi isteği ile çıktığı zirveden inmeye başladı. "Johnny Handsome" ve "Desperate Hours" filmi ile olumlu eleştiriler aldıysa da ardı ardına çok olumlu filmlerde yer almadı. Parasız kaldığı bir dönemde "Harley Davidson ve Marlboro Man " filminde oynadı. 1994 yılında senaryosunu kendisinin yazdığı "F.T.W - Fuck the world" filmi için Quantin Tarantino'nun "pulp fiction" filminde kendisine önerdiği Butch coolidge rolünü reddetti. Bu rolü bilindiği üzere Bruce Willis aldı ve sonuç ortada.
Mickey Rourke zaten oynadığı rollerle olduğu kadar oynamadığı rollerle de adını duyurmuş bir aktördür. Öyle filmleri geri çevirdiki oynadıkları rolü kapan aktörlerin kariyerleri tırmanarak başladı. Bunlardan bazıları şunlardır: Christopher Lambert'e verilen Connor McLeod rolü ile "Highlander - iskoçyalı", Kevin Costner'a verilen Eliot Ness rolü ile "Untouchables - Dokunulmazlar", Tom Cruise'a verilen Charlie Babbitt rolü ile "Rainman - Yağmuradam"... Sadece bunlar da değil. Reddettiği bazı filmlerde şunlar 48 Hours, Plaatoon, Top Gun, Tombstone...
Neyse ki tarantino'yu reddettikten sonra dahi tarantino kendisini silmemişti ve kankisi Roberto Rodriguez'in filminde ona Marv rolünü götürdüler ve o da oynadı. Çok yaşayasın tarantino. 57 yaşına da gelse bu adamı bir kez daha hakettiği yere kaldırdığın için.
Mickey Rourke'un kariyeri
1 - 1941 (1979)
2 - City in Fear (1980)
3 - Act of Love (1980)
4 - Fade to Black (1980)
5 - Rape and marriage :The Rideout Case (1980)
6 - Heaven's gate (1980)
7 - Body heat (1981)
8 - Hardcase (1981)
9 - Diner (1982)
10 - Eureka (1983)
11 - Rumble Fish (1983)
12 - The Pope of Greenwich Willage (1984)
13 - Year of the Dragon (1985)
14 - Nine 1/2 weeks (1986)
15 - Angel Heart (1987)
16 - Barfly (1987)
17 - A Prayer for Dying (1987)
18 - Homeboy (1988) Aynı zamanda senaryo
19 - Francesco (1989)
20 - Johnny Handsome (1989)
21 - Wild Orchid (1989)
22 - Desperate Hours (1990)
23 - HArley Davidson and Marlboro Man (1991)
24 - White Sands (1992)
25 - The last Outlaw (1993)
26 - F.T.W (1994) - Aynı zamanda senaryo
27 - Fall Time (1995)
28 - Bullet (1996) - Aynı zamanda Senaryo
29 - Exit in Red (1996)
30 - double Team (1997)
31 - Love in Paris (1997)
32 - The rainmaker (1997)
33 - Buffalo'66 (1998)
34 - Point Blank (1998)
35 - Thicker tah Blood (1998)
36 - Thursday (1998)
37 - Cousin Joey (1999)
38 - Shergar (1999)
39 - Out in Fifty (1999)
40 - Shades (1999)
41 - Animal Factory (2000)
42 - Get Carter (2000)
43 - The Pledge (2001)
44 - They Crawl (2001)
45 - The Follow (2001)
46 - Picture Claire (2001)
47 - Spun - (2002)
48 - Masked and Anonymous (2002)
49 - Once Upon a time in Mexico (2003)
50 - Man On fire (2004)
51 - Driv3r (2004)
52 - Sin City (2005)
53 - Domino (2005)
54 - True Crime : New York City (2005)
55 - Stormbreaker (2006)
56 - The Wrestler (2008)
57 - Killshot (2008)
58 - The Informers (2009)
59 - Mentoring Mickey rourke (2009)
60 - 13 (2010)
61 - Iron Man 2 (2010)
62 - pretty, baby Machine (2010)
63 - Mona Lisa (2011)
64 - Passion Play (2010)
65 - St. Vincent (2010)
66 - Broken Horses (2011)
67 - Rambo 5 (2011)
68 - Eleven minutes ....
81. oscar akademi ödülüne aday gösterilmiş fakat maalesef ödülü sean penn almıştır. Fakat törende tarzıyla, takılarıyla ve konuşmalarıyla adından söz ettirmeyi başarmıştır.
oscar ödül töreninde sean penn dışında kimsenin ilgilenmediği adam. daha önceki bir konuşmasında en büyük teşekkürü köpeğine ederek gerekli mercilere ayarını vermiştir. umarım bir daha göz önünden ayrılmaz, her yıl o törene en ön sıradan katılır.
the wrestler filminde oynadığı karaktere benzer bir yaşam süren, küllerinden yeniden doğan veya doğmaya çalışan oyuncu.. inanılmaz samimi ve sıcak geldi bana ödül törenininde.. bir insan bu kadar mağrur durup bu denli asil ve karizmatik görünebilir mi? onu başaran sanırım mickey rourke'dur.. bizim gönüllerimizin oscar'ı kendisinindir..
bu geceki aksesuarlarını johnny depp'ten ödünç alıp almadığını merak ettiğim, en iyi erkek oyuncu ödülünün favorilerinden olan aktör. johnny depp gelse muhtemelen o kıyafetle gelirdi.
sempatik bir adamdir kendisi dunyanin en manali suratlarindan birini boks ugruna hacamat etmistir simdi binbir turlu estetikle yerine getirmeye calismaktadir ama nafile ..her hafta sonu kopegini golden gate civarinda gezdirir idi ki masallah o at gibi hayvani gezdirmekte buyuk is ayrica iyi icer kendisi ..
1994 yılında los angeles'ta karısını dövmekten tutuklanan aktör. ayrıca enrique iglesias'ın hero şarkısının film tadında klibinde de karakteriyle uyumlu bir rol çizmiştir.