bryan ferry - slave to love parçası eşliğinde mickey rourke ile carre otis'in oynadığı vahşi orkide görüntüleri...
vaktiniz varsa izleyin.
edibüdü: vahşi orkide filminde oynayan carre otis (mickey rourke ile filmde sevişmeleri rol icabı olmaktan çıkıp gerçek sevişmeye dönmesi vs konularına girmiyorum) 2 yıl sonra calvin klein için katolog çekimine katıldı.
San Francisco, Kaliforniya'da motor üzerinde çekilen bu 1. baskı 1 numara resmi (kot pantolon için yapılan çekimlerde) 67.000 sterline satıldı. unutmadan carre otis iyi bir chopper motor sürücüsü olduğunu söylemeye gerek yok.
18 yaşındayken cüzdanımda fotoğrafını taşıdığım sinema sanatçısı. o zamandan beri çok severim. son kanunsuz filmiyle başlamıştı sevgim ona. şimdi peş peşe 10-15 filmini izledim,,, hayranlığım arttı, gülüşü bakışı... galiba oyunculuk demek çok şey yapmadan ya da yapıyor görünmeden çok şey anlatabilmek... insan profesyonel oyuncuların filmlerini peş peşe izleyince bu kanaate varıyor. deep, ford, al paçino, dicaprio.. hepsi öyle...
özellikle aksiyon, drama ve gerilim filmlerine başrol üstlenmiş olan ABD'li aktör.
Gençlik yıllarında boks eğitimi alan Rourke, 1990'larda kısa bir süre profesyonel olarak dövüşmüştür. 2009 yılında "The Wrestler" (Güreşçi) isimli filmde rol almış ve bu filmle en iyi erkek oyuncu dalında 2009 Golden Globe, BAFTA ve Bağımsız Ruh Ödülleri'ni kazanmış; Screen Actors Guild Awards ve Akademi Ödülleri'nde ise yine en iyi erkek oyuncu dalında ödüle aday gösterilmiştir.
Gerçekten iyi bir oyuncu. O cüsseye rağmen duygusal rollerin aranan adamı. Keşke arada sırada 2. Sınıf filmlerde boy gösterip harcamasa kendini. Ayrıca çok garip ellere ve tırnaklara sahip kendisi.
vakti zamanında bir gecede 14 kadınla birlikte olduğunu açıklayan aktör eskisi. buna dayanabilecek bir penis ve yumurtalık olmayacağı için şunu söyleyebilirim:
Bullet (Mermi) filimindeki butch rolüyle adeta, uyuşturucu ve sokak hayatının bir insanı nasıl bitirdiğini bize izlettiren ve etkileyen, ayrıca bu filim de kendisinin de bizzat senaryoyu yazması filimi dahada renklendirmiş bulunup, bana göre oscar alması gereken bir yapımken, imbd 10 üzerinden 6,5 almıştır. Hayatını boşu boşuna harcamışdır, kendine yazık etmiş dir. benim gibi oyunculuğunu beğenen hayranlarını da üzmüşdür
efsane film harley davidson and the marlboro man zamanlarinda don johnson ile birlikte o zamanlar dunyada en populer aktorlerlendi, simdilerde ise adamin surati yamulmus taninmaz halde.
mickey rourke un şeklini bozan yaşlanmaktan çok uyuşturucudur. yıllarca uyuşturucu kullanıp kariyerinin önemli bir kısmını ve vücudunu tahrip etmiştir.
Şimdiki halini görünce istemsiz bir "hassiktiiir bu ne laaan" dedim içimden; resmen bildiğin kabuklu, pullu bir sürüngene dönmüş adam.
Kuzenimin aşık olduğu adam bu muydu? az bilinmesine karşın gelmiş geçmiş en etkileyici gerilim filmlerinden Şeytan Çıkmazında oynayan karizmatik insan başka birisi miydi?
The Wrestlerdan sonra birbirinden kötü filmlerde oynayip darren arranofsky nin kenidisine verdigi sansi pic etmistir( Iron man 2 saymayalim hadi). Hani imdb den baktim 2008 sonrasi filmlerine en yüksegi 5,2 falandi.
çok büyük aktördür. şu estetik bağımlılığı da olmasa idi keşke. karizması fazlasıyla yerinde ama gençliğinde biz hemcinslerini kıskandıracak yakışıklılığa da sahipti. zamana yenilmeyeceğim diye yıprattı da yıprattı ameliyatlarla. keşke zamana bıraksaydın reis. zamandan daha acımasız davrandın suratına.
çok sert bir görünümü olmasına rağmen, duygusal rolleri de çok iyi başaran sanatçıdır.
(bkz: wrestler) filminde beni çok etkilemiştir. ilk defa da o filmde tanıdım, ne kadar ayıp etmişim.
dünyanın en karizmatik kaybedeni. belki şuan adı diğer efsanelerle birlikte anılabilirdi.
kendisi de öyle olduğunun farkında ve umursamıyor. keşke kendisini pulp fictionda butch karakterini oynarken izleyebilseydik.
çete rollerinin cuk oturduğu oyuncu. bullet filminde yahudi asıllı sokak serserisi butch olmuştur. bütün film boyunca eroinli kafa ve o surat ifadesi filme hakim olmuştur.
harley davidson and the marlboro man filminden barda bilek güreşçisi ile dövüşmeden önce; 'genç ölüp cesedimin yakışıklı olmasındansa, ihtiyar ve çirkin olmayı tercih ederim' gibi bir cümle sarf etmiştir. sanırım son durumuna o yıllardan açıklık getirmiştir.
barfly filminde charles bukowski'yi müthiş canlandırmış, aktör ötesi. bir başkası böyle canlandıramazdı zaten bukowski'yi. sözgelimi Matt Dillon, factotum'da tam bir hayal kırıklığıdır.
karizması hala yerinde olan harika aktör şahsen the wrestler ve sin cityden sonra yeni conan olarak görmek isterdim.
iron man'i döverken aksanı, dövmeleri, uzun rastalı saçları, aykırı tarzı yeter bu adamın bambaşka bir oyuncudur ya bizim marvımız olup, wrestlerde kalbi sıkışırken bizimde kalbimizin sıkışmasını sağlayan yetenekli ve aykırı bir sinema dehasıdır.