bir katil, bir soysuz, bir asi ve ihtişamlı bir ressam.
1571 milano doğumlu, ilk eğitimini S. Peterzano'dan aldı. 1592'dan genç sanatçıların gözlerini kamaştıran Roma'ya doğru yol aldı. ilk birkaç yıl zorlu geçti, meyve ve çiçek resimleri yapıp bunları yollarda satmaya çalıştı. 1593'te roma'yı sarsan sarılık salgınından o da payını alır ve kaldığı hastanede "genç hasta bachus" eserini ortaya çıkarır.
1595'te önemli bir kardinal , Francesco del Monte, Caravaggio'yu himayesine aldı. iki hafta çalışıp bir iki ay boyunca sağda solda sürtüyordu. tabi sağda solda sürtmekten kastımız adam yaralamak, yemek yemeye gittiği yerde garsonlara tabak fırlatmak, polisleri aşağılamak. bu sıralarda kilise ona ilk siparişini verir: aziz matta'yı resmet. caravaggio gibi bir arsız için tanrı ve melekler göklerde değil, kentin varoşlarında ve genel evlerindeydi. ona göre tanrılar, peygamberler, melekler sadece birer insandı ve bu yüzden de onları resmederken çevresinden seçti. Bu yüzden o meryem'i çizerken model olarak genelevde çalışan arkadaşı lena'yı kullanacaktır öyle ki lena'ya bakanlar meryem'e mi lena'ya mı baktıklarını anlamazlar. bu belki de onun varoşlarda yaşayan bin türden insana verdiği önemli bir mesajdı: " tanrı aranızda, işte burada bir yerde!"
bu tutumundan ötürü kilise ona yeni bir iş vermedi, hatta bu yaptığı saygısızlıktan ötürü mahkemeye çıkarıldı ve sonuçta aylarca hapis yattı. Bu ceza daha sonra ev hapsi cezasına çevrilse de caravaggio kimseyi dinlemeyecekti, kendisini durdurmak isteyen görevlilere saldırdı. artık herkesten kaçıyordu ve herkese karşıydı. genelevlerde yatıp kalkıyordu. favori fahişesi ve aynı zamanda arkadaşı, modeli leda'ydı. leda sevilmek konusunda yalnız değildi, mariano da ona karşı aşk besleyen gençlerden biriydi. caravaggio mariano'yu düelloya çağırdı ama mariano bunu reddetti. birkaç gün sonra gece yarısı sokakta öldürüleceğini bilmiyordu. fail herkes tarafından belliydi. bu azılı hayvan yine başka bir kadın yüzünden düelloya girdi, ranuccio tomassini vahşice katledildiğinde kilise artık kararını vermişti.
caravaggio'nun başına ödül konmuştu artık.önce napoliye geçti, burada tesbihli meryem ve merhametin yedi biçimi isimli tabloları yaptı.
iyi bir plan yapıp aslında bir sürgün yeri olan malta'ya kaçtı, burda san jean şövalyelerine katıldı. şövalyelik ünvanı alabilecek biri değildi, bir berduş ve azılı bir katildi. burada kalabilmek için st jean şövalyelerinin katedraline "'' Vaftizci yahya'nın Başının Kesilmesi'' adlı eseri yaptı (eser neredeyse 5 metre uzunluğundadır). Buraya kabul edildiği takdirde tüm suçları affedilecektir ki bunda da başarılı olur.Kısa süre refahını sağlasa da rahat durmayacaktı, sıradaki maktul şövalyelerden biridir. yakalanıp hapse atıldı. atıldığı yerde mucize eseri bir delik bulup paçayı kurtarıyor. istikamet sicilya.
artık hep kaçmaktan yorulmuş olsa gerek af dilemeyi ciddi anlamda düşünmeye başladı. bu yüzden "Davud Golyat'ın Kafası ile" eserinde davud'u kilise kendini ise canavar golyat olarak resmeder. bir nevi içindeki canavarın başını kesip kiliseye vermek istemektedir Caravaggio. Eserde davut'un kılıcının üstünde şu cümle yazılıdır: ''Alçak Gönüllülük Gururdan Üstündür''.
bu resimden sonra caravaggio napoliye doğru yol alır eserleriyle birlikte, burada kilise tarafından affedildiğinden haberi olmayan polis memuru onu hapse atar fakat eserleri gemiyle birlikte yol alır. buradan sonrası ölümüyle ilgilidir ki çoğunlukla söylenenler eserlerine kavuşmak için yaptığı yolculuğun sonunda sıtmaya yakalanıp öldüğü söylenir. ikinci bir hikaye ise tartışma sonucu öldürüldüğü ve sonuncu da frengiden öldüğü şeklindedir. fakat arkeofili adlı web sayfasında da yapılan araştırmalara göre resimlerinde kullandığı boyalardaki kurşunun ölümüne ve tüm bu istikrarsız davranışlarına yol açtığı yönünde iddialar bulunuyor.