michel foucault

    21.
  1. michel foucault yapısalcılıkla post-yapısalcılık, modernizmle post-modernizm, avant-garde sanatla popüler sanat, çin devrimiyle iran devrimi ve bilumum bulanık geçişler arasında ortaya koymaya çalıştığı felsefe (ki kendisine sorsanız yaptığı felsefe de değildi) yanlış anlaşılmış, yıllarca sosyolojiye giriş derslerinde marx'dan bir adet dahi alıntı yapmadığı ve onun tek boyutlu güç anlayışını ezip geçen bir güç tanımı yaptığı için adı küfürlerle anılmış (bkz: fuck foucault), ecole normal'in revirinde (althusser'le tanıştığı yerdir aynı zamanda) yıllarca psikolojik tedavi gördüğü için hep yan gözle bakılmış, kızlara ilgisizliğini ancak daniel defert'le çıkmaya başladığı zaman ifade edebilmiş, kaiforniya'da ders verirken bütün san fransisko'daki gay barlarının duvarlarındaki afişlerin aksine (foucault in san fransisko!!!) ucb'nin kütüphanesinden dışarıya adımını atmamış, babası gay olmasına karşı çıkınca babasının ve kendisinin ikinci ismi olan paul'u nüfus kaydından sildirmiş, ezcümle ne akademik, ne ruhi, ne cinsel, ne de ailevi hayatında rahat edememiş bir düşünür.

    bütün fransız akademik dünyası marx'ın ve onu takip eden felsefi zümrenin (althusser, marcuse, balibar vs) devlet baskısına karşı öngördüğü çözümleri tartışırken, baskının toplumun bizzat kendisinde, bilgi üretim ve tüketim kanallarında, cinsel önyargılarında ve felsefi varsayımlarında olduğunu göstermiş ve uzun süre marjinal bir filozof olarak görülmesine rağmen ancak 1970'li yılların ikinci yarısında kaale alınmaya başlanmıştır.

    "bilginin arkeolojisi" (l'archéologie du savoir) ve "kelimeler ve şeyler" (les mots et les choses) kitaplarında 16. yy avrupasının bilgiyi nasıl elde ettiğini, nasıl sınıflandırdığını, "biz"i ve "öteki"ni nasıl cisimleştirdiğini, ekonomik değişimin doğasını (mesela altın ve gümüşün nasıl değerli olduğunu) ve bütün bunların bilginin kendisi olmaktan çok "herhangi" bir bilgi türü olduğunu göstermiş, diğer kitaplarıyla da bu tezini erving goffman'ın total kurumlar olarak adlandırdığı hapishane, hastane, tımarhane, okul, kışla gibi alan çalışmalarında örneklemiştir.

    sosyal teori; neyin tarih, neyin tarihsel gerçek ve neyin hiçbir sonuç doğurmayacak çöplük olduğuna durkheim, marx ve weber'in çalışmalarıyla karar vermeye çalışırken foucault tarihin kapısından bile geçmeyecek şeylerin tarihiyle uğraşmıştır. bunu yaparken de idealist hegelyan tarih anlayışını da ibn haldun'la başlayan spiral tarih anlayışını da teleolojiye mahkum edecek şekilde arkeolojik tarih anlayışını ortaya atmış, kökler (origine) yerine soyağaçlarını (généalogie), devamlılıklar (continuité) yerine kopuklukları (rupture) aramamız gerektiğini söylemiş ve tarihe anlam verecek bağlantıları ideolojik temellerle kurmak yerine olayların dürüst bir bağlantısızlığını görmemiz gerektiğini öne sürmüştür.

    noam chomsky'le bir isveç televizyonunda yaptığı meşhur tartışmada chomsky insan doğasını tanımlamaya çalışırken söz almış ve chomsky'ye şu ayarı vermiştir: "benim çalışmam bay chomsky'ninki kadar geniş kapsamlı değil, ben insanın belli bir doğası olup olmadığını bileceğimizi sanmıyorum, fakat bildiğim bir şey var ki insan doğasını bildiğini iddia edenlerin kurduğu meşru baskıdan modern insan çok çekti."

    kendisine aids olduğunu söyleyen doktora "bırak doktor bu da amerikalıların cinsel korkularının bir dışavurumu değil mi" diye yanıt vermişti. herhalde bir tek burda yanıldı. 1984'de aids'den öldü.

    sosyoloji, antropoloji, felsefe, sanat vb bilumum derste günaşırı okutulmasına rağmen hala foucault'nun artık esamesi okunmuyor diyen kuru marksistlerin kulakları çınlasın. "foucault herhalde hiç büyük filozof okumamış" diyenler de bi zahmet "kelimeler ve şeyler"e, anlamazlarsa rabinow'un "the foucault reader"ına baksınlar, baksınlar da foucault'nun akıl hocasının buffon'dan aldrovandi'ye, nietzsche'den georges bataille'a ordan da gaston bachelard'a kadar bağlanan geniş bir silsile olduğunu görsünler.

    biraz duygusal oldu ama sosyoloji dersinde foucault'ya giydirmeye çalışan fondötenli marksist asistanım canımı sıktı, ondandır.
    8 ...
  2. 2.
  3. buyuk dusunur.. baya bi buyuk..
    ozellikle deliligin tarihi kitabi oldukca onemli bi eserdir.
    gucu yeten mutlaka okusun derim ben.. *
    7 ...
  4. 1.
  5. 1926-1984 yılları arasında yaşamış olan, 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden sayılan fransız düşünür, yazar.
    (bkz: pierre riviere)
    7 ...
  6. 80.
  7. türkiye'de foucault konusunda yeterince çalışmış olan bir akademisyen ferda keskin'in, son dönemde yeni çıkmış foucault'nun ders notlarını da çevirmiştir kendisi, aynı zamanda katıldığım bir söyleşisinde ''deliliğin tarihi'' adlı kitabın türkçe çevirisinin çok kötü olduğunu söylemişti, yani o kitabın orjinalini okuyamayan bizler için bağlamından fazlasıyla kopuk sanırım.

    ferda keskin ''toplum ve siyast'' adlı programına konuk olarak gelip, foucault hakkındaki konuşması, öğretici olduğunu düşünüyorum iyi seyirler.

    https://www.youtube.com/watch?v=AbmKP08bySo
    5 ...
  8. 74.
  9. "her şeyin üstünde ve ötesinde bana daha acil ve ivedi görünen görev şudur: hiç yoksa avrupa toplumumuzda gücün hükümetin ellerinde toplandığını kabul etmek ve bunun yürütme, polis ve ordu gibi belirli kurumlar tarafından uygulandığını düşünmek gelenek halini almıştır. tüm bu kurumların emirlerini ulaştırmak, uygulamak ve bunlara uymayanları cezalandırmak için yapıldığı bilinmektedir. oysa ben siyasal iktidarın sanki siyasal iktidar ile hiç alakası yokmuş gibi duran ve bağımsız gibi görünen ama aslında öyle olmayan bazı kurumlar aracılığıyla da uygulandığına inanıyorum. bilgiyi yaymak için ortaya çıkan üniversitenin ve genel olarak tüm öğretim sistemlerinin belirli bir sosyal sınıfı iktidarda tutmak ve başka bir sosyal sınıfı iktidar araçlarından mahrum bırakmak için oluşturulduğu bilinmektedir. bir başka örnek, görünüşte insanlığın iyiliği için ve psikiyatr bilimi olarak tasarlanmış olan psikiyatridir. fakat gerçekte, sosyal bir sınıf üzerinde siyasal iktidar kurmanın bir başka biçimidir. adalet yine bir başka örnektir. Bana göre, modern toplumumuzdaki gerçek politik görev, özellikle tarafsız ve bağımsız görünen kurumların işleyişini eleştirmek ve kendi üzerlerinden gizlice uygulanan politik şiddetin maskesini düşürerek onlara karşı
    savaşmayı mümkün kılacak şekilde bunlara saldırmaktır. toplumumuza güçlerini uygulayan değişik politik şiddet biçimleri arasındaki ilişkiyi bütün yanlarıyla eleştirmeden doğrudan doğruya toplumun geleceğini formüle etmeye veya profilini çıkarmaya çalışırsak anarkosendikalizm gibi asil ve görünüşte saf biçimlerde bile onları yeniden üretme riskini almış oluruz."

    foucault.
    5 ...
  10. 8.
  11. bu eşsiz fransız düşünür demiş ki;

    "beni şaşırtan, topLumumuzda sanatın bireyLere ya da hayata değiL de yaLnızca nesneLere iLişkin bir şey durumuna geLmesi.. sanatın yaLnızca sanatçı deniLen uzmanLar tarafından gerçekLeştiriLen bir uzmanLık daLına dönüşmesi.. Neden her kişi kendi hayatını bir sanat yapıtına dönüştürmesin?.. Neden şu ev ya da Lamba bir sanat yapıtı oLsun ya da benim hayatım oLmasın.."
    5 ...
  12. 84.
  13. "günümüzün sorunu artık ne olduğumuzu keşfetmek değil, olduğumuz şeyi reddetmektir." Demiş abimiz. Haklı olduğu instagrama bakınca anlaşılan düşünür. Herkes mutlu, herkes zengin...
    5 ...
  14. 76.
  15. foucault'nun (sanıyorum bir radyo programında) sorulan sorulara yönelik gerçekleştirdiği, eğitim, öğretim, okul üzerine kısa ve enfes bir konuşması var. takribi altı dakikalık.

    "öğrenmemiz gereken ilk şey şudur: (tabii bu şekilde bir öğrenimin bir anlamı varsa) bilgi derin bir şekilde zevkle ilişkilidir. ayrıca bilgiyi erotize etmenin, onu gerçekten hoş kılmanın yöntemleri vardır. öğretimin buna muktedir olmaması, bunu ortaya bile koyamaması öğretimin işlevinin neredeyse bilginin ne kadar sevimsiz, mutsuz, gri, erotizmden uzak olduğunu göstermeye dönüşmesi, bu bence bir güç gösterisi."

    "bilgiyi erotize etmek" derken bahsettiği şey oldukça önemli bir şey zannımca. ve olması gereken de bir şey.

    dinlemek isteyenler için:
    https://www.youtube.com/w...?v=PxJaP-7dQbY&t=123s
    4 ...
  16. 5.
  17. fuko diye okunuyor kendisi
    hapisaneler üzerinde ki çalışmaları günümüz sosyolojisinde temel taşlardandır
    3 ...
  18. 64.
  19. sarkacıyla ünlü düşünür. Nietzsche ve Heidegger’in düşüncelerinden oldukça etkilenen Foucault, çalışmalarında çoğunlukla Karl Marx ve Sigmund Freud’un fikirleriyle mücadele etmiştir. bir yaz tatilinde izmir'e geldiği sırada aids'ten vefat etmiştir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük