michel eyquem de montaigne

    7.
  1. Ölümden korkmamak gerektigini bize anlatan 16. yy yaşamış yazardır.

    "Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!"

    "Bir anda olup biten bir şey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı mıdır?"

    "Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öylece cıkıp gidin.Ölümden hayata geçerken duymadıgınız kaygıyı, hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının koşullarından biridir."

    "Hayattan sonra olumdesiniz; ama hayatta iken ölmektesiniz."

    "Hayatın degeri uzun yasanmasında degil, iyi yaşanmasındadır: OyLe uzun yasamıslar var ki pek az yasamıslardır. sunu anlamakta gec kalmayın: Doya doya yasamak yılların cokluguna degil, sizin gucunuze baglıdır. Her gun gittiginiz yere hicbir gun varmayacagınızı mı sanıyorsunuz?"

    "Son gununuzden nıcın bu kadar korkuyorsunuz? O gun, sizi oldurmede oteki gunlerinizden daha cok bir iş gormuyor ki! Yorgunlugu yapan son adım degildir; son adımda yorgunluk sadece oraya cıkar. Butun gunler olume gıder; son gun varır."

    O zamana kadar kımsenın dışına cıkamıyan ınancları aşmıştır.

    Kaynak : Denemeler
    5 ...
  2. 13.
  3. "düşünmekten utanmıyorsan, söylemekten de utanma."
    4 ...
  4. 20.
  5. uzun yıllar önce ankara'da ikamet ettiğim sıralar... kızılay meydanı'ndaki ykm'nin altında milli eğitim bakanlığı'nın yayınlarını satan bir kitapçı vardı (sadece meb yayınlarını mı satıyordu ve halen o kitapçı orada mıdır bilemiyorum!). meb yayınları olduğu için, cadde üzerlerinde kopya kitaplar satan korsancılar ve ikinci el kitap satan sahaflar hariç, hiçbir yerde bulamayacağınız ucuzlukta kullanılmamış kitaplar vardı raflarda. çok sayıda kitap almıştım. hepsine verdiğim para, diğer kitapçılardan alacağım 1-2 bilemedin en fazla 3 kitabın fiyatıyla eşitti. "denemeler"i de oradan, o sırada aldım. almamın üzerinden çok uzun zaman geçmemek üzere okumuştum. okuduğum o zamandan bu geceye kadar koca bir karanlık boşluk vardı arada.
    bu gece, can sıkıntısından kitaplığıma biraz göz atıyordum ki, o sırada onca kitap arasından, yere düşmüş bir kristalin çakılların arasında parlayıp göze çarpması gibi, montaigne'in "denemeler"i gözüme çarptı. aldım elime. önsözlerini ve insanlık tarihindeki önemli kişilerin montaigne ve "denemeler" hakkındaki görüşlerini okudum. sonra da yaklaşık bir saat kadar kitabın bazı bölümlerini okudum. büyük bir dumura uğradım. dumura uğramamın sebebi montaigne'in fikirlerindeki sıradışılık, zenginlik, doğallık, gözlemcilik ruhu ya da özgünlük değildi. dumura uğramıştım çünkü, şimdiye kadar hayatımda hiç bu kadar kendime benzeyen birini tanımamıştım. birkaç saniye sonra, bu sevinçle karışık heyecanım yerini acı bir tebessüme bıraktı. maalesef ki, aramızda 500 yaş fark vardı. onunla arkadaşlık kurma ihtimalim yoktu. tek bir avuntum olabilirdi: "denemeler".
    bu kitabı herkes sevmeyebilir, içerdiği tüm fikirleri kabul etmeyebilir. ancak, mutlaka her insan okumalıdır, çocuklarına okutmalıdır. çünkü, kazanılacak çok şey, kaybedilecek ise (bence) hiçbir şey yok.
    4 ...
  6. 70.
  7. adamın adını nerde görsem "nalet olsun iyi denemeydi ama yemezlerrr!!!" diyesim geliyo lan.

    iyi bir yazardır. deyip tanım yapayım çaylaklıktan yeni çıktım.
    3 ...
  8. 30.
  9. "Krallar da, dilenciler de hep aynı iştahla acıkırlar"
    montaigne
    3 ...
  10. 4.
  11. gideceği limanı bilmeyene hiç bir rüzgardan hayır gelmez. *
    3 ...
  12. 86.
  13. Üzülme be Montaigne, en azından denedin...
    3 ...
  14. 9.
  15. eserlerinde kendisi hakkında yaptığı gözlemleri anlatır.
    ''dolu olmaktan çok, iyi biçimlenmiş bir kafaya sahip olunmalıdır''der.
    ''ben ne biliyorum'' sorusunu sıkça kendine sorduğu bilinen yazar kişi.
    2 ...
  16. 1.
  17. deneme türü yazıyı yaratan ünlü fransız yazar. kendisi çok akıcı bir dile ve başarılı bir anlatıma sahip olmasına karşın her dahi gibi manyaktır.hatta şöyle diyebiliriz ki van gogh tan bile daha manyaktır. isterseniz olaya geçelim.

    bir gün bizim montaigne ve sevgilisi cinsel ilişkiye girmeye çalışırlar ama çömez montaigne hayatında ilk defa denediği bu işi de beceremez, yüzüne gözüne bulaştırır. sevgilisi de onu teselli etmeye çalışır ama montaigne bu duruma fena halde bozulmuştur. bu olaydan sonra evine gider. penisini kökünden keserek bir zarfın içine koyar ve sevgilisine postalar. tabi penisin yanına da küçük bir not koyar.

    birkaç gün sonra mektup(!)montaigne'in sevgilisine ulaşır ve sevgilisi zarfı açar açmaz şok olur tabi de*sonrasında da notu okumayı akıl eder.notta yazan şey:

    "Yapmış olduğum saygısızlığı umarım affedebilirsin''

    ayrıca yazarımızın tuvalet alışkanlıkları ve yellenme konusunda da orjinal fikirleri var. mesela insan büyük tuvaletini yaparken bulunduğu ortamda maksimum bir sessizlik olması gerektiğini söylüyor. ve ciddi söylüyorum ben de kendisiyle aynı görüşteyim. inanmayanlar 3.nesil yazarlardan cunaurg'a da sorabilir.

    sonuçta çatlak matlak ama adam hakikaten bir dahi.adamın taa rönesansta yazdığı eserlerin çevirileri bile şuan bana birçok türk öykücünün ve deneme yazarının dilinden daha sade ve hoş geliyor. "denemeler" adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.
    2 ...
  18. 3.
  19. düşünceleriyle kendi çağının dışında olan ünlü bir fransız yazar.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük