Boyum ortalamanın biraz altındadır. Bedenim sağlam yapılı ve biraz toplucadır. Yüzüm dolgundur ama yusyuvarlak değildir. Karakterim neşe ile hüzün arasında, oldukça hararetli ve sıcakkanlıdır. Sağlığım kendimi bildim bileli yerindedir. Hasta olmam pek.
...Yani olmazdım. Kendimi gençliğimle anlatıyorum. Kırk yaşımı aşıp ihtiyarlığın yolunu tuttuğum şu andaki halimle değil.
Bundan sonra ben ancak yarım bir ben olabilirim. Belki de, ben artık o ben olmayacağım. Görüyorum ki, gün geçtikçe kendimden ayrılıp, uzaklaşmaktayım.
Evim bir tepenin üzerindedir. Girmesi biraz zordur ve yol üzerinde de değildir. Ancak hem egzersiz yapmamı sağlaması, hem de insanları benden yeteri Kadar uzak tutması nedeniyle onu severim.
Kütüphanem, evimin bir kulesinin üçüncü katındadır. Kulenin ilk katında ibadet yerim bulunur. ikinci katta, zaman zaman yalnız kalmak istediğimde kullandığım yatak odam vardır. Kütüphanenin olduğu yer eskiden evin en işe yaramaz kısmıydı. Şimdi ise, günlerimin çoğunu ve her günün de çoğu saatini burada geçiriyorum.
Kütüphanem ovaldir. Tek boş duvar masamın ve sandalyemin olduğu duvardır. Oval olduğu için etrafımda beş kat raf üzerinde düzenlenmiş tüm kitaplarımı aynı anda görmem mümkün olur.
Montaigne 1570'lerin ortalarında, çeşitli kitaplardan ve klasiklerden seçtiği 57 kısa alıntıyı, kütüphanesindeki tavanı bölen kalasların üzerine yazdırmıştı.
En mutlu yaşam, düşünmeden geçirilen yaşamdır.
Sophokles
Bilge olduğunu sanan bir adam mı gördün? Bir deliden beklemeyeceğin davranışları bu adamdan bekle.
Atasözü
Kesin olan tek bir şey vardır, hiçbir şeyin kesin olmadığı, yeryüzünde insandan daha sefil, daha kibirli yaratığın bulunmadığı.
Pliny
Her şey insan aklının kavrayamayacağı kadar karışıktır.
Vaiz
Deneme türünün yaratıcısı kabul edilen Fransız yazardır. Dili okuyucuyu şaşırtacak derecede sade ve anlaşılırdır. Dili, sürekli değişen ve gelişen bir varlık olarak kabul ettiğinden dolayı yazdıklarının ancak yüz yıl boyunca okunacağını düşünmesine rağmen kitabı günümüzde de oldukça popülerdir.
"nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa ölümümüz de her şeyin ölümü olacaktır. bir anda olup biten bir şey için bu kadar korku çekilmek akıllıca mıdır? ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı kaldırır. çünkü yaşamayanlar için zamanın uzunu kısası yoktur. ölmek yaradılışımızın koşuludur. dünyaya geldiğimiz gün, bir yandan yaşamaya bir yandan ölmeye başlarız. yapmamız gereken dik durabilmek ve ölümü akılcı bir tutumla karşılamaktır. onu, yabancı görmeyelim, onunla birlikte olmayı öğrenelim ve eğer kişiler cesursa ölüm güzel bir hale gelebilir." bu paragrafıyla zihnimde onlarca fikri çarpıştıran yazar.
haa ece temelkuran'ın da ot dergisindeki(ağustos 2014 sayısı) kısa söyleşisinde en çok benzediği yazar olarak adını zikretmiş bulunduğu kişi.
1533 doğumlu latince ile büyümüş, sonraları yunancayı öğrenmiş, felsefe ve hukuk eğitimi almış deneme türünün tek tanrısı.
aynı zamanda denemeler isimli ultra akıcı kitabının tanrılar üstüne adlı denemesinde, eski zamanların tanrı algısıyla şöyle eğleniyor:
"...
Bizim yaratılışımızın ne kadar eksikleri olduğunu biliyoruz; tanrıları bize benzer tasarlamak, onları bizim gibi arzuları, öfkeleri, kinleri, karıları, hazları, ölümleri, mezarları olan birer varlık olarak düşünmek insan düşüncesinin bir sarhoşluk zamanına rastlamış olsa gerektir."