almanlar hakkında genel görüş ilke sahibi adamlar oldukları, iş ahlakını her daim ön planda tuttuklarıdır. bu arkadaş tip itibarı ile her ne kadar tam bir alman ise de tutum ve davranışları açısından aslını inkar etmektedir. galatasaray 'dayken bütün yardımcılarına yol verildiğinde istifa etmek bir yana tavır bile koymamış, pişkin pişkin kovulana dek oturmuştu.
sonra eskişehir'e geldi, takım iyi gidiyordu. almanya'dan teklif alınca es-esleri utanmadan yüz üstü bırakıp kaçtı. ilahî adalet, ordan da üç- beş günde postalandı. şimdi karabük'e geldi. bakalım burada ne kişilikli işler yapacak.
galatasaraydan kovulduğunda yerine bülent korkmaz getirilmişti. şimdi ise kendisi bülent korkmaz ın yerine karabükün başına geçiyor.
dünya çok ufak değil mi?
edit: dalgınlıkla bülent uygun yazmışız. korlerulkesindeaynasatanadam hatırlattı sağolsun. allah yazdıysa bozsun. galatasaray ve bülent uygun allahhhhhhh.
skibbe yönetimindeki hertha berlin 5 maçta 1 gol atıp, 12 gol yemiş. skibbe'nin hertha berlin'e günlük maliyeti: 15 bin euro. alman basını skibbe'nin hertha berlin tarihindeki en kötü transfer olduğunu yazmış ayrıca. yani fena madara oldu reyiz. kendisi her ne kadar takım çok iyi yoldayken yarı yolda bırakıp berlin'e gitmiş olsa da, biz eskişehirspor taraftarları için yeri her zaman ayrıdır. gerçekleşeceğini bilsem hemen ersun yanal'ı gönderip, skibbe'yi geri çağıralım derdim.
takımı* son 5 maçında yenilince ve yalnızca 1 gol atıp kalesinde 12 gol görünce kovulmuş teknik direktör.yanlış hatırlamıyorsam gittiğinde eskişehir 3. sıradaydı. kendi elleriyle sonunu hazırladı.
(bkz: yazık la kimin çocuğuysa)
galatasaraydaki başarısız sezonunun ardından görevini bıraktığında bir gazete tarafından "skib bıraktı" manşetiyle akıllara kazınan bir teknik adam. son olarak eskişehirsporun başındaydı ancak ülkesinde bir takımla anlaştığı için görevinden ayrıldı.
galatasaray' da bir disiplin sorunu yaşadığı ortadaydı, asla bir fatih terim gibi de motive edemezdi takımı, ama bunlar onun kötü hoca olduğu anlamına gelmiyor. eğer takımın başında olsaydı o sene hamburg'u da eleyip uefa' da yolunda devam edecekti galatasaray. deplasmandaki bordeux maçının ilk yarısı hariç tüm önemli avrupa(uefa sadece) maçlarında mükemmele yakın oynattı galatasaray' ı. taktiği değiştirmekten hiç korkmazdı ve gençlere de fazlasıyla şans verirdi. lincoln' den verim almasını gerçekten biliyordu. lincoln' ün de büyük katkılarıyla deplasmanda oynanan hertha berlin maçı bir şölendi bizim için.
eskişehirspor gibi bir kulübün başına gelebilecek en güzel şeydi ama açgözlü, kısıtlı zekaya sahip yöneticiler kendisini kulüpte tutamadı. eskişehirspor hangi tarihte en üst ligde ilk 3'e oynamış lan?
bundan sonra anca bülent uygun çapında ve kalitesinde bir teknik adam bulup eski antipatikliğinizle lige orta sıralardan devam edersiniz.