yukarıdaki birbirinden apayrı şeyleri içeren entryleri her seferinde götüme sokmayı başarmış t. direktör. bilmiyorum bu adama birşey demeyecem lan artık. yeter canım.*
dün akşam ki olmypiakos maçında üzerine oturmayan takımla* adeta bir sünnet çocuğu gibi olmuş sempatimi kazanmıştır.ayrıca sabri sarıoğlu'nun büyük bir çığır açarak kazandığı salak sempatik imajını sarsacak gibi.sevmeye başladım ben bu adamı iyiden iyiye.
galatasaray'ın kim ne derse desin ağırlığı ve karizması olan teknik direktörü. belkide teknik direktörlerin en karizması. aynı zamanda çok babacan adam. futbolcuların ne kadar çok sevdiklerini ve sahip çıktığını görüyoruz. skibbe bizle uzun yıllar başarılı olacaktır.
sezon başında kendisini epey eleştirsem de hakan şükür sayesinde galatasaray'a adeta yapışıp kalan uzun top ve doldur boşalt hastalığını yıkmaya çalışan, iyi ve yenilikçi bir teknik direktördür. inanılmaz birşey ama galatasaray ceza sahası civarında paslaşıyor, direk kale civarına şişirmiyor. şu anda galatasaray hala istenen kıvamda değil ancak bu adam takıma istediği sistemi tam anlamıyla oturtursa uzun yıllar başarılı olacaktır. yaşı da genç hem bazılarınınki gibi ikinci dünya savaşından emanet değil. yönetim bir saçmalık yapmazsa eğer, istikbali açık gibi duruyor...
leverkusende'de bir ağırlığı olan teknik direktördü zaten. bundan 2 hafta önce diyordum. ''trabzon ve olympiakos maçlarını alırsa adamı hemen yukarlara çıkaracaklar''. hakikaten de öyle oldu. benim için geldiğinden farkı yok. sadece sözlerini tutmuş durumda. ''takım günden güne daha iyiye gidecek''. gidiyor mu ? evet gidiyor. o zaman şu an için tartışmaya gerek yok. ha bu hafta eskişehir maçında kaybederiz o zamanda çıkıp demem ''ne bu napıyor''.. ama önce bir ligin ilk yarısı bitsin, kayda değer sayıda maça çıksın o zaman anlaşılacak ne olup olmadığı. şu ana kadar hiç de fena değil.
giderek takımı kontrol altına alan adam. kim ne derse desin takım oynamaya başladı. bu kadar teknik adamı bir arada oynatmayı kısa paslarla sonuca gitmeyi hedeflemişti ilk zamanlarda da ama oyuncular birbirini tanımıyordu. artık ezberlemişler kimin ne yapacağını yi biliyorlar. egzantrik paslar, 3'lü-4'lü verkaçlar, pas atarken aradan çapraz koşuyla iki defans oyuncusunu boşa çıkartmalar*...
bu adam bu işi biliyor, oyunculara da öğretiyor. kadroyu zengin şekilde kullanması da hoşuma gidiyor açıkcası. mehmet güven'in , alparslan erdem'in vb gençlerin beklenmedik zamanlarda şans bulmasına çok seviniyorum.
ayrıca elindeki kadronun en güzel şekilde oyanayacağı sistem olan 4-2-3-1 i çok güzel şekilde yerleştirdi takıma. bu taktik sayesinde defansif oreta sahanın yanında oynayacak olan ayhan, hasan ve * barış büyük ilerleme katedecekler. çünkü bu mevki oyunu iki yönüyle oynatıyor.
Eskişehirspor maçının ardından "oyundan memnundum" açıklaması ile kendisine güldürmüş takımıma yakışmayan kişidir. arsenal için arsenalspor tanımlaması yapabilen dedem bile kendisinin yerinde olsaydı maç 2-2 devam ediyor iken harry kewell'ı çıkarıp yerine mehmet güven'i oyuna sokmazdı ama kendisi hâlâ çıkmış böyle zeka seviyesi düşük açıklamalar yapmaktadır.
sezon başından beri "yenilsekte kovulsa" şeklindeki yalvarışlarımı haklı çıkaran -sözde- teknik direktör. galatasaray avrupa'da başarılı olacak ama o başarıda kesinlikle payı olmayacak bu adamın. açıkcası ben ne olursa olsun çıkıpta 'sikibe şöyle iyi böyle iyi' demeyeceğim. sebebini açıklamak için de güzel bir örnek vereyim; (bkz: luis aragones).
galatasaray' a geldiginden beri hakkinda olumlu olumsuz bir cok yorum yapilan teknik direktordur. tanim kismini gectik simdi baslayalim sallamaya. haftalardir susup bekliyordum. trabzon ve olympiakos maclari da kredi sagladi tabi hocaya. oyunu okuyamamasini, sikko degisikliklerle takimi yavaslattigini falan iddia edebiliriz de ben de ki asil kani hocanin oyuncular ustundeki agirliginin karizmasinin zayif olmasi. yani dominant bir hoca degil. tamam takimi antrenmanlarda iyi calistirdigini iddia edenler var yalniz o meshur alman disiplininin florya sinirlarindan cikip maclara da yansimasi gerek artik. bu kadar kaliteli, genis kadronun daha efektif daha is bitirici olmasini bekliyor artik taraftar. sakatliklar buyuk sorun ama burasi galatasaray, turkiye' nin en buyuk ve basarili klubu. o yuzden kadrodaki her futbolcu her an oynayacakmis gibi fiziken ve mental olarak hazir olmali. teknik direktorluk yeri geldimi biraz da psikolojik kondisyon yuklemektir oyunculara. giydigi formanin degerini, anlamini tekrar hatirlatmak gerekir bazen oyunculara. yogun itiraz ederek hem kart almanin hem de oyunu sogutmanin galatasarayli oyuncularin mumkun mertebe uzak durmasi ogretilmeli artik. hic bir rakibi hafife almamak, gerekiyorsa bazi oyunculari icin onlem almak gerekir. ayip, gunah degil ki bu. hemen yakin tarihten yusuf ve youla. bu tur rakip acisindan kilit oyunculara onlem almak cok mu zor. geriye cekilmekle savunma yaptigini sanan oyunculardan bir kacini ozel gorevlendirmek cok mu zor. olmayinca goruyoruz iste topla dribling halindeki adama bir oyuncumuzda mudahale etmiyor. baskasindan bekliyor. belki de calim yemekten korkuyor. ver bakalim rakibin kilit oyunculara kelepce olacak bir kac oyuncumuzu bak bu kadar sikinti cekecek miyiz? ama bunu yapmazsan ozellikle kontrayla, rakip, sozde savunmacilarin refakatinde kalecimiz de santis' in yamacina kadar geliyor. sonra ayikla pirincin tasini. yeri gelmisken bir soz de servet cetin icin etmeden olmaz. malesef topla cok oynuyor, gereksiz ileri driblinge kalkiyor ve topu genelde kaybediyor. bu takimda o isi senden iyi yapacak teknik oyuncular var. basta lincoln, arda, kewell olmak uzere... sen bir lincoln sen bir arda sen bir kewell degilsin arkadasim. (bkz: ahmet cakar mode on) lutfen cok ileri cikma artik sen cikinca 'ahanda kontra geliyo' diye soylenen bir ben degilimdir cunku. gelelim orta sahaya. arda' nin soldan baska yerde verimli olamadigini artik sagir sultan bile duydu. kewell da solu seviyor ama sagda arda kadar sirittigini dusunmuyorum. yeri gelir biraz daha orta ic kaydirirsin. o zaten bir sekilde yapar buyusunu merak etme. arda' nin olmadigi zaman zaten solda oynar. hemen bir soz de lincoln icin. daha dune kadar takimdan surulmesini isteyen kelle avcilarina yem olmamis olmasi galatasaray adina bir kazanc. tamam cok dusuyor bazen fazla kosmuyor falan da su an takimda ondan daha teknik oyuncu var mi? onun yaptigi isi daha iyi yapabilecegini dusundugumuz bir oyuncu? bence ne arda ne kewell forvet arkasi asistci kimliginde mac goturemez. tamam belki kewell. o yuzden lincoln' un kiymetini bilmeliyiz. form durumu tamamen yildiz oyuncunun motivasyonuyla dogru orantili dikkat edin. fazla duygusal bir oyuncu oldugu icin teknik heyet ve oyuncular onu motive etmeli, takim icin cok faydali oldugu hissettirilmeli, yildizligina saygi duyulmali. bu hissettirilince bakin nasil oynuyor hep beraber goruyoruz. " galatasaray' a gelip ucaktan indigim ilk andan itibaren yasadiklarimi omrum boyunca unutamam, gosterilen ilgi ve sevgiyi ilerde cocuklarima gosterecek olmam benim icin gurur kaynagidir. " gibi beyanat veren bir oyuncudan o ilgi ve sevgi esirgenmemeli. sayin skibbe bu yonlerini de irdelemeli takimin. bitirmeden once forvet hattimizi da unutmayalim. bakin bu takimda sakat cezali cok formsuz falan degilse milan baros her daim oynamali. inanilmaz sprinter defansi mesgul eden yildiz, kaliteli bir oyuncu. geldiginde de soyledim, biraz alisinca cok fayda saglayacak diye su an saniyorum gol kralliginda onemli bir yerde. kesinlikle yanina bir oyuncu verilmeli ya da kanat ve ortadan daha cok destek almali. iyi bir nonda ile daha fayda saglanabilir. umit karan malesef su an hazir gibi gozukmuyor. neyse burada keselim yavastan. skibbe umarim beni yaniltir ve bu takima verebilecek bir seyleri oldugunu ispat eder. aksi takdirde icten istemesem de sezonun ikinci yarisinda yollar ayrilir gibi duruyor. michael skibbe' den cok belki de bir galatasaray analizi oldu ama ati suren jokeyidir. ve at sanki o kadar yeme, vitamine, idmana ragmen beklenenden yavas kosuyor. belki de atta sorun yok, jokeyi tecrubesiz. bunu ogrenmek icin biraz daha zamana ihtiyac var. kisaca sayin skibbe iyi bir insan ama iyi bir teknik direktor mu? benim de herkes gibi asil merak ettigim de bu. biraz daha sabir. biraz daha...
eskişehirspor yenilgisinden sonra "hakemler şöyle hakemler böyle bıdı bıdı..." demeyip, maçtan sonra doğrudan gidip hakemlerin elini sıkan teknik adam. türk futbolunun özlemini çektiği, işini yapan adam gibi adam...
galatasaray gibi bulunduğu ülkenin en büyük kulüplerinden biri olan bir futbol takımını şampiyon yapabilecek kapasitede birisi deildir. almanya, ingiltere, ispanya, fransa gibi ülkelerin orta sıralarından üst sıralara çıkmaya uğraşan takımlarında başarılı olmuş hocaların böylesine büyük bir kulübün teknik direktörü olmaması gerektiğinin bariz bir örneğidir. micheal skibbe'nin sorunu sadece oyuncularına verdiği taktikler veya maç esnasında yaptığı oyuncu değişiklerinde değildir. galatasaray gibi her sene hedefi şampiyonluk olan ve buna göre oyuncu transferleri yapmak zorunda olan bir takımın oyuncularına psikolojik olarak hükmetmek teknik direktörlüğün en zor kısmıdır. skibbe, kafasındaki oyun sistemini yukarıda saydığım liglerin orta sıra takımlarının gelişmeye ve kendini göstermeye aç oyuncuları üzerinde rahatlıkla uygulayıp o futbolcuların sistemdeki yerlerini kabullenmesini sağlayabilir.
micheal skibbe kariyeri boyunca çalıştırdığı bütün takımlarda yukardaki paragrafta bahsettiğim özellikleri futbolcularına aşılayıp onları bir yıldız haline getirmesiyle ün yapmış ve başarılı olmuştur. galatasaray yönetiminin aklında şampiyonluk yoksa ve genç futbolcularını kazanmaya yönelik olarak bu adamı takımın başına getirdilerse taraftar da skibbe'den şampiyonluk beklememelidir.
yakın zamanda tüm galatasaraylıların değerini anlayacağı teknik adam. umarım önümüzdeki fener maçı bunun sebebi olur. sakatlıklar düzeldikten sonra zaten sorun kalacağını sanmıyorum, emre güngör ve mehmet topal bu takımın defansını tamamen toparlar.
en son ne zaman gördünüz yerden oynadığımız, defanstan her topu şişirmediğimiz futbolu ? luçesku'dan sonra ben görmedim şahsen.
takıma göre taktik yapan futbol adamı. hazırlık maçlarından beri galtasaray'da değişen birşey vardı, bu takım pas yapıyor. paslar bazen yanlış yere gitse bile takımda bir tempo oluştu.
ve takıma getirdiği 4-2-3-1 lik sistem tam da galatasaray'ın oyuncu kadrosuna göre oldu. bu şekilde orta sahada oynayan ayhan ,mehmet topal ,meira gibi oyuncular çok yükün altına girse de bu oyuncularda gözle görülen bir performans artışına sebebiyet verdi.
defansta emre'nin gösterdiği performansta yine skibbe ile ilgili sanırım, çünkü hazırlık maçlarındaki tereddütü yok artık. görerek,bilerek olgun bir defans oyuncusu gibi oynuyor.
ileri uçtaki dörtlü ise mahşerin dört atlısı gibi oldu. her maçta 5-6 dakika da olsa yer verdiği alparslan,yaser,mehmet güven de bu bölge için ilerde rotasyon yaratmak için büyük güven kazandılar. her ne kadar milan baroş gol atmasa da yapması gerekeni tam mansıyla yapar oldu. zaten ondan beklenen gol atması değil artık defansı durdurması. o orda o işi yaptıkça arkadaki üçlü gol krallığında her zman ilk 5'te yer alacaktır.
sanırım bu takım, bu sene; bu adamın sayesinde kadıköyde kupayı kaldıracak.
(bkz: helal olsun)
(bkz: michael skibbe/@xargn)
Çok iyi hoca olması ilk puan kaybettiği maça kadar sürecek teknik direktördür. Klişelerin de ötesine geçen tabela yorumculuğu kavramınını her seferinde kullandırmaya mecbur etmiş teknik direktördür.
liginde yenilgisiz benfica' ya lincoln + çift forvet ile çıkarak cesaret örneği gösteren galatasaray teknik direktörü. sonuçta cesaretinin ödülünü almıştır. aynı davranışı kadıköy' de de beklemekteyiz.
Galatasaray'ın teknik direktörlüğünü yapabilecek kapasiteye sahip olmayan kişidir. Kazandığımız maçlarda bile asla bir katkısını görmemiş ve "iyi hoca" dememişimdir. demiyeceğimdir çünkü tamamen futbolcuların hırs ve kişisel çabaları sonucu kazanılmıştır maçlar. Gerek çıkardığı ilk 11, gerek oyuna yaptığı müdahleler ile sınıfta bile kalamamış direkt okuldan kovulmuştur. Yenik olduğun bir derbi var. Rakip takımın defans oyuncuları fazlasıyla ağır ve bu oyuncuları zorlayacak milan baros'u oyundan çıkarıyorsun. Yok vallahi açıklanacak gibi değil.
--spoiler--
Serkan Çalık... 27 Şubat 2008'de Fenerbahçe ile yapılan Fortis Türkiye Kupası Çeyrek Final rövanş maçında sol diz menisküsünden sakatlanmış, 13 Nisan 2008'de geçirdiği operasyon sonrası, rehabilitasyon sürecine başlamıştı. Aradan aylar geçmiş, Kalli gitmiş, Galatasaray şampiyon olmuş, takımın başına Skibbe gelmiş ve yeni sezon öncesi hazırlık kampına start verilecekti.
Kamp kadrosu açıklanırken, takımda o kadar çok sakat vardı ki, çift kale maç oynanabilsin diye PAF takımdan birçok takviye yapıldı. Sağlık ekibi, Skibbe ile yapılan görüşmede, Alman hocanın kadroya dahil ettiği Serkan Çalık ın tedavisine Florya da devam etmesi gerektiğini, genç oyuncunun kampa götürülmesini onaylamadıklarını bildirdi. Ancak Skibbe, eksiklerden dert yanarak, Serkan'ı yer tutsun diye götüreceğini, en azından oynatmayarak riske sokmayacağını ifade etti.
Skibbe'nin büyük hatası
Tarih 13 Temmuz 2008... Homberg-Galatasaray hazırlık maçı oynanıyor, dakika 75... Aydın sakatlanıyor, takımın maça 10 kişi devam etmesini istemeyen Skibbe, belki de kariyerinin en büyük hatasını yaparak, oynatmayacağı garantisini verdiği Serkan'ı, Aydın'ın yerine sahaya sokuyor. Ve 4 ay sonra sahaya çıkan Serkan, Homberg maçında aldığı darbelerle çok daha kötü duruma geliyor.
Doktorlardan acı haber
17 Temmuz 2008'de kulüp doktoru Murat Çevik, Serkan'la ilgili olarak; "Oynadığı maçtan sonra ağrıları arttı, tedavi ve kontroller için istanbul'a gönderildi" dedi. 7 Ağustos 2008'de konuşan Sağlık Kurulu Başkanı Mehmet Kurdoğlu ise, "Hazırlık kampında iyi bir performans göstermesine rağmen, kıkırdak erimesi nedeniyle bacağı ödem yaptı, bir ameliyat daha görünüyor sanki. Ameliyat olursa, birkaç ay daha uzak kalacak" diye konuştu.
O şimdi Almanya'da...
Bugün 12 Kasım 2008... Serkan Almanya'da. Rehabilitasyon çalışmaları devam ediyor. Genç bir yıldız, 15 dakikalık bir hatanın bedelini ödememek, futbol sahnesinden kayıp düşmemek için var gücüyle çırpınıyor...
--spoiler--
* bir futbolcunun hayatı bu ciğeri beş para etmez adam yüzünden tehlikede!.. bu saatten sonra istediği başarıyı yakalasın (ki bu kafa ile çok zor) umrumda değil.
edit: bu entryi kişisel sebeplerden eksileyenleri anlayabilirim. fakat fikrime katılmayan ve de bu yüzden eksileyenlere lafım;
rica ediyorum ya özel mesaj atın ya da skibbe nin altına girin entryizi. neye karşıymıssınız anlayalım.
yenilmek için dua ettiren bünye. hep söyledim yine söylüyorum, takımın başında bu adam varken alınmadık kupa kalmasa bile kimse bana "bu adam teknik direktör" dedirtemez. aldığı parayı ve bulunduğu konumu haketmiyor.