türkiye'de çalıştıracağı takım onunculuk ya da daha kötü bir hedef benimseseydi bu adam o takımda efsane olabilirdi. ama iş galatasaray olunca bu adam bu takıma fazla ufak.
maç 0-0 ve milan baros oyuna girecek. herkes çıkacak oyuncunun bir ön libero ya da maçta bir varlık gösteremeyen aydın olmasını beklerken hazretleri ümüt karan'ı çıkarıyor. karşımızdaki takım ne real madrid ne de chelsea.
bu kadar korkaklıkla bu takım idare edilmez. zaten kendisi de idare etmiyor. en güzel yerden kombine almış bir galatasaray seyircisi gibi davranıyor.
12 yıldır hücüm futbolu oynayan * galatasaray'a belkide uzun zaman sonra kadrosu bu kadar iyiyken korkak ve defans futbolu oynatan koskoca galatasaray'ın bir gol pozisyonuna girememesini sağlayan taktikler sahaya sunan adam.
daha dün galatasaray'ın başına getirilip büyük umutlar bağlanan alman teknin adam.
son günlerde tüm gazete manşetleri aynı haberi veriyor. ''michael skibbe gönderilecek''.
hakkında o kadar sert eleştiri yapılıyor ki bunları hak ediyor mu tam emin değilim. herkes gibi bende yanlış kadro seçimi yaptığına ve oyun içinde oyuna müdahale etmekte zorlandığını kabul ediyorum.
bu adam galatasaray'a geleli ne kadar bir süre oldu öncelikle ona bakmak gerekir diye düşünüyorum. tüm sorunun daha takımı tam anlamıyla tanıyamadığından kaynaklanıyor. kendisinin de dediğine göre zamana ihtiyacı var bence. tabi bu zaman uzun olmamalı çünkü geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir.
medyamız da çok acımasız. hafta sonu hepimiz gördük, galatasaray'dan çok daha üstün olan milan kendi evinde barcelona ve REAL MADRID deplasmanda mağlup oldular. skibbe kadar sert aleştiri aldıklarını düşünmüyorum.
futbol üç ihtimalli bir oyun ve zamanı geldikçe michael skibbe bu oyundan galip gelecektir. yönetim tarafından arkasında durulur ve gönderilmezse. **
zamana ihtiyacı olan hocadır. biraz sabır gerekir. zaten galatasaraylılarda son zamanlarda şampiyonluğa iyice doydular. bu kadar egoist olmasınlar. ne kadar ekmek o kadar köfte biraz bu iş. zico ilk zamanlarında rezaletti, sonradan nasıl bir hoca olduğunu hepimiz gördük.
zamana ihtiyacı olan hocadır evet, ama asıl mesele galatasaray'ın beklemeye tahammülü var mı?
skibbe kalibresinde bir antrenör için maalesef yok. kendisinin galatasaray'a antrenör olarak gelmesi hataydı zaten daha en başta. şimdi de buhatadan en kısa zamanda nasıl dönülür onun muhasebesini yapmak gerekir diye düşünüyorum. eminim ki ümit davala, kendisinin yapacağı işleri bir başına yapabilir. özetle gönül isterdi ki;
alman futbol ekolünden etkilenmediği belli olan teknik direktör. sanki play stationda oynuyor gibi yıldızlarını bolca kullanmak isteyen ama hepsini hucum oynatamayacağı için dmf vs şeklinde oynatan hoca. o değil de kalliyi sevmiyordu galatasaraylı kardeşler ama bir türlü sebep bulamıyordum ben. belki şuursuzca idi ama resmen saldırıyordu takım. rakip doksan dakika çıkamıyordu sahasından, sokarım tekniğine düşüncesine, saldırın!! idi. ben özledim o ve ondan önce geretsin kurduğu galatasarayı.
abdullah avcı ile mukayese dahi edilemeyecek antrenör..
zira abdullah avcı, genç oyuncu seviyesinde milli takımlarda görev yapmış, bir çok yıldız türk futbolcusunu belki de ilk kez oynatma cesaretini gösterebilmiş, avrupa'da isminden söz ettiren, dereceler alan bir genç milli takım yaratmış bir hocadır.
skibbe, leverkusen gibi bir takımdan, başarısız olduğu gerekçesi ile kovulmuştur. abdullah avcı gibi galatasaray'ın öz çocuğu değil, alman futbol mantalitesinden bile uzak bir antrenördür.
alman milli takımında rudi voller'le yıllarca çalışmış, dortmund'u 2 yıl çalıştırmış, leverkusen gibi boktan bi takımla yapabileceğinin maksimumunu yapmış antrenördür. 89 yılından beri antrenördür. yani 20 yıllık bir tecrübesi vardır.
işte bu yüzden çalıştırdığı en yüksek mevkideki takım galatasaray'ın paf takımı olan abdullah avcı ile karşılaştırılamaz.
şu satırları yazan insanı hıncal uluç ile aynı düşüncede olma eziyetini yaşattıran kişi. o yüzden derhal gitmeli.
hıncal uluç'un adetidir her gelen teknik direktöre korkak yaftası yapıştırmak. hatta galatasaray'a hücum anlamında en deli topunu oynatan erik gerets'e bile korkak diyebilmişti kendisi. ama bu sefer korkak dediği adam hakkında kesinlikle haklı. çünkü skibbe hakikaten korkuyor.
yarışmacı bir takımın teknik direktörü olmak zordur ve herkes bunuı başaramaz. fm oynayanlar bilirler. eğer ki avrupa'nın her daim zirvesine oynayan bir takımla sezona başlarsanız sizden ligi kazanmanızı ve avrupa'da başarılı olmanızı isterler. bunlardan biri olmazsa kovulursunuz. şu satırları yazan adam arsenal ile avrupa kupası kazanmasına rağmen ligde 4. olduğu için kovulmuştur mesela.
bu gerçek dünyada da böyle. almanya'da bayer leverkusen ile uefa'ya katılmak önemli bir başarı olabilir. ya da deplasmanda alına bir puan artı değer olarak gözükebilir. çünkü bayer leverkusen şampiyonlar liginde final oynadığından beri yarışmacı bir takım değil. yönetim dahil herkes bunun farkında. ama buna rağmen skibbe kovuldu oradan.
şimdi tüm bunları görüp skibbe gibi bir adamı galatasaray'ın başına getirirseniz sonucu 15 milyon euro zarar ile başlayan felaketlere dönüşür bir anda. ayrıca bu daha hiç. daha beteri de olacak bu adam gitmezse.
galatasaray büyük hedeflere gitmek için büyük oyuncular aldıysa, onları takım haline getirecek büyük bir hocayı da almak zorunda. aslında bu takımın uefa için hazırlanmadığını 5 yaşındaki çocuk bile biliyor ama kadıköy finali yüzünden çeneler kapanıyor. o yüzden bir hedef daha elden kaçmadan, çeneler bir daha susmamak üzere açılmadan galatasaray'dan gönderilmesi gereken adamdır michael skibbe.
galatasaray'ın 2 senedir kurduğu üst düzey kadro ile rahatlıkla başarı yakalayacak teknik adamdır. ancak sanırım bu kadronun gerek türkiye liglerine birkaç gömlek büyük gelmesi, gerekse rakiplerine birkaç kat fark atması bazılarını korkutmuş olacak ki** her hafta gönderilmeye çalışılan antrenör durumuna düşürlmeye çalışılmaktadır.
neymiş tecrübesi yetmezmiş. ulan yere göğe sığdıramadığınız adamlar ya senelerdir takım çalıştırmadan, ya abuk subuk takımlardan, ya doğru düzgün ligi bile olmayan japonya'dan falan geldi türkiye'nin 3 büyük kulübünün başına! beğenilemeyen skibbe ise 20 senedir dünyanın en zor liglerinden birinde çok farklı pozisyonlarda görev yapmış, üstelik henüz 42 yaşında olan dinamik bir antrenör, bari bulacaksanız başka yalan bulun be... kodumun ülkesinde herkes antrenör zaten, düne kadar şarkı söyleyen-o işi de tam beceremeyen "damat"lar bugün x antrenör y futbolcuyu sağ tarafa çekip forvetin arkasına bilmem kimi almalıydı derse, bbg evinin edisi büdüsü bile köşeden ahkam keserse daha ne olmasın bu ülkede?!
daha dün gece tribün ateşi midir nedir, alevli malevli bir spor programı mı mizansen mi nedir anlayamadığım bir fox tv programını ilk kez izlerken sinirlenip kapattığımı hatırlarım tv'yi. sırf bu abuk fikirleri sulandırarak dillendiren hayri işler'i daha fazla izlememek için. ama bakıldığında tüm spor medyası heyri olmuş, herkes hayri! herkes bir yusuflama modunda, bizim kuntin yazarlar da onlara çanak tutma derdinde!
ulan hanginiz skibbe gibi antrenör gördünüz bu ülkede be, bi skibbin gidin...
kendisinin şu anda iyi işler çıkarttığını söylemeyeceğim, ancak gitmesini isterken hıncal uluç denen kişiye referans göstermek de komiklikten öteye gitmemiştir. önüne gelene korkak diyen bir adamın ne gibi bir inandırıcılığı olabilir ki utanmasa kaleci dahil hücum futbolu oynatılmasını düşünen futbol fukarası insandır, ayrıca skor yazarıdır hıncal uluç. geçen sene 6-0lık konya galibiyeti sonrasında feldkampa övgüler yağdırırken, ertesi hafta puan kaybedildiğine feldkampa demediğini bırakmamış, kendi takıntıları doğrultusunda konuşan insandır, sabah gazetesinde el üstünde tutulan gazeteci müsveddesi(ulan bu yazı skibbe için olacaktı hıncala döndü iyi mi)
neyse skibbe evet hatalar yapıyor, oynattığı futbol pek ümit vermiyor belki ama daha sezonun 2. haftasında skibbe'yi asmanın ne anlamı var? evet süper kadro kurdu galatasaray(bak hıncala değinecem şimdi ona göre bok gibi bir kadromuz varmış kendisi öyle diyor meira'ya bile bok attı dan.... herif) ama bir süre verin allah aşkına, biraz sabırlı olun be.
hayatında halı saha maçı bile yapmamış adamların yazılı ya da görsel basın yoluyla birer jose mourinho kesildikleri bir ülkeye gelme gafletinde bulunmuş alman teknik direktor.
geldiği gibi bir taraftan basın, bir taraftan da çok bilmiş yorumcuların gazına gelen, takımını çok sevdiğini söyleyen taraftar(!) bindiriyor skibbe'nin üstüne. adam takımın başına geleli bir kaç ay olmus, biletini eline verip gönderenler bile olmuş. nedir bu acelecilik, nedir bu "bugun sünnet, yarın deniz" mantığı; gerçekten anlamak güç...
galatasaray'a 5 gol atan takımın teknik direktoru olduğu için galatasaray'a gelmişmiş... bu kadar kolaymıymış bu işler?
michael skibbe kimdir, ne değildir google yardımı ile kolaylıkla öğrenilebilir. genç yaşına rağmen kariyeri hakkında kötü yorumlar yapmak haksızlık olur. çalıştırdığı bayer leverkusen'i iki sezon üstüste uefa'da çeyrek finale taşımış; gerçi bizim ülkemizde en az iki takım her sene avrupa'da yarı final oynadığı için başarı sayılmaz bunlar.
skibbe'nin yıldızının son iki sezondur parlamaya basladığı doğrudur. bunda en büyük etken, leverkusen'in iki sezon üstüste iyi futbol oynayarak uefa'da çeyrek finale çıkmasıdır. ayrıca skibbe'nin yaratıcılığından, taktik anlayışından kuşku duyanlar bir kaç hafta sonra cevabını alır diye düşünmekteyim.
gelelim skibbe'nin galatasaray macerasına...
skibbe galatasaray'a geldiğinde milli takımdaki oyunculardan eksik bir şeyler oluşturmaya çalıştı. hazırlık döneminin büyük bölümünde arda turan, mehmet topal, ayhan akman, shabani nonda, cassio lincoln, sabri sarıoğlu, emre güngör, emre aşık, servet çetin, hakan balta, tobias linderoth ve yeni transferlerden( harry kewell, fernando meira, morgan de sanctis, milan baros) yararlanamadı. "skibbe hazırlık dönemini iyi geçiremedi.", "2 ayda takımı tanıyamamış." gibi zırvaları yazanlar da hala o köşelerde yazıyorlar ya; neyse...
skibbe galatasaray'ın başında şimdiye kadar 2 super lig, 2 cl ön eleme ve 1 super kupa maçı olmak üzere toplam 5 resmi maça çıkmış, 2 beraberlik, 1 mağlubiyet ve 2 galibiyet alınmış. galatasaray'ın şampiyonlar liginden elenmesinin en büyük sebebinin skibbe olarak gösterilmesi çok mantıklı değildir. futbolcuların o maçlarda sahada ruh gibi dolaştıklarını hatırlamak turun neden kaybedildiğini gayet iyi açıklar. (istanbul'daki bükres macında aykut'un topu bukreslı adama nısanlaması skibbe'nin sucuysa, bak orasını bilemem.)
skibbe'nin galatasaray'a, yeni takım kurması için getirildiği su götürmez bir gerçektir. oynattığı futbol sistemi leverkusen örneğinde olduğu gibi tek forvet ve skora katkı yapacak kanat oyuncuları ile organize ataklarla sonuca gitmektir. skibbe'nin amacı; klasik 4-5-1 oynatmak yerine, 4-2-3-1'e benzer bir dizilimle takım hücumdayken forveti kanat oyuncuları ile üçlemektedir. kağıt üstünde galatasaray'ın mevcut kadrosu bu sistem için uygun gibi görünmektedir fakat bu sistemi oturtmak için de zamana ihtiyac olduğu gerçektir. arda'nın sağ kanada alışması, lincoln'ün biraz daha canlanması, harry kewell'in aynı formda devam etmesi, baros/nonda/ümit tercihinin iyi yapılması ve tüm futbolcuların sezona hazır hale gelmesi durumunda galatasaray en kısa zamanda daha iyi duruma gelecektir, kuşkusuz...
biraz sabır, sabır, sabır...
bu ülkeye teknik direktor olarak kim gelirse gelsin basın tarafından en fazla 1 aya kalmadan yerden yere vurulacaktır.
rijkaard gelse, barcelona'dan kovulmuş; mourinho gelse, futbol bile oynanamış, yancı/yamak falan olurdu. hatta bu ülkede bazı spor yazarları, ülke dışına el atıp scolari'yi eleştirme yüzsüzlüğünü bile göstermişken; skibbe'yi göndermişler çok mu be...
steau karşısında eşleşir eşleşmez direk olarak "kendi sahamızda beraberlik iyi sonuç" demeciyle beni benden alan teknik adam. nitekim o günden bu güne yaptığı mantık ve duruş itibariyle beraberliği seven bir teknik adam heralde.
yine kendisi televizyon kanallarımızda ileri derecede tartışma konusu olmuştur. tabii burada beraberliği seviyor bu adamı şutlayın mantığı saçma ve yersiz olacaktır ki, burada yapılacak en mantıklı hareket vakit sunmaktır. fak-at galatasaray'ın -türkiye'nin büyük 4 klübünden birisi- bu vakite göz yumacak ne yönetimi, ne futbolcusu ne de taraftarı vardır.
kombine parasını veren, cebinden para artırıp lig tv izlemek için salon'a giden her sporsever gibi o koltuğa oturduğunda saldıran takım arıyor gözleri.
sanırım her yabancı teknik adam gibi skibbe de ya türkiye'ye uzun vadede alışacak, ya da devre arasında gidecektir.
gitmeden galatasarayımız kendine yakışır yerine gelemeyecektir. muazzam kadro ve uzun süredir sıkıntısı çekilen paraya sahip olmamıza rağmen yanlış politika ile bu adam alınmıştır. yanlıştır, zararın neresinden dönersek kardır. şampiyonlar ligine gidememizin ve ligdeki puan kayıplarının tek sorumlusu o, daha sonra yaşanacak facialar için ise hala göndermeyen yönetimdir.
her maç yaptığı oyuncu değişiklikleriyle adeta harakiri yapan adam. bizler de haklı olarak yönetimden, 112yi aramak yerine, o bıçağı çekmesini talep ediyoruz. en kısa sürede.
arkadaş bir insanda hiç mi oyun okuma kabiliyeti olmaz.