yazdıkları düşündürüyor ve haklı olduğunu anlıyorsunuz. adam bütün parçaları birleştirip önümüze sunuyor ama çoğu kişi hala yok s*ktir et falan deyip adamı dinlemiyor bile, bir kere bile düşünmüyor. yazılarını herkes okumalı efendim tabi baya küfürlü ama (bkz: adam haklı beyler)
2-3 defa bloguna girip yazdıklarının bir kısmını okudum - kendisiyle kişisel bir husumetim yok, kızarsa çok da rtük - bu tür şeylerle uğraşmasının sonucunda yolu bir gün adnan hoca ile kesişecek, ahan da buraya yazdım.
Yaş olarak ergen, zeka olarak ergen, görmüş geçirmişlik olarak ergen, birikim olarak ergenlerin " koşun lan koşun tapacağımız yeni bir ilah bulduk" diye birbirlerini gazladiklari vasatlik ikonu.
Koyunlarin kendilerini toplu olarak uçurumdan attiklari dünyadaki tek yerin türkiye olması boşuna değil.
Biri ne yapıyorsa o da onu yapıyor. Biri neyi begeniyorsa öteki de onu beğeniyor.
şans eseri buldum blogunu. şuan hala başındayım. konular birbirinden güzel ve ilgi çekici.* anlatım tarzıyla daha da okuma isteği bırakıyor. okudukça okuyoruz.
bir insan nasıl bu kadar detay manyağı olabilir diye düşündürüyor beni. yani defalarca izlediğimiz filmlerde hiç farkına varmadığımız detayları kılı kırk yararak mükemmel anlatımıyla suratımıza çarpıp, öküzün trene baktığı gibi bakıyorsunuz demiyor mu bitiyorum. harbi adam. anlatım tarzı zanlattıklarının aksine oldukça yalın. her gerizekalının anlayabileceği türden. vesselam severek takipteyiz reyizi.
esprileri güzel, anlatımı güzel, yazıları güzel kişi. ama ekşicilere her fırsatta laf sokması yazılarının büyüsünü bozuyor. bence ekşicilere aldırmadan yazılarına devam etmeli.
inci sözlüğün en iyi yazarlarından biri ayrıca şu an blogunda illuminatiyle ilgili yazılar yazıyor. yazıları ne kadar uzun olsada ilgiyle takip ediyorum ve sıkıkılmadan okuyorum. http://michaelsikkofield.blogspot.com bu adresten takip edebilirsiniz.
ek: niye iki çift laf edeceğim dediğim her yazım uzun oluyor lan benim... pöf.
tatlım bak (niye samimi olduk bilmiyorum ama uzunca bi süredir seni takip ediyorum), blogunu yalamış yutmuş bi insanım. ben bu tür şeyleri ilk sende görmedim.
ilk yazılarında nadiren de olsa yanlış bilgi bulunmaktaydı. ancak ilerledikçe bu bilgilerin yazı içindeki oranı artmaya başladı. tamam belki kendince iyi niyetlisin ama bu son yazın artık yarı yalan yarı şüpheli bir konuma erişmiş bir durumda ve bu beni üzüyor. neden dersen o hep dediğin doksan dokuz doğru arasına bir yalan sıkıştırma zımbırtısını senin yaptığını düşünmeye başlıyorum git gide.
evet, özellikle müzik piyasası hakkında dediklerin doğrudur, büyük ölçüde. parçalar birbirini tutuyor, bunu da kabul ediyorum. her şeyden önce cevaplanamamış bazı sorular var michael'ın they don't care about us'ta bahsettiği they kimlerdi, britney spears kimlere hoşgeldiniz diyordu, eminem kimlerden "not afraid" idi ve insanları neden fırtınaya karşı beraber yürümeye çağırıyordu? ya da bugünkü yazında belirttiğin gibi lady gaga'nın dostlarım derken elini kapatması da ne iştir? vs vs vs
insanları düşünmeye ve araştırmaya itmeni seviyorum; ama insanlara salık verip durduğun şeylerin hiçbirini yapmıyorsun. hayır, ne dersen de, araştırmak ve okumak ve düşünmek youtube'a "lady gaga illuminati exposed" yazmak değildir.
yazını biraz kurcuklayalım.
evvela şeytan ile ilgili dediklerin bir nebze doğru olabilir. ancak birincisi biz illuminatinin yada sikluminatinin ya da adı her neyse artık onun şeytan'a ne şartlarda taptığını bilemeyiz. sonsuz yaşam mı vadetti şeytan bunlara bilemeyiz. yaratıcı olarak şeytanı mı yoksa lucifer'i mi görüyorlar bilemeyiz. sonuçta bu türden dinler de vardır. bizim tanrı dediğimiz tanrı evreni vb yaratmıştır, dünyayı da şeytan'a bırakmıştır. insanlara kutsal kitaplar göndermekte ve insanların şeytan yerine kendisine tapmalarını sağlamaktadır, burada amaç da bugün bizim inandığımız şeytan (inandığımız derken anladın işte, şeytana tapıyoruz demiyorum) neyi amaçlıyorsa o. yani bir şekilde kafalarında tanrı ve şeytanın yer değiştirdiği senaryolara inananlar var. veya senin de iddia ettiğin gibi şeytanın aslında iyi olduğuna ve kötü rolünü üstlendiğine inananlar var ve bu yolda, şeytana hizmet yolunda, çalışıyorlar. tamam amenna, ama biz bunları bilemeyiz bence. sonuçta kuran'da şeytan'ın bizim için kötü olduğundan vs bahsediliyor ve ona uymamamız, ne yaparsa yapsın tanrı olarak allah'ı kabul etmemiz gerekiyor. e şimdi bilemeyiz ki, belki de şeytan iyidir. sonuçta hiçbir mahluk allah karşısındayken yarattıklarını öyle bir kandırıcam ki görücen sen, diyecek kadar cesaretli olamaz, ayrıca allah neden böyle bir yarışmayı kabul etsin ki? şeytan da onun yarattığı biri sonuçta... yani bilmiyorum, şeytan verilen bir görevi yerine getiriyor olabilir. mesele bu değil, bunu bilemeyeceğimizden bahsediyorum ben. şeytanın gerçekte iyi ya da kötü olması değil mesele, "bizim" için kötü olması. kuran da bunu diyor zaten, sizin için kötüdür, sizin için şerdir, sizin için düşmandır falanlar felonlar.
asıl demem o değil sevgili sikko. sen bu illuminati ayinlerine girdin mi de şeytana işte bu bu şekillerde tapıyorlar, amaçları bu diyorsun? e bu senin yaptığın insanlara fikir empoze etmek değil mi? bir örgüt var ise amaçlarının ve yöntemlerinin bilinemeyeceği kanaatindeyim ben. sen de böyle yaz demiyorum ama işte bunlara böyle tapıyorlar amaçları da şu diyor olman, bence kalitenin ve çizginin düştüğünün göstergesi. bunu kabullen, titre ve kendine gel.
ayrıca yukarıda yazdıklarım için bana spiritualist falan diyebilirsin. ben sadece kuran'ın bu kısmının yoruma açık olduğunu ve bilemeyeceğimizi düşünüyorum ve altını çize çize tekrar söylüyorum ki şeytan gerçekte iyi mi kötü mü bunu bilemeyiz evet; ama insanlar için kötüdür. önemli olan da bu.
gelelim bilgi yanlışlarına.
kuzum bu kadar da kör cahil olduğuna inanmak istemiyorum. ama bunun alternatifi de kasıtlı yapıyor olman, o yüzden hangisi daha iyi bilemiyorum.
apple'ın ilk logosu ağaç altında isaac newton'dır. bu logo hemen değiştirilse de önemli, buradan elma'nın yasak meyve oluşuna gönderme yapılmadığını çıkarıyoruz. aydınlanmanın (bak aydınlanma dedim diye illuminati algılanacak yine ama) sembolü olan newton'a yapılmıştır elma göndermesi. logo önce monokromatik olarak tasarlanmıştır; ama sonra şirket yöneticilerinden birisi "ya biz renkli ekran yapıyoruz bilgisayarlarımızı, logomuz da renkli olsa ya" demiş olacak ki logo renklendirilmiştir ki burada amacın renkli ekranı simgelemek olduğunu apple şirketi de teyit eder. elmanın ısırılmış olması da siyanid zehirlenmesinden ölen alan turing'e (ekşici deyimiyle) saygı duruşudur. mühim bir bilgisayar programcısı olan turing 54 yılında zehirlenerek öldüğünde yatağında yarısı yenmiş bir elmayla bulunmuştu. elmaya test yapılmamış olsa da elmanın zehirlenmiş olduğunu düşünmek mantıksız değildir. gerçi bu son yazdığımı apple şirketi kabul etmiyor ama.
ayrıca senin şu vay 666cılara deyü verdiğin linkte'de isaac newton'lı logodan görülüyor- o yüzden o bilgisayar zımbırtısını bulacak kadar aklı olan sendenizin bir zahmet logoyu da araştırdığını düşünüyorum.
pink floyd'un koyup durduğun albümü oz büyücüsü'ne göndermedir. bu sebeple albüm kapağında o resim yer almaktadır çünkü senin yine koyup durduğun oz büyücü afişinde bu resim vardır. bunun sebebi de filmin jenerik şarkısı olan ve açılıştan beş dakika kadar sonra ana karakter dorothy tarafından seslendirilen over the rainbow şarkısıdır.
burada küçük bir kızın hayallerini dinleriz. sonunda da dorothy gökkuşağının ardına gidecek ve oranın o kadar da toz pembe olmadığını görecektir. ha, yine de oz büyücüsü pek çocuklara uygun bir film değildir, sahnelerden birinde arkada munchkin karakteri'nin kendini ağaca astığını görebilirsiniz.
şimdi azizim sen bunun amerikalıların resmi simgesi bald eagle, yani bizim bildiğimiz kartal'ın gözü olduğunu bilmiyor musun? her gördüğün gözü horus'la karıştırmak zorunda mısın? ben bu horus'un gözü değildir demiyorum; horus şahin başlı bir tanrıdır ve pekala kartal ve şahin karıştırılabilir hayvanlar olduğunu kabul ediyorum. yani benim kartal sandığım hayvan şahin olabilir; ama senin şahin sandığın hayvan da kartal olabilir - ben de bunu diyorum işte, kayıtsız şartsız şahindir, horustur bu demen neden? söz konusu amerikalılarken ben bald eagle olabilme ihtimalinin çok çok daha fazla olduğunu düşünüyorum ve sen yazında amerikanın simgesinin kartal olduğundan bahsetme lüzumu bile duymuyorsun. e ne oluyor peki şimdi, sen yazını ilk kez okuyanları kandırmış, yönlendirmiş olmuyor musun?
her bilgini kusursuz doğruymuş gibi sunmanın yanlışlığından bahsediyorum ben. sonuçta soyut şeylerden bahsediyoruz burada, benim apple, oz büyücüsü, pink floyd hakkında dediklerim bütünüyle yanlış olabilir ve sen doğru çıkabilirsin, evet. ama ben iki olasılığı da söylüyorum ve neye inanmaları gerektiğine karar verme işini okuyucuya bırakıyorum, sense benim dediklerim kusursuz doğrular, araştırmanıza bile gerek yok ben sizin için araştırdım, işte bunlar bunlar bunlar, dediklerimi sorgulayan da kaynatasız ekşici piçtir tutumu içindesin ama dostum bu yaptığın sana ve anlattığın şeylere zarar veriyor.
nrol 66 füzesi için neden boğa kafalı şeytan ın seçildiğine gelirsek. biraz araştırsan bunu senin de bulacağını biliyorum, zaten keçi yerine niye boğa kafalı bu diye düşünmüşsündür. bu füze bir minatour roketiyle kaldırılmış. minatour un da boğa olduğunu ben öğretmeyeyim artık, açın mitoloji sözlüğünü bakın, ya da google grafiklere yazın ne olduğunu görmek için. boğa buradan geliyor. şeytan benzetmesi ise füzenin demonstration amaçlı kullanılmasından. füzenin içinde geçen demon kelimesi üzerinden gerzekçe bir kelime esprisi yapılmış. üzerine de bu yüzden bildiğin şeytan daha iyidir yazılmış. yine dediğim gibi senin dediğin de doğru olabilir; ama o yazıyı yazıyorsan böyle bir ihtimalin olduğunu da okuyucuna söyleyeceksin- bununla mükellefsin.
kennedy'nin konuşması aleni bir şey. evet. ama bu konular üzerine artık ihtisas yapmış biri olarak diyebilirim ki o konuşmada kimleri hedef aldığının bir kesinliği yok. cia'den bahsettiğini nereden biliyorsun da elinde allah emri varmış gibi işte illuminatici örgütler bunlar şak şak şak diye televole magazinciliği yapabiliyorsun aklım almıyor? hani cia'in, nato'nun, bm'nin bu yönde aldığı kanıtlar? ayrıca bu hamlen ile birleşmiş milletlerin kurucularından türkiye'yi de gereksiz bir zan altına sokmuyor musun? dahası birleşmiş milletler fikrinin babası franklin roosevelt değil mi? hani senin de her fırsatta değindiğin gibi amerikanın illuminatici olmadığı kesin olan iki başkanından biri olan roosevelt. michael'in tüm dünyaya gerçeği haykırdığı o şarkısında yaşasaydı bunlara izin vermezdi dediği roosevelt. o zaman tekrar soruyorum, sen neyin kafasını yaşıyorsun çünkü yazılarında ciddi ciddi bug vermeye başladın.
mtv ile ilgili verdiğin videodan alıntı the high grades of masonry usually make sacrifices to the devil. bu arkadaşa da sormak istiyorum ne biliyon, kaç mason ayinine katıldın da adamların "genellikle" kurban verdiklerini biliyorsun. ben vermediklerini biliyorum. çünkü farmasonlar o kadar tuhaf ve komik adamlar ki bunların ayin hazırlık kitaplarını sahaflarda bile bulabilirsin. eğer çok eski sahaflara gidersen ve o gün şanslıysan dolap altlarından falan çıkıyor bunlar. ben kendim bir tane gördüm ve okudum. ama asıl mason ailelerinden bulunuyor. murat bardakçı bu şekilde otuz tane kitap toplamıştı ve bunları televizyonda gösterdi ve okudu bir kısmını. elbette kurban sahnesi varsa okumazdı; ama okuduklarında yoktu. mesele bu değil, internette ararsan avrupa'dan adamların kendi ülkelerinin sahaflarında buldukları mason kitaplarını paylaştıklarını göreceksin ve hiçbirinde kurban yok. tamamen evcilik benzeri saçma sapan oyunlar oynuyorlar.
bu işler youtube'a "masonic ritual exposed mtv" yazmakla olmuyor, tekrar ediyorum. aynısı rotschildlerin töreni için de geçerli.
neyse çok uzun ve gereksiz bir yazı oldu. kimse uğraşıp da okumaz biliyorum ama... kızdım sana.
ayrıca bu tür şeylerle ilginenler için, muhtelemelen sikko'nun da takip ettiği bir site:
Gördüğü her üçgende,her gözde illuminatiyi arayarak milleti iyice paranoyak yapacak kişi. Böyle yaparak resmen onlara hizmet ediyor. blogunu okuyan insanların bilinçaltında "adamlar ne kadar güçlüymüş" düşüncesi kalıyor.
vahdet-i vücud inancının amerikanın siyonistlerin oyunu olduğunu ileri sürerek azıcık sıçmıştır. oha amk hallac-ı mansur dan ibn arabi den hiç mi haberi yok ki.
ıkan savaşlara, ölen insanlara, verilen şehitlere de gittikçe duyarsızlaşıyorsanız, orada sorun var demektir. Zira bunlar normal karşılanacak şeyler değildir, o ölen sen ya da hayatta en sevdiğin kişi de olabilirdi, öyle düşün.
Bunun bir sonraki seviyesi nedir biliyor musunuz? Şudur:
"iyi de değişen yeni dünya düzeninin oluşumu için gerekli ve normal şeyler bunlar".
Bu kafada daha şimdiden çok insan var, hem de çok. Ve kendilerini de çok aydın, olaylara çok rasyonel bakabilen, ileri tekamül seviyesindeki insanlar olarak görür bu arsız pezevenkler.
Gel götüne el bombası sokup patlatayım da gör o zaman "normal ve gerekli"yi amına koduğumun çocuğu seni, ölenler nasılsa başkaları, atıp tutmak kolay di mi?
Ayık olun canlar, ayık olun ciğerler. Bu duyarsızlaştırmayı ve dejenerasyonu medya ile, MTV ile, doğru ve yanlışların harmanlanmasından oluşan ruhçu öğretilerle yapıyorlar.
Bu New Age denen olayda muazzam bir şekilde "her şey Tanrı ve dolayısıyla her şey iyi, Şeytan da iyi" görüşü hakim. Yani kötü diye bir şey yok, Lucifer aslında çok fedakâr birisi, hatta o kadar iyi ki kötü rolünü üstlenmeyi bile kabul etmiş (!). E satanizm dediğimiz olay, siyah giyinip Slayer konserinde röaahhröööghh diye bağırmak değil zaten, kötülüğe de iyilik anlamı yüklemeye çalışmak, anormal şeyleri "aslında o da normal" diye kakalamaya çalışmaktır Luciferian öğreti. New Age de tamamen bunun üzerine kurulu, "iyi" ambalajlanmış sakat ve çürük bir felsefe. Doğan görünümlü şahin bir nevi.
Şimdi gelelim son zamanlarda Türkiye'de bu ruhçu öğretinin ekmeğini en fazla yiyenlerden birine... insanlar "islam'ı sizden öğrendik çok teşekkür ederiz Burak beğeeey * )" şeklinde yavşıyorlar bu arkadaşa, zira çok takipçisi var. Ekşiciler de çok sever kendisini tabi ki, eksik kalırlar mı?
Dini nasıl uyduruyorsunuz kendinize göre siz böyle? isteyen istediğine inanmakta serbest ama benim inancımı dejenere etmeye çalışan herifin suratına sevgi dolu tükürürüm ben.
Yasin suresi 60. ayette ne deniyor bir bakın: "Ey âdemoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?...".
"...o sizin açık bir düşmandır!" denmiş, sen daha kim oluyosun, ne oluyosun da yok çok olgunmuş, kötü olmayı sevgi ile kabul etmişmiş diye element uyduruyorsun bir taraflarından arkadaşım?
Olum bu "Tanrı'nın doğum günü" denen kitap 40 baskıya yakın satmıştı, belki de geçmiştir.
Ve sığır mekanı Ekşi Sözlük'te bu adamı eleştirmeye kalkarsanız zamanın ötesine gönderiliyorsunuz. Çok seveni var arkadaşın, maşallah.
Ayık olun, yapmayın, adamı hasta etmeyin.
He yani iblis ve onun kulu olan şeytanlar (cinler veya insanlar) aslında kötü olmayı tercih ederek fedakârlık yapan gerçek iyiler öyle mi? Olum bu felsefe "kötü" diye bir kavram bırakmaz ortada, Filistinli kadına tecavüz eden Amerikalı'yı da, Tibetli rahibin cinsel organını kesen Çinli'yi de aklar bu düşünce.
Rockefeller ve Rothschild dediğimiz şeytani şahıslar da bu felsefeye sahipler, daha uçuk olanına fakat aynı prensibe bağlı olanına... Hiçbir fark yok mantık olarak arada.
New Age bu yüzden tehlikeli işte. STV'nin savaş açtığı Satanist Evlat Arif'in kedi kesme psikopatlığı değil Luciferianism, esas Luciferianism işte bu. Ta kendisi.
Dur daha, bitmiyor bu arkadaşın marifetleri, Hasan Mezarcı var karşımızda Hasan Mezarcı...
Zira bilen bilir, bu arkadaş mehdi olduğunu ileri sürüyordu en son, ehehe ciddiyim. Herneyse şimdi kendisinin şahsi blog sitesinden bir yazısını paylaşacam, en azından işaretlediğim kısımlarını bir okur musunuz;
Cinleri görüyormuş, Tanrı'nın Doğum Günü'nü bizden önce onlara anlatmış. Cinler gelip Burak Özdemir'i dinlemişler, hepsi de çok şeker tiplermiş, muhabbetleri iyiymiş.
Böyle diyor Burak Özdemir.
Hmmm...
Sevgili Burak Özdemir, sen balinaları bilir misin? Yetişkin balinaların penis boyları 1 buçuk ila 2 buçuk metre arasında değişiyormuş, geçen Discovery Channel'da seyrettim, faydalı bilgiler bunlar.
Yalnız balinayı da tükettik, ondan ötesi yok bak. Bi dahakine ne diyecem bilemiyorum, üretim kısırlığına soktun beni Burak Özdemir.
Olum, ehehehe. Kuran'da cin suresinde, Hz Muhammed'in dahi kendini dinlemeye gelen cinleri görmediği, bunun kendisine vahiy olarak bildirildiği anlatılıyor. Fakat Burak arkadaşımızda nasıl bir cevher varsa cinleri görüp onlarla sohbet ediyormuş, şeker tiplermiş, yakışıklı değil ama sempatiklermiş. Ehehe mehehe.
Ey sığır ekşici, ey kandırılmış ruhçu, gel bak kimin kitaplarını okuyorsun. Gel bi gör o hayranı olduğun, savunduğun, ve sana islam'ı öğrettiğini ileri sürdüğün herif ne ayakmış, gel bi bak.
Ruhçu bir dergi olan "Sevgi Dünyası"nın Burak Özdemir'le yaptığı röportajdan bir kesit:
Neymiş neymiş?
Burak Özdemir bu kitabı yazarken "Tanrı'nın eli" hep onun elinin üzerindeymiş, bu kitabın yazarı aslında kendisi değilmiş, bir başka güç yazdırmış bu kitabı ona... "Başkalarından" ilham almış bu kitabı yazarken...
Sevgili Burak Özdemir, sen dinozorları bilir misin?
Onlar da güzel hayvanlardır.
Seversin.
Bu adamı neden ciddiye alıyorlar? Çünkü kendisi rock dinleyen genç ve modern müslüman profilinde, hani milletimizin o ihtiyacını gideren bir arkadaş kendisi. Hee bak bu çocuk genç, Pink Floyd da dinliyomuş, hem de müslüman laaa. Biliyodur bu herif işin doğrusunu, "modern"dir bu...
Hıhı.
Kim nerede ki dini değiştirir, Kuran ayetlerini kendine göre yorumlar, dinin özüne "gelenekçi" yaftası vurup ona yeni anlamlar katmaya çalışır, o kişi "modern" olur.
Kim kaynak olarak Kuran'ı önerir, o da cemaatçi yobaz olur.
Bu işler böyle. Ambalaj şaşalı olduktan sonra kim sikler içeriği?
Burak Özdemir hakkında bir sığır entry'si göstereyim mi size ekşi'den? Sadece ilk 2 cümlesi bak:
Yaa...
Eğer ruhçu saçmalıklarla dini dejenere ederseniz, "sevgi, dostluk, iyilik" adı altında laflarınızı yeterince süslerseniz, böyle sığırlar takılır peşinize.
Kendinizi mehdi ilan etseniz bile "iyi niyetli" olduğunuz sanılır.
Ulan "DiN"i kendisine bir statü ve çıkar kapısı edinmiş birisi ne kadar iyi niyetli olabilir? "Ben mehdiyim" diyen birisi ne kadar iyi niyetli olabilir lan? Siz dangalak mısınız arkadaşım? Cevap vermeyin, retorik bi soruydu o, biliyorum yoksa dangalak olduğunuzu.
Malesef böyle.
Ben aha burada kıçımı yırtıyorum, din hakkında konuşmam gerekirse Kuran'a uygun olmayan tek bir söz etmiyorum, zira belki de tek korkumdur Allah'ı ve dini asılsız argümanlara dayanarak yorumlamak, ama buna rağmen ne şakirtliğim kalıyor, ne artniyetliliğim. Yediğim lafın haddi hesabı yok. Neden? Çünkü yıl olmuş 2011, hala Kuran diyorum, olacak şey değil...
Ama beyimiz "sevgi, dostluk, kardeşlik, ehelehey" adı altında Lucifer'ın Tanrının ruhundan oluştuğunu söylesin, Kuran'da yazanın aksine Lucifer'ın kötü olmadığını ve hatta olgun bir ruh olduğunu söylesin, daha da ileri gidip mehdi olduğunu söylesin, o kitapları kendisine yazdıranın başka güçler olduğunu söylesin, sonra da "iyi niyetli abisi yaa, canım benim canım * )" ilan edilsin.
Bu işler böyle malesef.
Salak salak "enerji, meditasyon, aura" muhabbeti yapan insanlar bu ülkede ayda onbinlerce dolar kazanır.
Çünkü böyle ekşici sığırlar, zorlama aydınlar, kasıntı Beyaz Türkler çok var bu ülkede. Aşağılık kompleksi dolu, "modern" olacam diye götüne Vileda sopası bile sokmaya hazır denyolar var bu ülkede.
Lanetler olsun size yobaz sürüsü. Asıl bu milletin ağzına sıçan gerçek yobazlar sizlersiniz, Avrupai yobazlarsınız. Dinci yobazlara diyecek kelime yok zaten, fakat onlar ayrı sığır, siz ayrı sığır... Başkalarına koyun derken, kendisinin o koyunlardan 3 kat daha besili bir koyun olduğunun farkında olmayan ahmak sürülerisiniz siz.
Çekeceğiniz var lan benden, Allah ömür verirse inşallah.
En'am suresi 121. ayetin bir kısmında çok ince bir mesaj, çok ince bir uyarı var: "...Şeytanlar kendi evliyasına/dostuna ve destekçilerine sizinle mücadele etmeleri için elbette ki vahiy gönderirler. O şeytan evliyasına boyun eğerseniz kesinlikle müşrikler oldunuz demektir."
Şeytanlar kendi dost ve destekçilerine vahiy gönderirler...
Anladınız mı neymiş, kimlerdenmiş o "ilham"?
Niçin verirlermiş peki bu ilhamı?
"...sizinle mücadele etmeleri için..."
O yüzden tekrarlıyorum; ayık olun canlar, ayık olun ciğerler. Üçkağıtçılara pabuç bırakmayın. Hz Muhammed son nebidir, nokta. Her kim ki "vahiy" aldığını iddia ediyorsa ve üstüne bir de müslüman olduğunu ileri sürüyorsa, ona lütfen okkalı bir "SiKTiR" çekin. Hatta ağzına da terlikle vurun ki sesini çıkaramasın, eğitimli cahillerin kanına giremesin. Allah belasını versin diyorum o eğitimli cahillerin ama lanet olsun içimdeki sığır sevgisine, onları da kollamak lazım.
Hala cinlerin bu hayata etki etmediğini mi sanıyorsunuz? istediğiniz şeye inanmakta serbestsiniz, bu konuda bir baskı yapmak haddime değil, sadece elimden geldiğince yol gösterebilirim size. Gerisi size ve muhakeme yeteneğinize kalmış.
Gelin bakalım şimdi, Arrivals adlı belgeselin bir bölümünü verecem size. Bu konuyla ilgilenenlerin muhtemelen seyretmiş olabileceği meşhur bir röportajı yayınlamışlar bu bölümde. Boş bir vaktinizde seyredersiniz:
Size bu röportajı özet geçeyim, Roger adında tonton bir amca bu elit ailelerin arasına katılıyor ve "başka varlıklarla" iletişim kurabildiklerini, bu imkâna sahip olduklarını itiraf ediyor. Belki bu abimiz onların bilinçli ifşa çalışmalarının bir ürünüdür, yani belki onlardandır, belki de tamamen saftır, ama buna kafa patlatacak değiliz. Sonuç olarak siz bu emminin dediklerini kendi süzgecinizden geçirerek anlamaya çalışın sadece;
Fakat size şunu belirtmek istiyorum. Bu dünyada gezinen ölü ruh diye bir şey yok. Ölülerin ruhları yok bu dünyada. Hatta Kuran'a göre insanın da "ruhu" yok, "nefs" (can) var. Ruh, Kuran'da "vahiy meleği"nin adıdır. Filmlerde gördüğünüz yarı saydam beyaz hayalet gibi ruhlarımız yok. Bu insanların iletişime geçtikleri varlıklar ise cinlerden başkası değil. Şeytani cinler bu insanlara, kendileini "ruh" şeklinde tanıtıyorlar. Şimdi neden hem bu ruhçu arkadaşlara, hem Illuminati'ye "kandırılmış aptallar" dediğimi anlıyor musunuz? Dönecem bu konuya.
Bu kadar yeter, merak ettiyseniz bir kısmını verdiğim link'ten seyredebilirsiniz, çok meşhur bir video'dur bu.
Şimdi önceki yazılarda bu Illuminati'nin ve elit örgütlerin niçin "ölümsüzlüğe" ve "sonsuzluğa" vurgulamalar yaptıklarını irdelemiştik.
Evet, Luciferianist'ler (bu dünyada) sonsuz bir hayat yaşayacaklarına inanıyorlar.
Kandırılmışlar, salaklar, fakat eninde sonunda kaybedecek olan bir Şeytan'a inanacak kadar da salak değiller. Bu insanlar ebediyen cehenneme atılacaklarını bile bile bu bokları yemiyorlar. Onlar "sonsuz" ve asil bir hayat yaşayacaklarına inanıyorlar, çünkü onlar iyiliğin varolması için kötü rolünü üstlenen "gerçek" ve fedakâr "iyiler" olduklarına inanıyorlar.
Çünkü onlar "aydınlanmış" kimseler. Hem de Lucifer'ın ışığında aydınlanmış olan kimseler.
Illuminati = Aydınlanmışlar.
Şimdi bakın, bu şahıs Rockefeller Company'nin şu anki lideri David Rockefeller. Ve kendisi bir ruha tapınma seansında...
...Yıllar önce kaybettiği babası John D. Rockefeller (resimdeki) ile irtibat kurabildiğine inanıyor. Fakat iletişim kurduğu kişi, kendisini John D. Rockefeller'ın ruhu olarak tanıtan bir cin/şeytandan başkası değil.
Anladın mı neden "kandırılmışlar" olduklarını?
Anladın mı neden ölmüş yakınlarının dahi aslında "sonsuzluğa" eriştiğine inandıklarını? Ah David'cim, senin baban şu an Allah'ın "adalet" dolu ellerinde desem bana inanır mıydın? Ehehe.
Araf suresi 30. ayet: "...Onlar, Allah'ı bırakıp ŞEYTANLARI DOSTLAR edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar."
"Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar"
Aydınlanmış demiyor mu olum bu adamlar kendilerine? He pardon, Kuran'dan ayet verince yobaz ve şakirt oluyorduk di mi? Kuran'ı, Hz Muhammed kendisi yazmıştı fazladan 2-3 kadınla nikahlanabilmek için di mi? He tosunlarım, hee...
Bakın Kubrick'in muhtemel ölüm sebebi olan Eyes Wide Shut filmini incelediğim yazının sonlarını, kıyak kafayla yazmış olduğumdan filmin son sahnesindeki çok önemli bir diyaloğu es geçmişim, fakat iyi ki de geçmişim. Zira burada kullanmam çok daha açıklayıcı olacak. Bakın şimdi, filmin sonunda Stanley Kubrick bize ne diyor...
Unutmayın, filmin son sahnesi, son diyaloğu bunlar... Ve Kubrick'in bu filmde peşpeşe "tekrar tekrar" kullandığı her cümle, her kelime bir anlama sahipti, Kubrick konulu yazıda bunları incelemiştik:
--spoiler--
1 milyon ermeni ve 100 bin de kürt öldürdüğümüzü söyleyen orhan pamuk, nobel ödülü alıyorsa...
terörist propagandası yapan roj tv, nobel ödülüne aday gösteriliyorsa...
bir duracaksın, bir düşüneceksin. "lan bana neyi güzel ve modernmiş gibi kakalamaya çalışıyorlar?" diye bir sorgulayacaksın. ta insanlığını sikeyim senin eğer "elit" olacam diye kendi özüne bok atanların peşinden gidiyorsan.
kültürüne "yobaz ve gelenekçi" gözüyle bakıp, dalyarakların felsefesini "çağdaş, aydın, modern bir dünya görüşü" olarak algılıyorsan, senin ta suratına sıçayım. lapa lapa sıçayım hem de, lapa lapa...
--spoiler--
hacı, bu adam sorgulayarak, düşünerek hareket ediyor.düşünerek, anlayarak seviyor dinini, lider*ini; tıpkı bizim de yapmamız gerektiği gibi...