hitabet kabiliyeti ile beni benden alan, kitleleri peşinden sürükleyebilecek yazar. yazılarını sürekli takip etsemde miting yaparken hayal edemiyorum.
ulusa sesleniş: (bkz: kaynatasızlar) (bkz: taşşağını yediklerim)
Bu adamlar bu boku zaten şu anda da yapıyorlar. "Biz her şeye hakimiz, tüm güç bizde" mesajı vermek istiyorlar, bu yüzden kendilerini bilerek deşifre ediyorlar.
Öyle mi sizce?
Birçok şeye sahipler, birçok şeye hakimler, fakat ASLA her şeye sahip değiller.
Şunu unutmayın ki bu adamlar henüz istedikleri ölçüde her şeyin hakimi olsalardı bu korku politikasını medya yoluyla insanlar üzerinde uygulamaya çalışmazlardı.
Seni yıldırmak istiyorlar ki sen örgütlenemeyesin diye.
bahsi geçen korku politikalarına kendinin de bir çok yardımı olduğunu düşündüğüm illuminati araştırmacısı.
bazı mallar "aaa incide nick altına da girdim ben bunuun", "ben bunla mesajlaşmıştım kankamdı kaynatasız" dediği, kız düşürmek için bilgili zannedilen bu adamın üzerinden prim yapmaya çalışanlar ayrı kaynatasız* zaten.
amacın ne senin? tamam araştırdın semboller buldun. bir kaç klip, film izleyip kitap okudun hakkında. bir bilgi mi kazandık biz senden araştırmadan bulamayacağımız? korku vermek istiyorlar diyorsun. kendin "bakın böyle şeyler var hee" deyip insanların korkmasını istiyorsun sanki.
ben bir okur olarak sembol görmekten bıktım. biraz bu illuminati sikkosu hakkında bilgi ver. nasıl bir arada kalıyor bu orospu çocukları? içlerinden biri nasıl satış yapmaz? ben olsam satarım tüm piçozları. egoları tavan bir kaynatasız olduğumdan dolayı içerden çökmesi benim yüzümden olurdu. onlarda böyle bir ego nasıl olmaz? diyelim ki dünyayı en büyük tehdit edici grup bunlar. bu kadar büyüklerse içlerinden nasıl kavga çıkmıyor?
öyle "bu filmde ne buldum, yine illuminati bakın" demekle bitmiyor. tamam ben cahilim çok bir şey bilmiyorum illuminati hakkında. adamlar güçlü, adamlar paralı, adamlar oyuncuları ellerinde döndürüyor. eee bu sonuçları bana çıkarttırıyorsan sen de korkutmak istiyorsun bizi.
bahsettiğin boykotları biz italya'ya denemiştik hani. italyan malı eşyaları yakıyorduk apo'yu vermediler diye. ne oldu daha sonrasında? aaa türkiye'den kazanacağımız parayı kazanamayacaaaz hemen apo'yu verelim mi dediler? yok artık.
Toplu halde yapılmış ciddi ve büyük bir boykot, bir ay boyunca Coca Cola tüketmemek, Shell'den benzin almamak, onlara müthiş bir "biz buradayız" mesajı olur. Ve zaten onların esas çekincesi de bizim birlik olmamız... Bu yüzden bizim kültürümüzü, insanlığın ahlak anlayışını dejenere ediyorlar ki birlik olamayalım, sikim sikim görüş ayrılıklarıyla bölünelim diye...
görüş ayrılıkları hakkında da bir bok bildiğin yok. ben senden farklı düşünmesem, o benden farklı düşünmese aslında o zaman daha kolay çoban olurlar başımıza ki zaten görüş ayrılıklarıdır insanı geliştiren. biz "sikim sikim görüş ayrılık"larına düşmeliyiz. öyle tek çatı altında toplanan grubu yönetmek daha kolay olur. bir gün gelirler senin yaptığın o liderliği elinden alırlar. bize "sikim sikim" düşüncelere iterler. yönetmek kolaylaşır aslanım. sen ordan toplumu ayaklandırırken onlar ne zarar görecek? hadi burdayız dedik. yarın öbür gün yine o aptal kutusunun önüne geçip haber izleyeceğiz, film izleyeceğiz. yine ellerindeyiz yani. yapılacak tek şey herkesin kafasını kendinin çalıştırmasını sağlamak. koyun olmamak. hadi birlik olalım savaşalım hurraa. neyle savaşıyoruz aslanım? otur bir soluklan hakkında bildiklerimiz bu kadar azken, daha kimle savaşacağımızı bilmezken nasıl giyinip kuşanıyorsun zırhını? o televizyondaki kuklaların saçını başını yolmaya mı gidiyosun yani?
birlik olursak da o ünlüler gibi seni öldüremeyeceklerini mi sanıyorsun?* seni öldürdükten sonra da kurduğun bu birliği böyle internette bir yüzken daha rahat yönlendirmezler mi? yapacağımız şey birlik olmak değil. herkesin kafasını çalıştırıp kendi düşünceleri olmasını sağlamak.
"sen benim dediğimin tersini nasıl dersin ulan" diye birine karşı çıkmamalı. eğer illuminati'nin amacı bizim beyinlerimizi kullanmayıp öyle mal mal itaat etmemizi sağlamak ise karşısında senin de kurmak istediğin birlik aynı olacaktır. ***
ilginç düşünceleri inci sözlük ve avare sözlük yazarı ayrıca dedektif ruhu, insana oha amk dedirttiği gibi çaktırmadan senelerdir bizi yiyolarmış la gibi şeyler söylettiren favori sözü kaynatasızlar olan öyle bildiğin bir allahın kulu.
not: gece okuyunca bazen korkutabiliyor.
lan bi siktir git bir sen görüyorsun amına koyayım, herkes maskot herkes oyuncak he mi ?
iki videoluk internet zekanla sen bunları çözebiliyorsun ama koca koca devletleri yönetenler bunların farkında değil he mi ?
özal'ı da bunlar öldürdü değil mi ?
erbakan bu durumu biliyordu ama ses etmedi bir şey yapmadı he mi ? eceliyle öldü demi o yüzden ?
refah partisini kapatanlar kemalistlerdi madem neden akp'yi kapamadılar, isteseydiler 1250 defa kaparlardı he mi ?
bu dünya düzeni parası olanların işine geldiği gibi dönüyor eyvallah. hemfikiriz, bunu sokataki çocuğa sorsan biliyor.
ikinci dünya savaşının çıkaranlar da yahudi bankerleridr eyvallah bu bilgiye de ulaşmak zor değil. iki kitap okuyan herkes bilir, biliyoruz. ayrıca bir detay da ben vereyim, yine o dönemin iki mühim gazetesi yine zengin yahudilerin elindeydi ve biri savaş çıkarsa iyi olur, diğeri savaş çıkmazsa iyi olur şeklinde ortalığı karıştırarak mevzuyu savaşa taşımışlardır.
amaç tamamen kendilerini zengin etmekten öte bir şey değildi.
özetle bebeğim;
hani şu kurguladığın mevzular var ya herkesin ulaşabileceği yerlerde. kimseye uzak değil. bana bilmediğim bir şey söyle.
ah benim sikkom, fieldim olmadı ama. bu sefer harbiden güldürmedi canım ya.
esasında bir yazar dostumla mesajlaşmam sonrası sikkofield'e daha mesafeliyken, gelecek yazısını bekliyordum. kubrik ve eyes wide shut'la alakalı olan yazısı. çünkü bu konuyla ilgili eli yüzü düzgün bir yazı okumuştum. 2006 yılı mart ayına ait olan ingilizce blog. ve bekledim ve sikkom beni pekte yanıltmadı hani. ingilizce blogtaki hadiselerin hepsinin üstüne filmi de yorumlamış, ekstralar katmış vs. içinden sıçılmaz bir hale gelmiş, güzelim öykü. en azından aldığın kaynağı yazaydın be, kaynatacı seni.
ha bir de adamın filmlerine laf demiş ya fitil oldum. baba yönetmendir, severiz.
filmi izleyenler az çok illuminatiyi takip edenler ya da onu geçtim mason ayinlerinden bihaber arkadaşlarımız bile bu filmdeki simgeleri vs. çok iyi anlarlar. ki biz bunu kurtlar vadisinde de gördük ya.*
sonuç itibariyle; dönem dönem izlediğim, harikulade bir film.
sikkofield hic bir zaman bunların ben buldum siz bulamazsınız ezikler demedi, aksine herkesin bulabileceği şeyleri bir araya getirdim der her zaman.yaptıgı ise saygı duyuyorum ve zevkle takip ediyorum.umarım böyle devam eder dediğim yazar.
üslubu, inci üslubu, ki; illuminati vs. konularını bile gülerek okumanızı sağlıyor. aralardaki illuminati ile ilgisiz yazıları ile de soluklanmanıza izin veriyor.
söyledikleri (illuminati, zihin kontrolü, haarp, tesla-edison çekişmesi) yeni şeyler değil, hepsi başka kitaplarda ya da internette bulabileceğiniz şeyler. zaten kendisi de söylüyor. ancak sizden sadece tarafgirliği bir tarafa bırakıp bu puzzle'ın parçalarını birleştirmenizi, gerçeği (ya da olası gerçeği, tehlikeyi) görmenizi, ayık olmanızı istiyor.
yazdıklarının %90'ına katılıyorum. bize dayatılan günümüz yaşantısı gözlerimize çekilen bir perdeden başka bir şey değil. ve hakikaten, nasıl ki evrenin ortaya çıkması tesadüfler silsilesi olamazsa, bu puzzle'ın parçaları ve aralarındaki ilişkiler de tümden tesadüf olamaz. (bkz: wellcome to the real world)
ne yazdığı veya nereden arakladığı değil, ne anlatmaya çalıştığı daha önemli olan adam. ben şimdi stanley kubrick' in filminin ingilizce yorumunu mu okuyacağım saatlerce? sonra anlamadığım bir yer olacak, sözlük karıştır dur. anadilim türkçe sonuç olarak. anlatmak istenilen şeyleri türkçe okusam daha çok hoşuma gider, ilgimi çeker. bu adamın da yaptığı bu. birçok insanın farkında olmadığı şeyleri, kendi üslubuyla bize anadilimizde anlatmaya çalışıyor. üstelik kullandığı dille de kendini okutturuyor, sıkmıyor. başka kaynaktan almış, almamış sikimde bile değil. yeter ki bize bilmediğimiz şeyleri, kendi dilimizde anlatabilsin.
ayriyetten yazılara kattığı kendi yorumlarını da okursanız, boş adam olmadığını anlarsınız. okuyup, araştırıp öyle yorumluyor. ezberden konuşmuyor yani başkaları gibi. kalıplardan kurtulup, objektif bakabiliyor olaylara. " necmettin erbakan dinci yeeaaaa. kemalistler yıktı onuuuaaaa." diyeceğine, adamın ideolojisinden, masonlara karşı duruşundan, dış borcu nasıl kapattığından falan bahsediyor. yoksa adamın aşırı dinci olmasından kendisinin de rahatsız olduğunu belirtiyor zaten yazılarında.
neyse. adam güzel yazıyor. değişik bilgiler veriyor. özellikle masonluk, illuminati, atatürk ve medya dünyasıyla ilgili yazıları kesinlikle okunmalı. son olarak kendisine şunu söylüyorum umarım okur; yeni yazı yazsana kaynatasını siktiğim bekliyoruz kaç gündür. kaynatalar kovalasın taşşaklarını kopartsın senin. hadi yallah.
edit: adam bildiğin selebriti olmuş lan. inci den çıkan buz gibi selebriti.
halkımızın ekseriyeti bu konulara (siyonist, mason, illuminati, hollywood vs. vs.) yabancı olduğundandır herhalde ilgi gören bir yazar. fakat kendisini okuduğum zaman, benim bilgilerime bilgi katacak biri olmadığını anladım tek farkla, bunları yazıp da başkalarına okutturabilme becerisi takdiri hakediyor. çünkü ben çevreme bu zerzavatları anlattığım zaman, "hadi canım sende.", "başka saçmalık kaldı mı? anlat son kez dinleyelim.", "bana belgesini göster arkadaşım!" gibi saçma sapan cevaplarla muhatap oluyorum. adam haklı çünkü sıçmaya bile belgeyle gidiyor ki, belge istiyor değil mi? sonuçta şu kanaate vardım, bilge cahillere bu tür konuları anlatmayacaksın ama bu blog işi hoşuma gitti.
son yazısında evrim'e ve tasarrufa karşı görüş belirttiği için başta ekşi sözlük olmak üzere her yerde topa tutulan yazar. ilgiyle takip ettiğim birisi kendisi. belki çok bilmediğim şeyler yazmıyor; ama kendisini okutturuyor ve öyle ya da böyle insanların bilmesi gereken konular hakkında yazıyor. okunma sayısında bir artış olsun diye belki de devam ediyorum takip etmeye, bilemem. bazen bilmediğim şeyleri de yazıyor. dün verdiği adrese bir mail attım ama kontrol edip etmiyor mu bilmiyorum. neyse, konumuz bu değil ama okuyorsa burayı mailine baksın diye dedim. bugünkü yazısı en sıkıcı yazılarından biriydi doğrudur. kibiri törpülemek konusunda o kadar örnek verebilecekken neden fight club'ı seçtiğini ben de anlamadım. evrim konusundaki görüşleri bir bilim insanı olmadığı için beni çok da enterese etmiyor. fakat benim özellikle irdelemek istediğim nokta şudur ki toplumumuzun farklı görüşlere zerre saygısı olmadığını görmüş olduk. ekşi bugün kendisine kan kusuyor. neden, belli bazı konular hakkında görüşlerini sundu ve bu gönüşler beğenilmedi. ekşideki yorumlara bakıyorum anlam veremiyorum hani, son on yoruma bakıldığında görülür ne demek istediğim. eleştirdikleri adamın başka türlü düşünenlere gösterdiği saygının binde biri bile yok onlarda.
bugünkü yazısı hakkındaki görüşüm ise, evet, evrim konusunda cahil denebilecek bir eksikliği olduğu kanısındayım ama yine de yaptığı işe saygım sonsuz. fakat bu fight club yazısının gereği ve amacını anlayamadığımı da eklemem lazım, sıkıldım okurken.
Tek numarası inci sözlük seviyesinde ilgi çekici bir nick bulabilmiş olmak olan, o ortamın ilklerinden oldugundan, ortamda rakip yokken az piyasa yapinca çekilip yazmayarak, nickini şöhretini parlatmayi akıl edebilmiş inci sözlük yazarı.
--spoiler--
gerçi buna gelene kadar bir milyon tane saçmalık var dünyadaki eğitim sistemlerinde, fakat sizce ders kitaplarında neden tesla'nın değil de sürekli edison'un ismi geçer?
akp döneminde neden ilk ve orta dereceli okullarda sürekli "mehmet akif şiir yarışmaları" düzenleniyor da, hiç nazım hikmet şiir yarışması düzenlenmiyorsa işte o yüzden.
ömrü hayatımda ilk kez birinin blog sayfasına bu kadar uzun uzadıya baktım, okudum...
adamın hakkını vermekte fayda var. yazıyor bu çocuk...
lakin yazdıkları yeni şeyler değil...yıllardır bilinen komplo teorilerini kendi tarzıyla harmanlamış, ortaya da güzel bir çalışma çıkmış...vakti bol sanırım.
ama tekrar etmek gerekirse kalemi güçlü...
benim diyen gazeteci-köşe yazarı müsveddesinden daha okunabilir bir üslubu var.
soner yalçın malum cezaevinde. birilerinin bu boşluğu doldurması gerekiyordu, sikkofield de bu vazifeyi üstlendi sanırım.
