yatıyordum ki aklıma geldi kendisi kalktım, videolarını izledim.
ben bir kobe hayranıyım. kobe inanılmaz bir oyuncu. benim izleyebildiğim oyuncular içinde michael jordan'a en çok yaklaşabilen oyuncu ama hala aralarında dağlar kadar fark vardır benim için. bence bu adamı herhangi bir oyuncuyla kıyaslamaya kalkmak saçmadır.
bu adam 40 yaşında basketbola dönüp bir maçta 6 sayı attı ve tüm gazeteler efsanenin sonu diye yazdı. bir türk gazetesinin spor sayfasındaki manşet şuydu:''majestelerinin en kötü günü.'' sonra ne mi oldu? bu hayvan herif o 6 sayılık maçtan sonraki ilk maçında 51 -yazıyla elli bir- sayı attı. sonra da 40 küsür attı. bugün 50 sayı atan yok mu tabiki var. kobe 81 bile attı mesela. ama bir düşünün dünya üzerinde kaç basketbolcu kariyerinin en kötü maçını oynadıktan 2 ya da 3 gün sonra üstelik 40 yaşındayken, üstelik tüm herkes hayal kırıklığına uğramışken; nasıl bir cesaretle sahaya çıkıp sorumluluk alıp 51 sayı atabilir? kaç oyuncu bu baskıyı kaldırabilir, bu inancı gösterebilir, bu yürek kaç oyuncuda vardır? o yüzden jordan ile ilgili en sevdiğim, en beğendiğim söz şudur: ''nba'daki her oyuncunun yeteneğini jordan ile kıyaslayabilirsiniz; ama jordan'daki yüreği kimseyle kıyaslayamazsınız.''
formunun zirvesindeyken deyim yerindeyse başarıya doyup en iyisi olduğu bir sporu bırakmış adamdır. burada öylesine winner bir adamdan bahsediyoruz ki nba'de haddinden fazla başarı elde edip motivasyonunu kaybediyor. yetmiyor bir sene ara verdikten sonra yine ligi domine etmeye devam ediyor. siz hala yok lebron yok overrated. bu adama overrated demek için ya overrated'ın anlamını bilmemek yada daha önce hiç mj izlememiş olmak gerekiyor.
şimdilerde bir sürü zıpçıktı ile kıyaslanan basketbol ilahı.. neymiş kobe şu kadar sayıya ondan daha genç ulaşmış, neymiş lebron'un rebound ortalamaları daha iyimiş.. bu saçma istatistiki hesaplar eşliğindeki birebir kıyaslamaları yapanlar, şu gerçeği unutmaktadır.. kobe'nin şimdi şov yaptığı bu oyun tarzının mimarı zaten mj.. büyük oyuncular takımlarını, efsane oyuncular ise oyunu ileri götürürler.. misal vermek gerekirse gelmiş geçmiş en büyük pivot denilen, bir maçta attığı 100 sayıyla bu alana ait rekorun hala sahibi olan wilt chamberlain belki şu anda oynasa all star'a ancak seçilebilecek bir yarı yıldız olurdu.. bu onun büyüklüğüne gölge düşürüyor mu, hayır.. çünkü chamberlain yüzünden oyuna yeni kurallar getirilmiş, yeni hücumlar ve savunmalar geliştirilmiş, kısacası oyun yeni bir rotaya girmiştir.. demek istediğim wilt chamberlain'in oynadığı oyunla raef lafrentz'in oynadığı oyun bir değil.. oyunu bu hale getiren, gelişmesine neden olan baş aktörlerden biri de wilt chamberlain.. bu nedendendir ki kobe bryant ile michael jordan'ın kıyaslanması saçma olacaktır.. belki kobe, lebron ve ya dwyane wade ileride michael jordan'ın istatistiklerini yerle bir edecekler hatta ondan daha büyük başarılar kazanacaklardır.. ancak hiç bir zaman gelmiş geçmiş en büyük basketbolcu olamayacaklar çünkü zaten basketbol sporunun oynadıkları hale gelmesini sağlayan jordan'dı.. ondan önce bir guard oyuncusunun tek başına takımı şampiyonluklara götürmesi inanılacak ve güvenilecek bir şey değildi.. şimdi ise biraz artist hareket yapan bir shooting guard'a milyonlar veriliyor ki takımı taşısın.. bu çocukların içlerinden de bazen kobe gibi biri çıkıyor işte.. neymiş efendim jordan zamanında bu kadar etkili savunma yokmuş ulan bugünkü etkili savunmanın nedeni zaten o jordan zamanı.. bütün bunların dışında basketbol demek michael jordan demektir.. basketbolu dünyaya tam anlamıyla açan ve sevdiren michael jordan'ın yaptığı bir fade away şuttur, dilini dışarı çıkardığı bir smaçtır.. bu incelikteki hareketler o hormonlu lebron james öküzünün 2 kişi üzerinden yaptığı sert smaçlarla karşılaştırılamaz.. özetliyecek olursam nasıl ki metin oktay'la hakan şükür'ü kıyaslamak manasızsa, aynı kural bu sporda da geçerlidir.. belki kobe daha fazla sayı atıyor ama onun daha fazla sayı attığı bu oyunun oluşma sebebi majesteleri.. kobe ya da lebron alsın tek başlarına takımlarını nba şampiyonu yapsınlar da görelim.. *
tum zamanlarin en buyuk basketbolcusu. 17 subat 1963 te brooklyn newyork ta dogdu. asil adi michael jeffrey jordan olan bu efsane isim chicago bulls tarafından 1984 yilinda north carolina universitesinden ucuncu sirada draft edilmistir. chicago bulls formasiyla 1991-1993 ve 1995-1998 yillarinda 6 kere sampiyonluk yasayan efsane basketbolcu 6 ekim 1993 te basketbolu birinci kez birakmis fakat 18 mart 1995 te parkelere geri donmustur. 13 ocak 1999 da tekrar basketbolu birakma karari alan jordan 25 eylul 2001 de nba takimlarindan washington wizards ta tekrar oynamaya baslamis ve son olarak 16 nisan 2003 te basketbol yasantisina noktayi koymustur. nba tarihinde play off larda 33.4 ortalamayla en fazla sayi atan oyuncudur. degisik isimler ***** onun tahtina aday gosterilse de, yerinin doldurulamayacagi bazi kisiler kabul etmese de bir gercektir. o yuzden efsanedir zaten. bazen dusunuyorum da; keske en az 10 yas daha buyuk olsaydim da buyuk ustayi daha fazla seyredebileyim diye.
"" kariyerim boyunca 9000 'den fazla şut kaçırdım. neredeyse 300 maç kaybettim. 26 kere maçı kazandırmak için son şut bana verildi ve kaçırdım. hayatımda tekrar, tekrar ve tekrar başarısız oldum. işte bu yüzden başardım ""
şu anlatılır jordan ile ilgili. 3lük çizgisinden sıçrayıp smaç yapmış. bence eğer bunu yapsaydı efsane olamazdı. o zaman derdim ki bu adamın özel güçleri var ben de o kadar sıçrayabilsem ben de jordan olurdum ama öyle değil. jordan sıradan bir basketbolcuydu. tanrının verdiği yeteneğinin yanında azmi, çalışkanlığı, kazanma inancı ve isteği vardı. insanüstü özelikleri olduğu için efsane olmadı. insani özellikleriyle insanüstü oynayabildiği için efsane oldu. şu söylenir jordan için: ''nbadeki her oyuncunun yeteneğini jordan ile kıyaslayabilirsiniz, ama jordan'ın yüreğini kimseyle kıyaslayamazsınız.''
Kariyerinin son sayısını wizards - Philadelphia maçında serbest atış çizgisinden atmıştır. Jordan serbest atış çizgisine geldiğinde stadyumdaki herkes ( iki takımdanda ) ayağa kalkmış ve tezahürata başlamıştır. Majesteleri attığı 2 serbest atışıda sayıya çevirdikten sonra oyundan alınmıştır. Bu sırada müthiş bir şekilde alkışlanmıştır. Herkesi selamlayarak benchteki yerine oturmuştur. Fakat birkaç saniye sonra maç tamamen durmuş, rakip takım ve hakemler dahil herkes ona dönmüş ve alkış tutmaya başlamıştır.
