nba tarihinde ondan iyi smaç basan vardır, ondan daha iyi top süren vardır, ondan iyi şut atan vardır, ondan iyi sıçrayan vardır, ondan iyi pas veren de vardır ancak onun gibi fade away yapabilen yoktur ikincisi kesinlikle kobedir bu dalda...
"" kariyerim boyunca 9000 'den fazla şut kaçırdım. neredeyse 300 maç kaybettim. 26 kere maçı kazandırmak için son şut bana verildi ve kaçırdım. hayatımda tekrar, tekrar ve tekrar başarısız oldum. işte bu yüzden başardım ""
Bütün dünyada kendisinden daha fazla kazanmayı isteyen bir sporcu yoktur...Fasulyesine oynayalım de o fasulyeyi senden almadan eve dönmez o derece...
Winner diye bir tabir varsa eğer, hayatının tüm anında bu tanıma uyan ender isimlerden birisidir...Bobcats yerlerde sürünürken satın aldığı ilk sezon takım playoff yapmıştır...
Bobcats benchînin yanında onu alkışlarken,yumruğunu sıkarken görmek bile bir basketbolcunun gaza gelmesi için yeterli bir sebeptir...
yöneticilik kariyeri basketbolculuğu kadar parlak olmayan efsanevi basketbolcu..kendisi wizardsgm i iken başarısız draft seçimlerine * ve takaslara * imza atmıştır..fakat kendisi basketbolu ve nba i öyle bir noktaya getirmiştirki bu saatten sonra takımının başına tanjevic i bile getirse ses çıkarılmayacak kadar karizma ve itibar sahibidir.
zıplama yeteneği nedeniyle havadayken sakalı çıktığı iddia edilen efsanevi oyuncu. bugün nba bu kadar popülerse, kobe'leri wade'leri lebron'ları izleyebiliyorsak bunda onun büyük katkısı var.
yanlış hatırlamıyorsam, nba'de şu an aktif olan oyuncular içinde en iyisinin kim olduğu hakkında bir soruya "ben sadece kobe bryant'ı izliyorum." cevabını vermiş, efsanedir. onun gibisi asla gelmeyecek. sahadaki duruşu, tekniği vs. her şeyiyle ağızlar 10 karış açık şekilde izlenebilir. oyunu bu kadar estetik, bu kadar mükemmel oynayan bir başkası yok.
2 kez basketbolu bırakıp tekrar dönüyor. 98 yılından 2001 yılına kadar oynamıyor ve kariyenin son sezonu olan 2002-2003 sezonunu(39 yaşında) 82 maçta 20.2 sayı, 3.8 asist, 6.1 ribaund ile oynuyor.
daha önce de yazdığım bilr bilgiyi belgelerle ortaya koyayım;
amerika saati ve tarihine göre;
27 aralık 2001; jordan 6 sayı ile bitiriyor maçı. bu onun kariyerinin en düşük sayısı. çaylakken bile en az 8 atmış jordan. türk gazetelerine bile manşet oluyor bu; ''majestelerinin en kötü günü'' forumlarda dönmeseydi keşke vs. yorumları
iki gece sonra. kariyerinin en kötü maçını oynadıktan sadece iki gece sonra 29 aralık; 51 sayı. elli bir sayı. ve bunu yapabilen elli sayıyı geçebilen en yaşlı oyuncu.
iki gece sonra, yani 31 aralıkta; 45 sayı
daha önce yazdığım cümleleri aynen yazıyorum şimdi; kaç oyuncu kariyerinin en kötü maçını oynadıktan sonra, odasına onun posterlerini asıp ona tapan insanlar bile ondan umudunu kestikten sonra, pes etmeyip ayağa kalkabilir? bu reaksiyonu; üstelik neredeyse 40 yaşındayken, üstelik 3 sene sonra basketbola dönmüşken kaç oyuncu gösterebilir? bu irade, bu cesaret, bu inanç ve en önemlisi bu yürek kaç oyuncu da vardır?
işte böyle bir yürek dünya üzerinde gelmiş geçmiş tek bir basketbolcu da vardı ve o yüzden o michale jordan oldu. onu jordan yapan bu yürekti.
''nba' daki her oyuncunun yeteneğini jordan ile kıyaslayabilirsiniz, ama jordan' ın yüreğini kimseyle kıyaslayamazsınız.''
''eğer gözlerine bakarsanız, kaybedersiniz.''
o maçtan sonra şunu demiş**: ''kimse benim bu ligte istediğim zaman, istediğim sayıyı atamayacağımı iddia etmesin.''
bu da görüntüleri. hani belki kariyerinin en kötü maçını oynadıktan sonra rakip takım savunmamıştır diye düşünebilecekler için; http://www.youtube.com/watch?v=ye-0ghhy7uw