1992'de başlayan ve 1993'te sona eren, dünyanın çeşitli yerlerinde 69 konser ile 3,5 milyon seyirciye ulaşmış dangereous turnesi ile kazandığı yaklaşık 90 milyon doların tamamını yardım kuruluşlarına bahışlamış efsane. ilah. cennetlik insan.
bir kanalda evini gösteriyorlardı, ev değil küçük bir kasaba sanki... içeride lunapark, hayvanat bahçesi, arabalar falan...biz muhabbet kuşuna zor bakarken adamın zürefası varmış.
son 10 yılında çok fazla yıpratılan şarkıcı. onu çok üzdüler hemde çok ve onu öldürdüler. ama çok teşekkür ederiz michael bize verdiklerinden dolayı. ve senden özür dileriz sana çektirmelerine izin verdiğimiz için.
mardin'de kendisi için mevlüt düzenlenmiş, verilen yemek için birkaç küçükbaş hayvan kurban edilmiş büyük dünya starı.
ecivecivokke, ecivecivokke, eci vokke yu!
ölümünün bir gün öncesinde türkiye fan sitesine üye olduğum, o gün henüz yeni yeni tanımaya çalıştığım , fakat ertesi sabah onun ölüm haberleriyle uyandığım, "yoktur bunun üzerine müzisyen" dediğim çok çok çok büyük üstaddır kendileri... nur içinde yatsındır, seni hiç unutmayacağızdır, efsanedir, babadır, büyüktür işte büyük... anlatmak bile yetmez...
thriller, billy jean, beat it, bad, smooth criminal başta olmak üzere bir çok efnasevi şarkıya imza atmış çektiği hemen her klibiyle dünyayı kasıp kavurmuş pop'un tartışmasız tek kralı. thriller parşasına çektiği kliple bu konuda zirveyi eline geçirmiştir. kendisi zombilere bile dans ettiren adamdır vesselam.
dünyaya çok güzel şeyler bırakıp gitmiş melek. hayır bu kadar karizma bukadar para ama bir gün bile abaza gibi karı kızla görünmemiştir. hakkında çıkan şerefsizce dedikoduların neden ve niçin çıkartıldığıda biliniyor. Michael'den önce ve michael'den sonra işte dünyanın tanımı bu adam.
(bkz: king of pop)
varlığıyla dünyamı aydınlatan adamdı. iyiliğin yeryüzüne inmiş haliydi benim için. beyaz ekranın arkasından dahi bakışlarındaki sıcaklığı, içindeki güzelliği hissedebiliyordum. ölümüyle büyük bir parçamı da aldı götürdü. hissettiğim boşluğu ancak bu şekilde açıklayabilirim çünkü.
ölümünden sonra saçma sapan bir forumda (tahminen ekşi sözlük) hakkında okuduğum, "neden onun adı bir john smith bir adam sandler değil de michael jackson du. neden başka değil de o michael jackson du?" şeklinde ciddi ciddi sorulmuş soru ile aklımda kalan beyaz çikolata renkli ses sanatçısı.
süper sesler duymuşsunuzdur. süper besteler duymuşsunuzdur. enfes danslar ve dansçılar izlemişsinizdir. süper starlar görmüşsünüzdür. ama bir başka michael jackson görmediniz.
Çocukken rüyalarıma girip sabah kalktığımda ''ben bugün yine o siyah pantolon kırmı gömlek giyen çocuğu gördüm'' diye anneme anlattığım anneminde gene mi buna michael jackson aşıladınız diye aile fertlerine çıkışmasına sebep olan insandır kendisi... yaşarkende severdim ölümünün ardındanda... ne mutlu bana ki ben o michael jackson'ın burun deliklerinde yaşayan tiplerden hiç olmamışım... Onun diğer güzel yanlarını görenlerden olabilmişim hep...
Tanıdıktan sonra tek bir kusurunu bulamamak zaman zaman can sıksada onun varlığının getirilerini dünya çocuklarına adayışına hala ''O resimde aslında o hasta çocuğun başını okşarken içinden bunlar bir iğleşsin hepsini tek tek...'' diye tanımlayan nefis derecelerinin hala hayvanlık düzeyinde olduğunu kanıtlayan tipler olsada o her daim bizlere insan kelimesini yaşayışıyla yansıtmaya devam etmişti... Severdik rahmetliyide ona dairleride....