tarzıyla, müziğiyle, dansıyla tam anlamıyla yaşayan evsaneydi. ölümü taraflı tarafsız herkezi üzdüğü görülmektedir. yediden yetmişe herkesi yasa boğmuştur ölümü.
tool ve aynı zamanda da michael jackson dinleyicisi olduğum için bazı insanlar tarafından değişik yaklaşımlara maruz kalıyorum. "ahaha tool dinleyen bi insan michael jackson dinlemeye tenezzül eder mi yaa?" anlamıyorum arkadaşım ben bu olayı. tool dinleyen bi insan michael jackson dinleyemez diye bi kural mı var? he öle bişey varsa da mantığı nedir yani? "tool inanılmaz kaliteli işler yapan bir gruptur ve michael jackson gibi basit ve ucuz müzik yapan bi insanın dinleyici kitlesiyle, tool'un dinleyici kitlesi uyuşamaz" mıdır ortaya çıkan şey? bu kadar saçmalamadan önce bi durup bakmak lazım bence. yıllardır tool'un konserlerinin muhteşemliği konuşuluyor. inanılmaz bi dizaynı varmış da, akıl almaz şeyler yapıyorlarmış da bilmem ne bilmem ne.. ee gittik işte. oooooffff olağanüstü diye anlatılan sahnenin iki lazer ve dev bi perdenin ötesine geçemediğini gördük. üstelik adam şarap içmeye çalışmaktan önünü bile göremiyordu. bahane de hazırdı gerçi. turnenin son konseri türkiye'deydi ve onun rahatlığı vardı elemanlarda. oldu başka?? halbuki beni hiç ilgilendirmiyor olmalıydı turun ilk konseri mi son konseri mi olduğu. bu arada bunları söyleyenin tool'u taparcasına sevip, manyak gibi dinleyen bi insan olduğunu da hatırlatmak isterim.
bu konuda karşıma geçip de saçmalayan insanlara michael jackson'ın herhangi bi konserini izlemesini tavsiye ediyorum. belki o zaman tool dinleyen bi insana, dinlemeyi yakıştıramicağı kadar küçük gördüğü michael jackson'ın, tool'un sahne performansına, dizaynına nasıl bin bastığını, hatta bırakın tool'la kıyaslamayı, dünyada gelmiş geçmiş hiç bir sanatçının michael jackson'ınki gibi bi sahneye sahip olmadığını ve olamicağını anlar diye. he bi yüz yıl sonra michael jackson gibi bi adam daha çıkar belki onu bilemem. bahsedilen iki isim birbiriyle çok alakasız. kıyaslamaya çalışmak bile çok aptalca ama kendi içinde bu düşünceye düşmüş insanlar için bunu yapmak zorundaydım ne yazık ki. kısaca demek istediğim; tool ve michael jackson'ın dinlenmeye ve hayran olunmaya değer farklı yönlerinin bulunduğu.
bu arada this is it belgeseli için hepsiburada.com'dan önsipariş verebilirsiniz. "this is it."
ölümünün üzerinden tam 7 ay geçti. tam 7 ay önce yine bu saatlerde almıştım ölüm haberini. acısını unutmak için videolarını izlemeyi kendime yasakladım uzun süredir. bu sefer de derin bir özlem sardı içimi. d&r da gezerken birden çalmaya başlayan bir şarkısına bile dayanamayıp kendimi dışarı attım. bu nasıl bir saçmalık diye kendime kızıyorum ama yine de olmuyor, ya acı çekiyorum ya özlüyorum onu. ötesi yok.
öldüğüne inanmadığım kişidir.
michael'in ölüm haberinden birkaç ay önce cilt kanseri olduğu açıklandı.
ancak basına yansıyan son otopsi raporuna göre kanserle ilgili hiçbir bir bulgu yoktu.
vücudunda dövmeler olduğu söylendi ki mikrop kapmaktan bu denli korkan birinin dövmesi yoktu.
cenaze töreni tam bir sirk havasındaydı ve tabut kapalı olarak yapıldı.
basında ölüm haberiyle ilk çıkan sedyede ki resimleri 90'lı yıllarda ki haline benziyordu.
helikopter ile hasteneye giderken çekilen görüntülerde sedyede ki kişi hareket ediyordu.
cinayet olduğu kesinleşti ama doktor aylardır tutuklanmıyor.
tüm bunlar kötü bir senaryo gibi.
ya da ben ölümünü kabullenemediğim için bahaneler arıyorum.
dunya'da kral sifati sadece bir insana layik gorulseydi o Michael Jackson olurdu.
Efsane kelimesinin ismi yaninda bayagilastigi insan. henuz 4-5 yaslarinda olmama ragmen ismini o kadar cok duymamdan oturu yillar sonra yuzunu gorecek olmama ragmen hayran oldugum "ilk sempati duydugum yabanci isim" im sahibi.
Eger bugunki adimi degistirmem gerekseydi kesinlikle michael olmasini isterdim.
michael jackson'ın kasık avuçlaması hareketini yapıyordum evdekileri güldürmek için ve gayet de komik bir taklidiydi.
kahkahalar arasında annem soruyu sordu, 'niye adam böyle bi hareket yapıyormuş acaba?' anneannemden cevap gecikmedi.
- şımarıklıktan.
+....
milyonlarca hayranı olan adama anneannemin bakış açısı beni gülmekten öldürdü.
anneanneler çok yaşasın, yorumlarıyla...
çocukluğumdan beri adını duyarım, bilirim böyle bir sanatçının varlığını. zaman zaman şarkılarının güzelliği ile, zaman zaman yaptırdığı estetiklerle bir şekilde takipçisi olmadığım halde adını duyurdu bana. arkadaşlarımdan, çevremdeki insanlardan. michael jakson diye bir sanatçı var evet, ama bu yaşıma kadar ya da öldüğü güne kadar ben bu adamın şarkılarını dinlerdim ama sadece radyoda denk gelirse ya da orada burada denk gelirse. takipçisi falan değildim. 2009 yılının haziran ayında bu adamın ölüm haberi duyuldu. çocukluğumdan beri var olan kahraman ölünce bir garip oldum. sonra yavaş yavaş internetten konserlerine,bugüne kadar yaptığı şarkıları dinlemeye başladım. şarkıları çok güzel gelmeye başladı. böyle ne bileyim coşturan, hakikaten içen söylendiği belli olan şarkılar. hele ki konserlerini izlediğimde... ben böyle bir seyirci coşkusu görmedim. olamaz böyle bir seyirci böyle bir sevgi. onca kişinin böylesine sevdiği bir insan benim nasıl dikkatimi öldüğü gün çekti oysa tanıyordum biliyordum böyle bir adamın varlığını. istediği şeyin peşinden koşan ve elde eden bir adam bu. çabalayan, çalışan, seyirci karşısında kendisini mutlu hisseden, içten şarkı söyleyen, ekol olacak kadar efsanevi bir dans yaratan bir sanatçı. gerçek bir sanatçı. şov yapmak için yaratılmış bir sanatçı. yeri dolmayacak bir sanatçı. evet o bir gerçek sanatçı.
hayatı boyunca sanat adına yenilikler saçmış bir çeşit güneştir ama yakıcı değildir.10.000faktörlü güneş kremi kullanmak yeterli olacakır.gerçekten milyon ve milyoncukları kendisine hayran brakmış avatarımda resim olmayı hak etmiş çok sevilen bir şahsiyettir.