- olm cine5'i aç.
+ ne var abi hayırdır.
- aç lan işte bak ne var.
+ ehe moonwalker, vay be.
-ne günlerdi ya, ne geyiği yapılırdı. ayakkabısının altında mıknatıs, sahnede terlememek için elbiselerinde özel soğutucu varmış, sahneye bazen dublörü çıkarmış...
son bir kaç gündür, 80'ler ve michael jackson nostaljim böyle başladı. beat it, billy jean, smooth criminal, jam, scream ve tabi ki dirty diana... öldüğü gece; smooth criminal'i dinledikten sonra televizyonu açtım ve karşımda nal gibi michael jackson öldü yazısı... iki dakika önce figürlerini, hakkında yaptığımız geyikleri düşünüp, en baba şarkılarını dinlerken aniden öldüğünü öğrenmek haliyle koydu. ancak eğlenceli başlayan nostaljimi bu acı son vesilesiyle bitirmedim. michael jackson, sahne şovları, şarkıları ve danslarıyla döneminin en büyük megastarıydı. ama ben daha da ileriye götürüyorum. elvis ile beraber dönemini de aşan gelmiş geçmiş en büyük stardır micheal jackson. ölümüyle beraber bir dönem kapanmıştır. artık abudik gubidik pop starlarla idare eden etsin. ben edemiyorum. hatta itiraf ediyorum techno müziği de özledim. şimdi de metallica'nın eski şarkılarıyla, 2 unlimited'den tribal dance ile no limit dinliyorum. nostalji yapıyoruz diye umarım onlardan da kimse ölmez. maşallah dediğimiz 5 dakika yaşıyor.
sadece uludag sözlükte değil dünyada şok etkisi yarattı denilmemesi ve kendi haline bırakılması gereken kişilerin söylemi çünkü şok etkisi diyenler kendileri şaçma sapan başlıklarla gündeme getirmeye devam ediyor.
edit: adam ölmeden once çoğu kimsenin unuttuğu ölünce yeniden üzerinden para kazanılmaya başlanması yüzünden kör ölünce badem gözlü olur yazmıştım ama anlaşılmayan entry olarak oylayan yazara buradan sesleniyorum bende seni anlamıyorum seri şekilde eksi oy veren o yazarada selamlarımı iletiyorum.
su yataklarında mı yatmadı ölmemek için, steril olma konusunda obsesif mi davranmadı vücuduna en ufak bir mikrop bile girmesin diye... amacı 120 yaşını görmekti. takıntıları yüzünden hayatını yaşayamadığını düşünüyorum. ben kumda oynadım ölmedim. ben eve giremedn kıyafetlerimi çıkarıp dezenfekte olmadım. hangimiz böyle yaşadık ki? uzun yaşamak adına kasıntı kasıntı yaşayıp sayısını kimsenin bilmediği kadar estetik ameliyat oldu. demekki ne kadar kasarsan kas tanrı ölmeni istediğinde ölüyorsun.
- pedofili olduğu yönünde söylentiler (iki kez çocuk istismarından dava açıldı)
- aşşağılık kompleksi oluşu (michael calvin röportajında siyah oluşunu aşağılık bir durum olduğunu söylemiştir)
- çocuklarının(!)* psikolojisinin çok bozuk olduğu söylentileri ( çocuklara bebekliğinden beri maske ile dolaştırıp, kimseyle arkadaşlık kurdurtmaması)
- geçirdiği tonlarca ameliyat
ha tabi birde
- thriller gibi muhteşem bir albüme imza atmıştır.
yerinde dolduralamayacak bir boşluk bıraktı. bir dönem kapandı denilebilir.
(bkz: hızlı yaşa genç öl)
beklenmeyen birşey değildi lakin son konser dizisini tamamlaması sevenleri adına nirvana olabilirdi. sağlık yönünden çektiği eziyet sona erdi en azından.
müslüman oldugunu düşünüyorum, kardeşimizdir, kandil gecesi vefat etmiştir, allah rahmet eylesin.
acınası bir hayattan sonra islam ile şeref bulan bu insan ibret vesilesidir, sıkıntıları tamamen bitmiştir.
bu vesile ile ögrendim ki, aslında o gösterildigi gibi beyaz olma manyagı degil, "vitiligo" isminde teninde beyaz nktaların çıktıgı bir hastalıkla mücadele için estetik ameliyatlar yaptırmıştır, herşeye ragmen dünyayı sallamış, sonunda da islam la şeref bulan bir yaşamı noktalamıştır, şimdi rabbine kavuşmuştur, dünya sürgünü bitmiş bir kardeşimiz dahadır.
duyunca anlamadığım bir şekilde üzülmeme neden olan durumdur. önce bir inanmama hali, sonra nasıl ölür o Michael jackson.. deme durumu. mantıksız. sanki adam babamın oğlu ve ölümsüz. efsanedir, yaratıcıdır, farklıdır. unutulmayacak kişilerden biridir. işin kötüsü 25 yıllık ahir ömrümüzde konserine dahi gitme fırsatını bulamadan ölüp gitti adam.
bazı insanların ancak öldükleri zaman anlarsınız siz de nasıl bir etki bıraktığını, hayatımın hiçbir döneminde michael hayranı ya da fanı olmamama rağmen ölümü oldukça üzdü beni, onun parçalarıyla geçen ne de çok anım varmış meğer, umarım gittiği yerde huzur bulur.
öldügünü sözlükten ögrendigim üzücü olay. bazi kisilere para yedirmedi diye hakkinda cikmayan dedikodu kalmadi, tazminat üstüne tazminat ödedi, birileri tarafindan satin alinan insanlara. simdi ise o büyükler adamin ölüsünden dahi para kazanacaklar gibi geliyor. hadi hayirlisi.
müslüman olarak ölmekte nasip oldu, allah rahmet eylesin.
daha bir hafta önce eski şarkılarını birden hatırlayıp dinlediğim , konseri olsa da gitsem keşke dediğim ölümünü duyduğumda çocukluğumda izlediğim kliplerinin hepsinin gözümün önünden geçtiği kişi.
şarkıları daha bir hüzün hatırlatacaktır belki bundan sonra.kimse albüm rekorunu kıramayacak.siyah olmayı sevmeyen siyah adam.tek eldivenli beyaz kara adam.hoşça kal.
benim gibi bir frenk kültürü düşmanı üzüldüyse,varın gerisini siz düşünün.orhan gencebaydan sonra bir zamanlar en çok dinlediğim kişiydi.evet o kral bir sanatçıydı.
michael jackson'ı iki yönlü olarak ele alabiliriz;
1. sanatçı kimliği
2. sosyal kimliği
sanatçı kimliği olarak michael; dünya'da üst düzey bir sanatçıydı. albümleri bütün dünya'da milyonlarca sattı ve şarkıları dillere dolandı. mesela they don't really care about us şarkısının nakaratını bilmeyene kız vermezlerdi, diycem ama abarmış olacak. son yayınladığı number ones ve thriller 25 gibi eski parçalarından oluşan albümleri bir yana koyarsak michael'in sanatçı kimliği zaten ölmüştü. yeni bir albüm, yeni şarkıları yoktu, muhteşem sahne performansları mazide kalmıştı.
sosyal kimlik olarak michael; gazete manşetleri ve televizyonlarda görüldüğü kadarıyla pek matah bir profil sergilemiyordu. çocuk tacizi skandalları, kendi bebeğini kameralar önünde camdan sarkıtması gibi. sorunlu bir yapısı olduğu ortadaydı. popülerliği ve üretkenliği yitirme kendisinde bazı olumsuz etkiler göstermişti.
kısacası michael jackson sanatçı olarak zaten ölüydü, bu kimlikle insanlara verdiği hiçbir şey kalmamıştı.
ölümü; zaten unutulmuş olan michael jackson'ın sadece her yıl, ölüm yıldönümünde hatırlanmasına yol açacak. senede bir gün...
dün belirsizdik....ama gercekten ölmüs lan michael...herhalde fazlaca tanrilastirmisiz kendisini ki, ölümü yakistiramiyoruz.
biz kendisini cok severdik, ve bugün cuma´ya gittigim de kendisi icin bir fatiha okuyacagim.
ama insani acidan bakinca, insandir ölecektir. herkes ölecek. kimi ne zaman alacagina karar veren merci "emanetini almaya bir melegini gönderene kadar" hepimiz buralarda böyle takilacagiz, sonra gelip "hadi bakalim senin de siran geldi" diyecekler, "tamam abi" diyip cekip gidecegiz.
wunderland diye saraylarimiz da olsa, nasil ciplak geldiysek öyle ciplak gidecegiz.
kalan da "sadece hos bir seda" olacak...tipki michael´dan bize kalan gibi.