parkinson hastalığını azmiyle yenen aktör, kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi aktörler arasındaydı. kariyerinin en önemli kısmında ne yazık ki bu hastalığıyla uğraşmak zorunda kalmıştır. filmleri;
Kayıp imparatorluk (Atlantis: The Lost Empire) 2001
Çılgın Marslılar (Mars Attacks) 1996
Geleceğe Dönüş 1 (Back To The Future 1) 1985
Geleceğe Dönüş 2 (Back To The Future 2) 1989
Geleceğe Dönüş 3 (Back To The Future 3) 1990
scrubs dizisindeki rolüyle her zaman ki gibi usta mizacını diziye yansıtmıştır.*
back to the future serisinde çok başarılı bir oyunculuk sergilemiştir kendisi. filmde doktorun sürekli tekrarladığı marti, marti sözü yüzünden ismini asla unutamayacağım kişilik.
geçen gün televizyonda bir röportajını görüp cidden üzüldüğüm adamdır. hastalığı malesef baya ilerlemiş hatta konuşmasını etkileyecek kadar pençesine almıştır kendisini. oysa ki biz onu hep marty mcfly karakterindeki haliyle hatırlamak isterdik.
kendisi benim çocukluk kahramanımdır. hayranlığım back to the future serisi ile başlamıştı. yekta kopan ın sesini onun sesini zannettiğim zamanlardı. daha, ciddi filmler izleme tecrübem yoktur. basit, aile filmleri hakimdi. artık zamanıdır diye düşünür ailem. star tv, daha star 1 zamanlarıdır. parlament pazar gecesi sinema kuşağının olduğu zamanlar. yatmadan evvel oturur ve izlerdim bu kuşaktaki bütün filmleri, hiç kaçırmazdım. işte yine böyle bir gecede, babamın zorlamasıyla, oturulur ve bu film izlenmeye başlanır. ailem nereden bilebilirdi ki; benim o geceden sonra, şu yaşıma kadar o filmleri, defalarca ve defalarca, repliklerini ezberleye ezberleye izleyeceğimi. olur, insanlık halidir.
işte o filmlerin baş kahramanı; marty mcfly. ağzıma pelesenk olmuş repliklerin kahramanı; "doktor, doktor!!", "kimse bana tavuk diyemez!"... bende; onun filmlerinin yeri, hep çok ayrıdır. hepsini izlemeye, takip etmeye çalışmışımdır. dizilerini de izlemişimdir. kısa boyludur belki, ya da çok çocuksu bir yüzü ve sesi olabilir, ama o benim gözümde dev gibi bir aktör, bir örnekti. onu hep öyle olacak diye düşünecektim...
gel zaman, git zaman; bir gün gazatede, spin city dizisinden, bir rahatsızlığı sebebiyle ayrıldığı haberini okudum. başta pek anlayamadım nesi olduğunu. herhalde ağır değildi. ama ne zaman, o yeni haberi okudum, hastalığının asıl sebebini öğrendim, işte o zaman; tanımadığım, yabancı bir insan için ilk kez göz yaşı dökecektim. ikincisi; superman* öldüğü zamandı...
işte; artık sinema dünyasından bir yıldız daha kaymış, kariyerini, belirsiz bir zamana dek askıya asmıştı...
hastalığının tedavisi zamanı boyunca, ne zaman bir haber görsem hakkında, gözümü çevirir, bakmam, kanalı çevirir ya da duymamazlıktan gelirdim. çünkü, onu hep bildiğim haliyle hatırlamak istiyordum. ama bir zaman geldi, kendisi hakkında bazı haberler okudum... içim cız etti. kendisine; "hastalığını, bir prim yapma aracı olarak kullandığı, numara yaptığı, kurduğu vakıflardan cebine para attığı" gibi türlü türlü suçlamalarda bulunuyorlardı. şaşırdım... üzüldüm... artık zamandır dedim, açıklama yaptığı bir videoyu izleyecektim. youtube dan buldum o görüntüleri. izledim. gayet güzel bir konuşma ile hepsini reddetti. ancak, onu hasta haliyle ilk kez görmüştüm. titriyordu... sarsılıyordu... sesi gidip geliyordu... ama; o yine de dimdik ayakta, kendisini savunuyordu. rahattı, gocunmuyordu, özgüvenliydi, ama en çok da; gerçek bir insandı. yine ağlıyordum... ona "fake" diyenler utanmalıydı...
back to the future serisi bile onun efsane olması için yeter.ne yazık ki içinde bulunduğu durum bizim onu izlememizi engelliorsa da o gerçek bir efsane.
aynı christopher reeve gibi, bir anda tüm dünya tarafından tanınmış başarılı bir oyuncu iken, şanssızlıklar sonucu işinden ayrı kalmışır. reeve'nin durumu çok daha kötüydü tabii ama bir oyuncu için vücdunu etkili bir şekilde kullanamamak, derecesi ne olursa olsun acıdır sanırım.
geleceğe dönüş serisinde bir sürü bir sürü karakter canlandırmış aktör. bir kere geçmişte, gelecekte ve şimdiki zamanda kendini canlandırmıştır. sonra gelecekte kendi yaşlı halini ve de oğlunu, ayrıca da dün akşam fark ettiğim kadarıyla kızını da oynamıştır. 20 yıllık filmde bu detay, oyuncunun yüzüne zoom yapılması ile* ilk defa gözüme çarpmıştır. bir de adındaki j tamamen karizma yapmak amaçlı imiş, bi açılımı yokmuş.*
Michael J. Fox Parkinson Araştırmaları Vakfı aracılığıyla hastalığın tedavi araştırmalarına destek veren, 2000-2006 yılları arasında vakfı için 78 milyon dolar gelir toplayan aktördür.Fox'un vakfı, özellikle Parkinson'un erken teşhisine yönelik çalışmalara destek vermektedir.
geleceğe dönüş filminden başka bir filmini izlemesem de, kanımın ısındığı aktör. o filmdeki o rolü ondan başka kim canlandırabilirdi onu da hiç tahmin edemiyorum. sanki gerçekten, zamanda yolculuk eden kıpır kıpır bir genç gibi. parkinson hastalığına yakalandığı aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyor, içim burkuluyor. onu öyle görünce... gerçekten üzülüyorum, gözlerimi boşluğa çevirmekten kendimi alamıyorum.
geleceğe dönüş filminden sonra bitmiş aktördür. çok başarılı olabilecek,sempatik birisi olmasına karşın hastalığı ve kem bahtı yüzünden hak etmediği bir yerdedir.