aşırıdır. adamlar bir görüşelim diyor. onların düşündüğü gibi düşünmezsin, ona eyvallah. ama kendi fikirlerini, "çözüm önerilerini söylersin" (muhalefetin yapmadığı da budur, hiçbir konuda... o yüzden türkiye'deki siyasetten nefret ederim).
evet, önerilerini söylersin çünkü 25 yıllık bu yara kapanmış gibi duruyor mu sence?
1989'da raporlar hazırlayıp şimdi "ondan farklı düşünmüyoruz biz canım" demek de ayrı bir komedidir.
"allah etmesin ya gerçekten terör biterse, ya kan dökülmezse biz kimi ajite ederek oy isteriz" diye korkmalarından ötürü gösterdikleri tavırdır.
bilindiği üzere mhp'nin kendini yırtmaktan başka hiçbir çözümü yoktur. adam sana gelmiş diyor ki ne yapalım... çözümün içinde olmayacaksan çözümsüzlük istiyorsun demektir.
olması gereken tavırdır . geç kalındığı anda ülkeyi kargaşadan geri çevirmek mümkün olmayabilir . başlangıçta yön vermek ya da fikir beyan etmek her zaman olduğu gibi yine en doğru olandır .
haklı bir tavırdır.Ne üdüğü belirsiz açılımı destekeyip; ''annem babam da destekliyor, biz ailecek çok seviyoz açılımı ''demek ne kadar doğru ise karşısında durmak ta o derece uygun bir davranıştır.
Mhp'nin "en büyük lideri" alparslan türkeş'in zamanında olan bir açılıma gösterdiği tavrın aynısıdır. yaratıcılık ve düşünmeden uzak taklitçilik ve beleşçiliğin resmidir.
birilerinin koyması gereken tavırdır ve mhp bu tavrı haklı bir şekilde göstermiştir fakat mhp olarak bu konuda sadece bağırmak çağırmak yetmez daha akılcı bir politika ile olaya yaklaşmalı ve tavrını hem halkın dili ile hem de siyasi dil ile göstermelidir.bazılarının gösterdiği yol haritası kabul edilemez hele de 30.000 kişinin ölümünden suçlu bulunup hapiste yatan birinin.
nasıl ki akp hükümeti kendi tabanına türban konusunda çok kararlıyım tavrı gösterip sonradan gücümüz yetmedi söylemleri geliştiriyorsa, bahçeli de kendi tabanına biz sonuna kadar karşı çıkacağız mesajı veriyor. birbirinden farkları yok.
aman tabanım, canım tabanım memleketi düşünen kim?
kendileri açısından tutarlı ve haklı bir tavırdır. taraf'ın manşetine bakılırsa kürtçe ana dilde eğitim olacakmış. bu zaten bölünmek demek o nedenle dağa da çıksa haklı adamlar. alenen sivil darbe yapılıyor, ülkenin kuruluş prensipleri tasfiye ediliyor. bunu devrimle yaparsan ok, ama bu şekilde olmaz zira kurucu iktidar ve kurulu iktidar farklıdır.
fasizmin doruklaridir, reklamin kralidir ayrica. a be guzelim bir dunya asker bir dunya gerilla vefat etmis baris olmadan karsilikli gorusup konusulmadan nasil duracak bu kan ? masaya oturmadan baris mi olurmus ? ne 30 yilini bu ise adamis pkk biz silah biraktik der ne de 30 yilini bu ise adamis türk ordusu tamam bitti der. hic mi dusunmezsin bunu ? birakinda su fasistligi artik kardeslik olsun yahu yetmedi mi hepimizin cektigi cile ? bir anne düsünün bir oglu türk ordusunda bir oglu pkk'de yazik günah degil mi ? valla tüm sinirlerimde alt üst oldu.
edit: bu hiz ile okuyup eksileri dayamaniz harikasiniz canlar harika.
evvela düşük yoğunluku çatışmanın niteliği hakkında birşeyi belirtmek gerek. düşük yoğunluklu çatışmada amaç hiçbir şekilde silahlı güçle bir şeyler elde etmek değildir. türkiye'nin 30 yıldır içinde bulunduğu bu çatışmada silah alıp ayaklanan tarafın temel amacı karşısındakini bıktırmak, ve isteklerini bu yolla elde etmektir. bu nedenle çok uzun ve ara ara düşük yoğunluklarla seyreder. zaten pkk'nın elindeki silah gücüyle devlete birşey dikte ettiremeyeceği çok açık. bunun en iyi bilen pkk kadroları.
şimdi açılım meselesine gelelim. mhp'den ne bekleniyor? ortada olmayan, içeriği belirsiz, belki de belirli fakat gelen tepkilerden korkulduğu için açıklanmayan bir paket var. tamamen müphem.
çok popülist ve pkk jargonunda da bir hayli yer edinmiş bir söylem var. analar ağlamasın. e tabi analar ağlamasın, bunun aksini isteyebilecek kimse yoktur zaten. fakat bu ülkede bunca yıldır ağlayan binlerce şehit anası var. şimdi, siz çözüm olacak derken, pkk'nın tamda planladığı gibi, bu çatışma karşısında bıkkınlık gösterip, pkk'nın da çok iyi bildiği gibi, silahla elde edemediği ve edemeyeceği isteklerini silah bırakma karşısında veririseniz, siz bu düşük yoğunluklu çatışmayı kaybetmiş olursunuz. analar ağlamasın, keşke bunun gerçek olduğu bir dünyada yaşasaydık. ama kimse kusura bakmasın, bu zamana kadar ağlayan şehit anasına da boşuna ağlamaşsın sen ya, adamlar ne istediyse veriyoruz biz diyemezsiniz.
eğer devlet gereken kararlığı gösterirse, bu ülke şehidiyle gururlanan bir ülkedir. en nihayetinde ebedi hayatı kazanaması yönüyle de bakan göze göre kazançlıdır. fakat, siz gereken kararlığı göstermezseniz, son beş yılda ortaya çıkan "vatan sağolsun diyemiyorum" diyen şehit anaları bu sürecin doğal sonucudur ve kimse onları yadırgayamaz.
şimdi, çözümünüz nedir, nasıl bir yol izleyeceksiniz? meşhur atasözüdür, klavuzu karga olanın burnu boktan çıkmazmış. sen siyasi muhattaplarından önce, kerameti kendinden menkul 15 tane adamı akademide toplayıp bir yol haritası edin kendine. bu millete yol gösterecek olan bu 15 tane aydın geçinen insan mıdır? bunların filizlendiği topraklarla bu ülkenin insanının toprağının aynı olmadığı su götürmez bir gerçek. her fırsata %47'ye vurgu yapan bir parti olarak bir de bu insanların meşruiyetlerini halka sormak gerek, sonucu kestirmek çok güç olmasa gerek.
mhp'nin varlık sebebini bu meseleye dayandırmak ise gülünç. mhp geleneği bu meselenin ortaya çıkmasından çok daha önce ortaya çıkmış bir harekettir. mhp kendisine her türlü şartlarda siyasi arenada yer bulur. mhp'nin iktidara oynaması parti tarihinde çok fazla bir yer kaplamaz, şurda on beş yıldır en fazla bu oyları alabilen bir parti mhp. gerekirse oy almadan ama bildiklerini söyleyerek bu yolda devam edebilecektir. bu durum mhp'ye yabancı değildir.
not: mhp'yi idamın kaldırılmasında mütemadiyen günah keçisi olarak öne sürenlere:
mhp vekillerinin idamın kaldırılmasına hayır oyu verdiklerini,
idamın kaldırılmasına evet diyenlerin 41 tanesinin bugün akp kadrolarında yer aldıklarını,
akp'nin kurucu üyelerinden mehmet dengir mir fırat'ın meclis kürsüsünden "asamadınız, asamayacaksınız, asamazsınız" diye haykırdığını,
yerel seçimde chp ile yaptıkları ortaklıktan sonra artık ağzıyla kuş değil hani şu uçan dinazorlardan yakalasalar ne fark eder diye isyan ettiren durumdur.
içinde bulunulan tabloda ülke bütünlüğünün sağlanmasına zerre kadar paysahibi olmayan akp'nin yine ülkemiz açısından yaptığı en büyük belkide bir onlar kadar en aşağılayıcı bölünmeyi hızlandırma hareketidir.Ama unutulmasın ki her ne kadar sessiz kalan bu aciz halkımız bir gün bu farkı görüp tokadı rte'nin ensesinde patlatacaktır! allah türk'ü korusun ve yüceltsin!*
