bugün gidip selam verdiğim standdır. standda gözüme çarpan çok kötü ruh süren orta yaş ablalar oldu ilk etapta. o sırada yaşı ilerlemiş bir ablamız standdakilere dönüp bizi hayal kırıklığına uğrattınız diyince ben de söz hakkı almak istedim. sonrasında ruju çok yanlış anlamış ablayla aramızda şu diyalog geçti.
u.k: neden evet diyorsunuz?
rçyaa: siz neden hayır diyorsunuz?
u.k.: benim hayır deme gibi bir durumum yok henüz. ama sizin evetçi olduğunuz aşikar. sebeplerini söylerseniz ben de evetçi olabilirim belki.
rçyaa: meral akşener de hayır diyordu bakın vatan haini oldu.
u.k: bu yüzden mi evet demeliyiz.
rçyaa: hayır, daha güçlü bir türkiye için evet demeliyiz.
u.k.: mesela şu an türkiye'nin güçlü olmasını engelleyip 16 nisandan sonra ortadan kalkacak ne var?
rçyaa: şu an sistem zaten değişti. doğmuş çocuğun adını koymaya çalışıyoruz.
u.k: peki hangi maddelerin değişmesi sizce çok önemli?
rçyaa: hepsi
u.k: mesela bütçeyle ilgili anayasa değişikliği ne getirecek biliyor musunuz?
rçyaa: hayır.
u.k: o zaman bildiklerinizden biri hakkında konuşup beni ikna edin.
rçyaa: kem küm
u.k: siz, bu referandumda oylanacak maddeleri biliyorsunuz değil mi?
rçyaa: evet
u.k: heh, işte o zaman bütçeyle ilgili değişiklik hakkında ne düşündüğünüzü söyleyin bana
rçyaa: onu bilmiyorum.
u.k: o zaman siz hangi maddelerin ne şekilde değişeceğini bilmeden eveti savunuyorsunuz
rçyaa: hayır hepsini biliyorum
u.k: peki iyi günler.
yatacak yeri olmayan bir adamdır devlet bahçeli benim gözümde. peşinden sürüklediği biatçı kurtçukları da en az kendi kadar vasıfsız.
edit: ruj yerine ruh yazmışım. ne kadar aptalım. en iyisi abladan özür dileyip evet cephesine geçeyim. bu beyinsizlikle yapabileceğimin en iyisi bu.