mhp nin idamın kaldırılmasındaki rolü

entry8 galeri1
    1.
  1. ekonomik kriz sonrası dsp mhp anap koalisyonu erken seçim kararı aldı.

    seçim kararı alınmasına rağmen o günkü hükümet apar topar avrupa birliği paketlerini meclisten geçirmeye başladı.

    o sıralar hükümet apo nun idamını ertelemişti: https://galeri.uludagsozluk.com/r/39931/+

    ardından ab uyum paketi meclis adelet komisyonuna getirildi.

    o sırada dsp den kopmalar olmuştu ve meclisin en büyük partisi mhp idi.

    ak parti o dönem 50 vekile sahipti ve paketten idamın kaldırılması maddesinin çıkarılmasını istedi.

    mhp bu teklifi reddetti. "halk kimin evet, kimin hayır diyeceğini görmek istiyor" dedi

    ve mhp nin isteği ile paket adalet komisyonundan olduğu gibi geçti.

    mecliste yapılan oylama sonucu ise mhp ve ak parti ret oyu kullandı, ancak idamın kaldırılması meclisten geçmiş oldu.

    --spoiler--
    TBMM, haftalardır tartışılan idam cezası konusunda Türkiye'nin geleceği için umut veren bir karar alarak, MHP ve AKP'nin muhalefetine rağmen idam cezasını kaldırdı.
    --spoiler--
    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=45344

    işin özü: komisyonda çoğunluk olan mhp, komisyonda paketten bu maddeyi çıkarmamış, idamı göz göre göre kaldırtmış, mecliste de ret verip seçim politikasını bunun üzerine oturtmuştur.
    5 ...
  2. 2.
  3. tartışması hala devam etmektedir.

    mhp li zamanın milletvekili rahmetli mehmet gül, bahçeli'nin vekilleriyle yaptığı toplantıdan sonra mhp'nin komisyonda idamın kaldırılması yasasını paketten çıkarmaması ile, ağlayarak komisyondan çıkar ve "apo'yu affetmek bize mi nasip olacaktı" der...

    --spoiler--
    Bahçeli'nin tasarının komisyonda görüşülmesine sırasında MHP'li milletvekilleriyle iki saat ikna toplantısı yaptığını savunan Elitaş, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ve bazı MHP'lilerin laf atması üzerine "Eğer rahmetli Mehmet Gül mezarından çıksaydı, onun karşısında utanırdınız. Mehmet Gül, Adalet Komisyonunu ağlayarak terk etti. Kaderin cilvesine bak Apo'yu affetmek bize nasip olacakmış diye ağlayarak gitti. Sizde hakkı var Mehmet Gül'ün... Onun hesabını nasıl vereceksiniz" karşılığını verdi. Elitaş, elindeki tutanaktan idamın kaldırılmasına ilişkin düzenlemeye ret ve kabul oyu kullanan milletvekillerinin isimlerini tek tek okumaya başladı. MHP’li milletvekillerinin tepki göstermesinin ardından Akşener birleşime ara verdi.
    --spoiler--

    http://www.ensonhaber.com...li-vekilleri-sayinca.html
    1 ...
  4. 3.
  5. komisyonda apo'nun kapsam dışı bırakılması konusunda bir akp milletvekili önerge verir ancak komisyonda bulunan üyeler devlet bahçeli'nin odasına çağrılırlar ve bir daha geri dönmezler. böylece o önerge yeterli çoğunluk olmadığından komisyonda görüşülmeden oylamaya iner. *
    3 ...
  6. 4.
  7. RADiKAL, (1 Ağustos 2002) MANŞETTEN VERDiĞi HABER:

    --spoiler--
    MHP'nin iDAM OYUNU

    1 ağustos 2002 de Radikal gazetesinin manşetten verdiği haberde bu oylmanın bir önceki alt oylamasının yani yasanın meclise gelmeden önce tasarı halinde görüşüldüğü ve oylanarak tasarının üzerinde değişikliklerinden yapılarak meclise sevk edildiği "MECLiS ADALET KOMiSYONU" nundaki oylama ile ilgili bir haberde ise şöyle deniyor:

    "31 Temmuz 2002 de toplanan Meclis Adalet Komisyonunda AB uyum yasaları paketinin içine yerleştirilmiş olan "iDAM CEZASI"nın kaldırılması hükmünün Uyum yasaları paketinden çıkarılması için 3 AKP komisyon üyesi önerge verdi. Bu önergeye `3 DYP millet
    vekilive1 MHP milletvekili destek vermesine karşın önerge 7'e karşı 12 oyla reddildi. Komisyondaki6 MHP li vekilden 5'i ise red oyu` kullandı.Böylece yasa teklifi DSP,YTP,ANAP ,SP ve MHP li vekillerin kabul oyu ile meclis kuruluna geldi.

    Dünki meclis genel kurulunda yapılan oylamada ise 114 MHP milletvekili yasa için RET oyu kullandı. 29 AKP milletvekili ret oyu kullanırken 23 AKP milletvekili oylamaya katılmadı.1 AKP vekili çekimser oy kullandı.

    Oysaki MHP nin yasanın çıkmasına karşı gücü olmadığını bilmesine rağmen ,yasa tasarısını Daha "MECLiS ADALET KOMiSYONUNDA görüşürken iDAM CEZASININ kaldırılması ile ilgili maddeyi taslakatan çıkarabilecek gücü varken 5 MHP li vekil maddenin taslaktan çıkmasını engelledi."
    --spoiler--
    0 ...
  8. 5.
  9. yoktur diyenler, bunu seçimlerde oy dilenmek için meydanlarda sağa sola ip atanları alkışlayanlardır.
    2 ...
  10. 5.
  11. bir kadını tecavüz ederek hamile bırakıp ardından töre gereği kadının ve bebeğin öldürülmesini isteyen tecavüzcüsüne benzer. sen ortaya bir çocuk olması için kanırt ardından "lan çocuğa bakıyorlar" diye ağla... bakmasak demediği bırakmıyor dünya...
    1 ...
  12. 6.
  13. öncelikle şuna bir bakınız: (bkz: milliyetçi hareket partisi/#3362552)

    şimdi serbest düşüncemizi geliştirerek, türkiye gibi ortadoğu'da bulunan ve bu coğrafyadaki birçok diğer ülke gibi siyesetini kendi siyasetçilerinden ziyade abd ve emperyal güçlerin şekillendirdiği bir ülkenin karar mekanizmasının nasıl bağlandığına bir göz atalım.

    malum, apo ülkemiz tarafından değil, cia ve mossad'ın ortak harekatı sonucu kenya'da yakalandı. yakalandıktan sonra da türkiye'ye "emanet" edildi. bu noktaya dikkat: "emanet edildi". hatta rahmetli ecevit, yaptığı ilk açıklamada da "amerika bize niye apo'yu verdi, onu hala ben de bilemiyorum" demiştir. zira abd apo'yu bize yılanın başını ezerek, teröre darbe indirmemiz için değil, hapiste besleyip ülkenin edilgen siyasetini, tahakkum altına alınmış karar mekanizmasını ve en önemlisi kuzey ırak'daki kürt devletinin kurulmasına tepki göstermemesini teyid etmek için teslim etmiştir. zira ecevit teslim sonrası yaptığı bir başka açıklamada da "apo'nun türkiye'ye teslim edilmesi, abd ile olan alışveriş ilişkimizin bir sonucudur, bu alışverişte apo'ya karşılık türkiye'nin ne verdiği hala açıklanmadı. Dahası Apo'nun ele geçirilmesiyle türkiye'de oluşan coşku dalgasını ustalıkla arkasına alan Ecevit, partisini 1999 seçimlerinden birinci çıkartmıştır. seçimden sonra dsp-mhp-anap koalisyon hükümetini kurarak yeniden Başbakan olan ecevit, kameralar karşısına geçerek özellikle şu cümlenin altını çizmişti: "kuzey ırak'ta çağdaş bir devlet kuruluyor!". bu sözlerden de türkiye'nin kürt devletini kabul ettiğinin kripto ilanı demek olduğunu anlamak pek de zor olmasa gerek.

    yahudi lobisi daha önce de şöyle bir beyanat vermişti: "Türkiye'ye PKK'nın kellesi hediye edilmeli, karşılığında da Kuzey Irak'taki Kürt devletini kabul etmesi istenmeli". Apo'nun Türkiye teslim edilmesinin ardından Ecevit'in söylediği sözler, bu senaryonun ABD-israil-Türkiye üçlüsü tarafından 'müştereken' uygulandığının kesin kanıtıdır. Ecevit'in "Apo'yu neden bize verdiler, bilmiyorum" sözlerinin doğru cevabı, yine kendisinin kullandığı ifadelerde gizlidir. Amerika, Ecevit'e "Kuzey Irak'ta çağdaş bir devlet kuruluyor" sözlerini söyletmek için Apo'yu Türkiye'ye teslim etti. Apo'nun teslimatı aslında Türk milletini aldatmak için kullanılan bir malzemeden ibarettir. Zira, Kürt devleti zaten kabul edilmişti. Orgeneral Eşref Bitlis de, Uğur Mumcu da kuzey ırak daki kurulması planlanan kürt devleti stratejisini ve terörün arkasındaki mihrakları araştırırken ya da bulmak üzereyken öldürüldüler.

    1993 yılında NATO Başkomutanı/ABD Genelkurmay başkanı incirlik üssünde verilen gizli brifingde, Amerika subay şöyle demişti: "PKK'nın görevi Kürt devletinin kuruluş süreci boyunca Türkiye'yi angaje tutmaktır". Apo, Türkiye'ye gelir gelmez sarfettiği "Ben rolümü oynadım" mealindeki sözleri ile aslında kendisine verilen görevi kastediyordu. Apo'ya bu görevi verenler, yani ABD-israil ikilisi, elbette ki asılmasına izin vermezler. Apo'nun asılmayacağı şartını da AB değil, ancak onu Türkiye'ye teslim edenler, yani ABD-israil ikilisi koyabilir. Ecevit, önce Apo'nun idam dosyasını Başbakanlıkta bekletti, ardından da TCK'dan idam cezasını kaldırarak, onu yasal güvenceye kavuşturdu. Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz da bu vebale ortak oldu.

    uzun lafın kısası, mhp de anap da dsp de bu süreçte "pasif" rol oynamışlardır. yakalayan da teslim eden de raconu kesen de emperyal güçlerdir. idamın kaldırılması, ab'ye uyum süreci, bm güvenlik konseyi vs vs gibi zırvalar ancak gerçeği göremeyen insanları kanalize etmek için uydurulan şeylerdir. bu bağlamda üstte verdiğim bkz içindeki isimler de bu oyunu bozmak isteyen fakat elleri bağlı olan insanların isimleridir. malesef bu ülkede toplumun seyrini değiştirecek geniş çaplı bir karar verilmesi sanıldığı kadar kolay olmuyor. en azından meselenin arklasındaki denge politikalarını, dış güçlerin baskı politikalarını, istihbarat ve derin devlet yapılanmalarını, iç muvazeneleri iyi analiz etmek gerekir.
    4 ...
  14. 7.
  15. ***1997 yılında AiHM yargısının tamamen kabul görmesi konusunda yönergeleri Refah ve DYP koalisyonu kabul etti. Refah Partisinde bulunan A.Gül de bakan olarak imzası bulunuyordu.

    Protokole göre, idam kaldırılacak ve mevcut idam kararları uygulanmayacaktı.

    2001’de ise 57.hükümet sırasında Abdullah Gül ile Refah-ANAP-AP gibi muhafazakar kanata bağlı bazı kişiler AKP adıyla birleştiler. 2000 yılında 7,5 saatlik MHP-ANAP-DSP görüşmeleri sırasında, 1997 protokolüne dayanarak idamın ertelenmesi ve AiHM kararının beklenmesi gerektiği söylendi. Mesut Yılmaz, ANAP olarak eğer bu dönemde terör olayları artmazsa idam verilmesi yönünde oy kullanacağını beyan etti. Bahçeli de imza attı. Önüne 3 kez gelerek açıklamayı değiştirerek.

    *3 Ağustos 2002’de mecliste başlayan ve ANAP tarafından verilen Avrupa Uyum Paketi görüşülmeye başlandı. Ayrıca daha önce 3 Ekim 2001 yılında ki değişiklikle ise “Terör ve savaş suçları haricinde idam kaldırılması” yönünde kanunname değişikliği yapılmıştı ve buna dayanarak paket oylamadan geçti.

    Ama bu düzeltmeye rağmen, AKP’nin 41 milletvekiliyle 320 milletvekili idamın kaldırılma paketini onayladı. 117 milletvekiliyle MHP reddetti.

    58.hükümetle A.Gül önderliğinde AiHM protokolünde imzası bulunanların kurduğu AKP hükümeti, 2003’te idamın tamamen kaldırılması yönünde protokol imzaladı.

    **7 Mayıs 2004’te ise, 4771 sayılı kanunundaki “terör ve savaş suçları harici” ibaresi de kaldırıldı.

    *4771.kanun; 03/08/2002
    MADDE 1. – A) Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam cezaları hariç olmak üzere, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 7.1.1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununda yer alan idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmüştür.

    **Kanun No. 5218 Kabul Tarihi : 14.7.2004
    MADDE 1. — A) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun;
    1) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

    ***
    http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/23025.pdf Abdullah Gül Devlet Bakanı(!)
    Sayfa 7 onay ekranı,sayfa 21 6’nolu protokol
    ;
    6 No'lu Protokol Madde 1: Ölüm cezasının kaldırılması

    -------

    Sonuç; bütün bunlar neyi gösterir peki ? MHP koalisyon döneminde elinden geldiğince direnmiştir. idamın olması gerektiğini... 97'deki protokole rağmen, idamın tamamen apoyu kapması için gayret göstermiş ve 2000 yılında koalisyonun ortak beyannamesinde bunu belirtmek şartıyla imza atıp idam ertelenmiş ve AiHM süreci beklenmiş. 2001 yılında ise verilen kanun değişikliği ile idamın apoyu kapsaması sağlanmıştır. 3 Ağustos 2002'de ise verilen paket ile yapılan oylamada AKP-DSP ve diğer milletvekilleri onay verilmesi yönünde oy kullanmış, MHP 2001'de değiştirilen kanuna rağmen temkinli davranarak reddetmeye gitmiştir. Ancak gene de tasarı geçmiştir. 2002'de 58.hükümetle başa gelen AKP ise 2004'te bu ibareyi bile yaptığı değişiklikle kaldırmış, idam cezasını apoyu kapmayacak hale getirmiştir.

    Sonra suçlu, MHP oluyor.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük