mhp'nin bir gerçeği görüp bir gerçeği de gözler önüne sermesidir. Mhp ulusal ya da milletçi değil gayet de ortada kalmış, ABD'ye tıpkı akp gibi boyun eğecek bir siyasal oluşumdur.
80li yıllarda abd'nin hibe ettiği silahlarla solcu öldüren bir camianın günümüzdeki devamından başka ne beklenebilirdi ki? hem unutmayın, ülkücüler artık faşist değil.
(bkz: ülkücü yemini)
Nokta vuruşlu yazıcı edasıyla aranmış bulunmuş yazı.
Kimilerinin zamanında sovyet rusya da güçken onların yanında olalım dediği durumlardan biri.
ABD stratejik ortak olmasında iran mı olsun Kuzey kore mi? seçim merkezi oluşturalım.
Tarihe bakıldığında ABD ve CIA ile en çok içli dışlı olan partinin MHP olduğu gayet açık görülmektedir. Bunlar zamanında SSCB ye karşı omuz omuza mücadele etmişlerdi efendim.
Rus salatsına Amerikan salatası isminide bu zihniyet vermiştir.
yanlis olmayan bir soylemdir. stratejik ortak olmak akp'nin anladigi ve uyguladigi gibi somurge olmak degildir. ortakliklarda karsilikli cikarlar vardir. onemli olan mhp'nin bu ortakliktan nasil faydalanmayi planladigidir. bunu zaman gosterecek.
tüm iktidar talibi partilerimizin içinde bulunduğu ne yazık ki durumudur.
edit: tek eksi oy veren arkadaşım, barajı geçecek, iktidar olacak çaptaki partilerden abd ile işbirliği yapmayacak olanı söyle, oy vereyim. ne yazık ki dememe taktıysan hiç bir şey söyleme.
ABD ile uzun bir geçmişe sahip geleneksel ilişkilerimizde bugün yaşanan sıkıntıların karşılıklı güven ve saygı esasına dayalı olarak karşılıklı çabalarla aşılması büyük önem taşımaktadır. ilişkilerimizin, her iki tarafın çıkarlarına hizmet edecek şekilde, siyasi, güvenlik ve ekonomik boyutlarıyla gerçek anlamda bir stratejik ortaklığadönüştürülmesi ortak hedefimiz olmalıdır.
durum gösteriyor ki kimse abd ile ilişkilerini kesemez. ama şurası bir gerçek ki eskiden yunanistan şımarırdı, fransa, italya, ingiltere havlardı. avrupa da gerçekten ağırlığımız arttı. sarkozy bile umrumuzda değil. eskiden fransız mallarını, italyan ürünlerini pkk ile soykırımla ilişkilendirip sokakların ortasında paramparça ediyorduk gaza geldiğimizde, damarımıza basıldığında. şimdi ab de iplediğimiz bir ülke kalmadı gerçketen. ırak a müdahaleden önce abd koskoca ab yi siyaseten paramparça edip, almanya ve fransa yı küba gibi ülkeler diye nitelendirdi.
bu noktadan bakıldığında bizim ve dünyanın boy ölçüşemediği bir abd var. türkiye de kimse de abd ile ilişkileri asgariye indircem, incirliği kapatcam diye vaadde bulunamaz. bunu çok görmemek de lazım.
Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır...adı üstünde strateji..
devlet bahçeliye sorulması halinde "herşey türkiye içindir" cevabının alınacağı hadisedir. bugün milliyetçilik'ten, atatürk'ten, islam'dan bahseden bir parti ve bütün bunları yok etmeye çalışan abd'yi stratejik ortak olarak göstermek..
abd nin deeeee mhp nin deeeee...diye sonlanan nidaya sebebiyet veren laftır.
öncesinde gizliydi, 83ten beri ise herşey aleni. türkiye cumhuriyeti, ekonomide olduğu gibi dışilişkiler konusunda bir abd sömürgesi gibi davranmaktadır. bunu değiştirmek/değiştirebilmek için önce içerde kendi ayaklarımız üstünde durmalıyız. ondan sonra herşey yavaş yavaş düzelecektir, tabi abd izin verirse.
işin mhp kısmında ise şaşırtıcı hiçbişey yoktur. mhp ve benzeri oluşumlar zaten 30-35 yıldır abd nin dediklerinin 1 cm. dışına çıkmamıştır ki şimdi çıkabilsinler. vakt-i zamanında alparslan türkeş de böyle şeyler söylerdi, neye şaşırdınız ki?
mhp iktidara gelirse (allah etmesin) daha boktan şeyler çıkacaktır eminim. hatta abd bir süre sonra ülkeyi tamamen ele geçirip küba'da nasıl zamanında diktatör basista yarattılar ise bizde'de diktatör bahçeli yaratırlardı her ikiside abd tarafından yönetiliyor sonuç olarak. hatta bu abd türk ordusundan nefret etmektedir, orduyu yok etmeye çalışıp yerine kontgerilla, gladio, özel harp okulları gibi faşist kurumlarını getirir. takiii o zamana ülke'de onlar gibi düşünmeyen bir insan sağ kalırsa elbet.
kafamıza vura vura öğretmeye çalıştıkları ancak hala öğrenmek istemediğimiz bilmekten korktuğumuz en ciddi memleket gerçeğidir ki , abd yi stratejik ortak olarak kabul etmeyen herhangi bir siyasi hareket türkiye'de hiçbir zaman söz sahibi olamayacaktır.o yüzden ülkedeki bir siyasi partinin bunu beyan etmesi en azından eylemindeki ve söylemindeki tutarlılık ekseninde ciddiye alınmalıdır,yoksa bu durum türk siyasetinde "vaka-yı adiye"dendir.
marjinalite ile, marjinal olmak ile, marjinaliteyi seçmek ile; kitleselleşmek, kitlesel olmayı istemek ve kitlesel olmaya hazırlanmak ayrı ayrı şeylerdir;
bu ayrı ayrı şeyler farklı stratejiler, farklı taktikler, farklı kadrolar ve farklı parti programları, farklı seçim bildirgeleri gerektirir;
şimdi sol olan, marjinal olan bir grup aniden iktidara gelse, uluslararası ilişkiler, dengeler, bölgesel çıkarlar, ulusal beklentiler nedeniyle kimi zaman programındaki, seçim bildirgesindeki gibi değil, teamüllere uygun davranır, tıpkı eskiden milliyetçi olan bir partinin de, ayrıca merkeze yaklaşma denemeleri nedeniyle, öyle yapacağı gibi... çünkü:
devlet ile hükümet ayrı işlerdir, ayrı yetkilere ve haklara sahiptir; örgütlenişi de değişiktir;
parti, hükümeti kurmaya talip olur, halka baş vurur, meşruiyetini onlardan alır, hükümeti kurar ve devleti yönetmeye talip olur; olur ama hükümet olmak devlet olmak için yeterli değildir, üstelik gücü sadece devleti yönetmeye bile yetmez bazen;
devlet hükümeti yer kimi durumlarda çünkü devletin derini de vardır;
derin devlet bugün itibariyle abd ile stratejik ortaklığa hala hayırhah bakıyorsa, bir parti de bir biçimde kitlesel olmaya, hükümete talip olmaya * hazırlanıyorsa, seçim bildirgesinde bu konuya böyle yaklaşmak zorundadır;
pragmatizm ve politik, toplumsal ikiyüzlük bunu gerektirir; yani şaşırılmaması gereken sözlerdir.
son 60 yıllık türk dış politikasına bakıldığında olağan olan eylem.ne anti amerikancılar gördük ayağında nike elinde coca cola denilesi başlık.benim merak ettiğim ondan önceki 120 sayfa okunuyormu.onlarda ne yazıyor acaba.