Belki değindikleri konular güzel ama bir insan konuşmasına hiç mi çalışmaz. Sayın bahçeli de dahil olmak üzere bir tanesinde (Oktay vural) hariç hitabet yeteneği olmaz mı bunların. Ellerinde bir kağıt olmadan konuşma yapan mhp'li vekil o kadar az olmalı ki ben daha görmedim. Hele bugünkü mayınlı ihale için yapılan konuşmalarda biri çıktı ki allah allah yani. Önünde bir kağıt, kelime kelime okuyor. eh be kardeşim o an mı verdiler sana bunu. Belli ki sen yazmamışsın ki konuşmana hiç hakim değilsin. ama biraz okur, çalışır insan. koca vekil olmuşsun sonunda. Mhp'li vekilin bu durumu bana lisedeki coğrafya hocamı hatırlattı. Kulakları çınlasın, hala sağsa allah uzun ömür versin. Şöyle ki, bu bayan hocamız bizi sözlüye kaldırırdı. Kimi zaman rastgele kimi zaman da benim gibi haylazların zayıf olan yazılı notunu kurtarmaları için. Soruların ne olduğu önemli değildi, çünkü biz çalıştığımız konuları anlatırdık tahtada. hocamız da "Yahu ben bunu sormadım ki" dediğinde de başta tahtadaki ben, sonrada kafaladığım onlarca arkadaşım, hep beraber "Bunu sordunuz hocam" derdik. Kadıncağız da dalgındı belki de iyi niyetliydi de biz öyle sanıyorduk. Sonuçta iyi bir not alıp oturuyorduk. Ama günün birinde tutmadı bu oyun. Kadın siklonları sordu, bense antisiklonları çalışmıştım. Anlattım,bitti. Sonunda malum soruyu sordu: "Yahu ben siklonları mı sormuştum yoksa antisiklonları mı" Bütün sınıf :"Antisiklonlarııııı hoocaaaam". Ben zafer kazanmış bir komutan edasıyla tahtada sırıtırken bana "Bir de siklonları anlat bakalım" demez mi. Hah, işte konunun başına dönüyorum. Aynı bu akşam ki MHP'li vekile döndüm. Sayın vekil, mayınlı arazi üzerine konuşma yapması beklenirken başladı Cemil Çiçek'in siyasi kariyerine atıp sallamaya. Bir iki derken meclis başkanı Köksal Toptan uyandı : "Konumuz bu değildi. Mayınlı ihaleyi içeren önergelerinizi dinlemek istiyoruz" diye. Ama bu vekilin çalışmadığı konuydu. Yeniden Cemil Çiçek hakkında konuşmaya başladı. Ben de aynısını yapmış "yerse" diye yeniden antisiklonları anlatmaya başlamıştım. Tabi hocayı fazla küçümsemiştik ve bu sefer yememişti. Köksal toptan da yemedi. O da mhp'li vekilin ana konuya dönmesini istedi ama dönmedi. Sonuca gelirsek ben o gün, o coğrafya dersinde 10 üzerinden 5 alıp oturdum, beni idare ederdi, zayıf değildi en azından. Ama MHP'li vekiller bu şekilde tembellik yaparak vatandaş gözünde inandırıcılıklarını kaybediyorlar ki bu benim kaybımdan çok daha önemli. Ben, şimdiye kadar mhp'ye hiç oy vermedim. Ama Bahçeli'nin de hakkını yememek lazım, kısıtlı hitabet yeteneğine karşın bir dönem Akp iktidarına en sert muhalefeti o yaptı. Bugünkü konuşmaya şahit olan bir vatandaş olayı analiz ederse şu sonuca varabilir: "Muhalefet sadece karşı çıkmak için karşı çıkıyor. Çünkü görünen o ki neye karşı çıktıklarını bile bilmiyorlar. Bu durumda yaptıkları muhalefet sadece karalama amaçlı." Belki çok uç örnek oldu ama MHP'li vekillerin bu tembellikleri kendi düşündüklerinden çok daha etkili olabilir. Hem de kendilerinin aleyhine. Açıkçası bizim de. Lütfen, artık o kürsüye geldiğinizde konuşmanıza hazırlıklı olun. Sonuçta kabak bizim de başımıza patlayacak. Elinizden kağıt düşse üzerine spot tutulmuş tavşana döneceksiniz.
söyleyebilecekleri şeyler sınırlı olduğu için hep aynı çemberin kısacık çapında debelenen milletveklleridir.
ekonomi, dış politika, işsizlik, sanat, işçi hakları, lgbt hakları, ab süreci, yeni anayasa yapımı, kanunların gözden gecirilmesi, teknolojik gelişmeler gibi durumlar onlar için henüz çok gereksiz. tek dertleri ne?? kürtlere veya herhangi bir kula herhangi bir hak verilmesin diye sabah akşam orta çağ siyaseti yapmak.
yeni dönem türkiyede bunların yapabileceği tek iş ocakta toplanıp nihal atsızla kafayı bulmak. kendilerini bir an önce ayıltıp olaya vakıf olamazlarsa korkarım ocağa gelecek insanları da bulamayacaklar.
