her ay gerçeleşen mgk toplantısında, ilk başlarda basına verilen yapmacık görüntüden sonra uzun eşek onandığı gerçeğidir.
+ fotoğrafçılar gitti mi?
- hadi sıralananın beyler. uzun eşşeğe başlayalım.
+ mgk sonu bildirisine ne yazalım?
- eee, "terörle mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz" yaz.
+ali sen yastık ol
-tamam recep bey
+ya da olma
-neden?
+senin daha 2 çocuğun var zeval gelmesin bunlar askerler siker atarlar çocuğu üç yap öyle olursun
-doğru diyosunuz başbakanım
kimin kime bindiği belli olmayan ama en sondaki kişinin poposunun ortaya çıkmasına vesile olan oyunun cumhurbaşkanı başkanlığında protokol sırasına göre oynanması durumudur.
yavaş yavaş idrak ediyoruz herhalde, türkiye cumhuriyetinin her döneminde 2 hükümet olduğu gerçeğini...
Ankara'da iki hükümet vardı her zaman. Biri, bildiğiniz hükümet, öteki Milli Güvenlik Kurulu...
Bildiğiniz hükümet gündelik işlere bakar, öteki de "önemli" işlere!
Bildiğiniz hükümet politikacılardan oluşur, öteki hükümet "yüksek bürokrasi ve sivil iktidar karışımıdır"... Ama burada "ağırlıklı" olan yüksek bürokrasidir. Açık konuşalım, ordudur "ordu".
Milli Güvenlik Kurulu, insanda bazı başka ve eski kurulları da çağrıştırmaz değildir hani: Milli Birlik Komitesi, Milli Güvenlik Konseyi falan...
Ama bu bir "anayasal kurumdur", ötekilerin de "geçici anayasalarla" bir süre "meşru kılınmış" oldukları gibi. Bu daha uzun sürmüştür ve sürecek gibi de görünmektedir.
Yani bazı ahmak arkadaşlar da saf saf "genişletilsin, eski cumhurbaşkanları, 'akil' adamlar, emekli büyükelçiler, işadamları, hatta basın temsilcisi de katılsın" falan demiyorlar mı...
Yani efendim, bu kurul devleti korur, kollar ve gözetir. Gizli görevi, "sivil iktidara meydanı büsbütün boş bırakmamak, cahil halkın oylarıyla gelmiş Haso'ların, Memo'ların ipleri büsbütün ellerine geçirmelerini önlemektir"... (anladınız herhalde ne demek istediğimi)
Siviller öyle bir "markaja" alınsınlar ki, ortaya yeni bir Menderes, yeni bir Demirel, yeni bir Özal çıkamasın.
Bu tedbirin Erdoğan döneminde ne kadar başarıya ulaştığı da pek tartışma götürür ama, MGK, üst düzey bir "Ankaralı'nın" girmeye can atacağı bir kurumdur...
benim de aklımda hep bir soru var mgk ile alakalı... it kopuk gene yanlış anlayacak ama sormadan edemeyeceğim;
Atatürk, bir Milli Güvenlik Kurulu'na, ya da ona benzer bir kuruma niçin gerek görmemişti acaba?
Askerin politikaya karışmasını önlemek için mi?.. Yoksa bizzat kendisi ve başbakanı asker oldukları, ayrıca komutanları karıştırmaya gerek kalmadığı için mi?
Daha önce de "Atatürk bir senatoya niçin gerek görmemişti de sonradan aslan Kemalistler görmüşlerdi" diye sormuş, kimseden yanıt alamamıştım...
Atatürk ün gerek görmediği "mgk" gerçekten uzun eşek oynayabilsinler diye mi var acaba?
